27 Şubat 2014 Perşembe

Türk Genel Maksat Helikopter Projesi: T-70 Helikopteri

Türk Genel Maksat Helikopter Projesi: T-70 Helikopteri

Muhammet METİN/Kokpit.aero
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyacının karşılanması amacıyla 2005 tarihinde Genel Maksat Helikopter Projesi Savunma Sanayii İcra Kurulu kararıyla başlatıldı. Projede helikopter sayısı ilk olarak 32 adet daha sonra Orman Genel Müdürlüğü'ne 20 ve Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı'na da 2 adet olmak üzere sayı 54 adet olarak belirlendi. 
Savunma Sanayii Müsteşarlığı projede azami şekilde yurtiçi imkanların kullanılması helikopterlerin transmisyon, aktarma organları ve pal gibi ürünlerin Türk sanayisi ile ortak bir şekilde üretilmesi amacıyla açılan ilk ihale Aralık 2007 tarihinde gerçekleştirilen  Savunma Sanayii İcra Kurulu kararıyla iptal edildi. Bu doğrultuda ihaleye katılan Agusta Westland ve Sikorsky firması ile görüşmelere başlandı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından açılan ihalede  her iki firmadan en iyi teklif vermeleri istendi. TAI'nin Ana-yüklenici olduğu projede her iki firmayla görüşmeler 2010 yılında tamamlandı. İhaleyi kazanan firmanın belirlenmesi amacıyla 22 Mart 2011 tarihinde gerçekleştirilen SSİK toplantısında firmaların teklif etmiş oldukları fiyatı düşürmeleri için 1 aylık sürenin tanınmasının ardından 21 Nisan 2011 tarihli Savunma Sanayi İcra Komitesi, Türk Genel Maksat Helikopteri ihalesinde sözleşme müzakerelerine Amerikan Sikorsky firması ile başlanması kararı alındı.
Genel Maksat Helikopteri ihalesi süresince helikopter adedi; KKK (20), HvKK (6), DzKK (6), Sahil Güvenlik Komutanlığı (6), OGM (20), GES (2), JGnK (30), EGM (20) ve ÖzKK (11) olmak üzere toplam 121 adet olarak belirlendi. Daha sonrasında deniz şartlarına uyumlu gövde yapısına sahip olacak Deniz ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'na üretilmesi planlanan helikopterlerin TAI'de teslim edilemeyeceğinin belirlenmesi üzerine tedarik edilecek helikopterleri hazır alım yoluyla alımı kararlaştırıldı.
300 ADET HELİKOPTER ALINACAK
Türkiye'nin 20 yıllık süreçte genel maksat helikopteri ihtiyacı 300 adet olarak öngörüldü. Sikorsky firması proje kapsamında sipariş edilecek helikopter sayısı kadar helikopteri TAI tesislerinde üretip yurtdışına satışı gerçekleştirecek. Bu süre zarfında toplam 600 adet T-70 helikopteri üretilecek.
Genel Maksat Helikopter Projesi kapsamında  Sikorsky firmasının yeni ürünü olan  UH-60M modelinin uluslararası pazarlar için geliştirilen S-70İ helikopterinin ortak özelliklerini bir araya getiren T-70 modelini teklif etti.
TÜRK SAVUNMA SANAYİSİ PROJEDE YER ALACAK
Türk Havacılık Sanayisinin gelişimine büyük katkı sağlayacak olan projede başta TAI,TEI, Aselsan, Alp Havacılık, Ayesaş ve STM olmak üzere birçok savunma sanayii firması görev alacak. Sanayii katılımı'nın %70'ler seviyesinde olması beklenen projede KKK'na bağlı 5nci Ana Merkez Komutanlığı da yer alacak. Projede TAI helikopterin gövdesini, ana rotor ve kuyruk rotoru ve palleri, TEI (motor), ALP Havacılık transmisyon,iniş takımları, Aselsan aviyonik ve sistem entegrasyonu (Renkli MFD sayısal harita  ve sembolojisi ile INS/GPS Seyrüsefer Sistemi, Görev Yönetim Sistemi ) gibi sistemleri imal edecek.
3.5 MİLYAR DOLARLIK PROJE
T-70 helikopterinde kullanılacak General Elektrik ürünü T700-GE-701D motorunun yurtiçinde üretimi ve montajı TEI tesislerinde gerçekleştirilecek. Motorun %54 oranında yerli imkanlar kullanılarak üretilmesi kararlaştırıldı. İlk aşamada  yedekleriyle birlikte toplam 247 adet motor TEI tarafından üretilecek. Alp Havacılık ise T-70 helikopterinin rotor ve transmisyon sistemlerini, iniş takımlarını, dişli kutusu asamble ve arka kuyruk pervanesi sürücü şaftlarını üretiminden sorumlu olacak. Projenin toplam maliyetinin 3.5 milyar dolar olması bekleniyor.
MODERN SİSTEMLER İLE DONATILACAK
T-70 helikopteri milli görev teçhizatının kolaylıkla entegre edilebileceği monolog bir gövdeye sahip. Bu gövde UH-60L modeline göre %70 daha az parçadan oluşuyor. INS/GPS destekli seyrüsefer sistemi, gelişmiş egzos sistemi, GE Hover kızılötesi bastırma sistemi, 4 adet 10 inç genişliğinde  GGG uyumlu akıllı MFD, Sayısal Otomatik Uçuş Kontrol Sistemi, yenilenmiş transmisyon ve  daha dayanıklı T700-GE-701D turboşaft motorlar gibi birçok yeni sistem tasarlanıp entegre edilecek. Helikopter 1800m yüksekliğe 15 tam donanımlı asker ile yaklaşık 200 km harekat yarı çapına sahip olacak. Silah sistemi olarak 2 adet GIAT ürünü 20mm çapında top ile 2 adet 7.62  çapında 6 namlulu M134 Minigun ile silahlandırılabilecek. Yangınla mücadele görevlerinde ise bambi kovası ile 2.700 kg ağırlığında su taşıyabilecek.
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN VAZGEÇİLMEZ UNSURU
Türk Silahlı Kuvvetleri doğrudan satış yoluyla Sikorsky firmasından bugüne kadar toplam 111 adet BlackHawk, 25 adet SeaHawk helikopterini teslim aldı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterideki UH-1 helikopterlerinin ihtiyacı karşılayamaması üzerine tercih edilen S-70A-28 Sikorsky Black Hawk helikopteri, 1989 yılından itibaren TSK'nin,  uluslararası görevlerinde ve terörle mücadele kapsamında aktif olarak kullanıldı.
Irak’ın kuzeyine gerçekleştirilen bir çok sınır ötesi harekat sırasında Black Hawk helikopterleri hava indirme kabiliyetlerini kanıtladı. 20 Mart 1995 tarihinde terör yuvalarına gerçekleştirilen ‘Çelik-1′ harekatında altı tugay ve 35.000 asker, yine 14 Mayıs 1997 ‘Balyoz’ harekatı sırasında onbinlerce Türk askeri, Irak’ın 60 km içlerine sevk edildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü, terör, asayiş,trafik ve kaçakçılık alanlarında etkinkinliğini arttırmak amacıyla 1991 yılında ikisi VIP dizaynlı altı adet S-70A-17 Black Hawk helikopteri tedarik edildi.
S-70 Sikorsky Genel Maksat Helikopteri ABD'nin yanı sıra, 27 ülkenin silahlı kuvvetleri tarafından kullanılıyor. K.K.K.lığında 60 adet, Dz.K.K.lığında 24 adet, J.Gn.K.lığında 25 adet, Öz.Kuv.K.lığında 10 adet S-70 Sikorsky modeli helikopter bulunuyor. 
BLACK HAWK GECE-GÜNDÜZ GÖREVDE
K.K.K.lığı envanterinde bulunan S-70 Sikorsky modeli helikopterlerin tamamı, yeni üretilmiş olarak; 1992-1994 yıllarında 10 adet ve 1999-2003 yıllarında 50 adetlik gruplar halinde tedarik edildi. 3 Şubat 1999 tarihinde imzalanan sözleşme kapsamında; 2002 yılına kadar tamamen envantere alınan 50 adet helikopterin toplam sözleşme bedeli 562 milyon dolar, birim maliyeti ise yaklaşık 12 milyon dolardır. 
S-70 Sikorsky helikopterlerinin hertürlü tehdit ortamında görev yapabilmesi için, Gece Görüş Gözlüğü (GGG), INS,GPS, ısı ve radar güdümlü silahlara karşı ikaz ve önleme v.b sistemlerle donatıldı. Helikopterlerdeki, muharebe sistemleri de EH'ten etkilenmeyecek şekilde geliştirildi. Böylece helikopterler kendi aralarında ve komuta merkezleri ile kriptolu ve emniyetli muharebe imkanlarına kavuştu.
YARASA MODERNİZASYONU
Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı'na ait dört adet S-70 Blackhawk helikopteri YARASA Programı adı altında Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından aviyonik modernizasyona tabi tutuldu.Yarasa projesi ile helikopter üzerinde mevcut seyrüsefer, haberleşme ve görev ekipmanlarının sayısalları ile değiştirilmesine ilave olarak; kayan harita, hava radarı, kaska entegre gece görüş sistemi, kızıl ötesi hedef tespit sistemi (FLIR) ve yedek yakıt tankı entegrasyonları başarı ile gerçekleştirildi. Modernizasyon sonrasında, Genelkurmay Özel Kuvvetler K.lığına ait helikopterler; gece, gündüz ve her türlü hava şartında görev yapabilecek hale geldi.

26 Şubat 2014 Çarşamba

TSK'dan 150 yıl sonra bir ilk

"TÜRK DIŞ POLİTİKASINI DESTEKLEMEK...

TSK'dan yapılan açıklamada, "Dünya denizlerinde sancak/varlık göstererek Türk Dış Politikasını desteklemek, Afrika ülkeleri ile tesis edilen ilişkilerin geliştirilmesine ve yeni ilişkilerin tesis edilmesine katkı sağlamak maksadıyla, Tuğamiral Ali Murat Dede komutasında Gediz ve Oruçreis fırkateynleri ile Heybeliada korveti ve Kudret Güngör lojistik gemisinden oluşan Barbaros Türk Deniz Görev Grubu teşkil edilmiştir" denildi.

Bu kapsamda Afrika kıtasının batısından başlayarak, tüm Kıta'yı içine alacak şekilde, toplam 29 Afrika ülkesine yönelik eğitim ve liman ziyaretleri icra edilecek. ABD Afrika Komutanlığınca planlanan ve Batı Afrika ülkelerinin de katılım sağlayacağı Obangame Express Tatbikatı'na iştirak edilecek. Güney Afrika'da bulunan Overberg Atış Alanı'nda güdümlü mermi ve top atışları icra edilirken Hint Okyanusu'nda, deniz haydutluğu ile mücadele faaliyetlerine ve deniz güvenliğine destek sağlanacak.


1866'DAN SONRA İLK KEZ

TSK, Türk Deniz Kuvvetleri tarihinde, 1866 yılından sonra ilk defa Ümit Burnu'nun geçileceği bu faaliyet kapsamında, icra edilecek deniz harek'tı ile tanıtım, insani yardım ve deniz haydutluğu ile mücadele faaliyetleri hakkında kamuoyunu bilgilendirmek maksadıyla, TDGG Komutanı Tuğamiral Ali Murat Dede'nin 3 Mart Pazartesi günü saat 11.00'da Gölcük'te Gediz fırkateyninde bir basın toplantısı düzenleyeceğini bildirdi.
http://www.sabah.com.tr/Gundem/2014/02/26/tskdan-150-yil-sonra-bir-ilk

İNCİ Projesi

Havacılık Malzemeleri ve Kontrol Tahrik Sistemleri Projeleri

Servo Motor Geliştirilmesi Projesi

Nikel Alaşım Katmanlı İmalat Teknolojisi Geliştirilmesi - YAKUT Projesi

Titanyum Alaşımları için Süperplastik Şekillendirme Prosesinin Geliştiri...

Magnezyum Döküm Teknolojisi Geliştirilmesi - MÜGE Projesi

Karbon Elyaf Takviyeli Termoset Reçineli Prepreg Geliştirilmesi - İPEK P...

25 Şubat 2014 Salı

F-16 modernizasyon projesi tamamlanıyor

F-16 modernizasyon projesi tamamlanıyor

Muhammet METİN/Kokpit.aero
Hava Kuvvetleri Komutanlığı mevcut kuvvet yapısının etkinliğini geleceğin harekât ortamında da devam ettirmek maksadıyla başlatılan F-16 Öncel III projesi'nde  sona gelindi. Modernizasyon kapsamında F-16 savaş uçaklarının büyük bir bölümü yenilendi. Projenin Ekim 2014 tarihinde tamamlanması planlanıyor.
F-16 uçakları yeni nesil aviyonik, silah ve elektronik sistemlerle donatılıyor. F-16 uçaklarının modernizasyonu ile harekâtın her havada gece gündüz kesintisiz yerine getirilmesi, her türlü harekât ve tehdit ortamında modern mühimmat ve hassas angajmanla azami etkinin sağlanabilmesi, uçakları benzer konfigürasyona getirerek lojistik desteğin artırılması, idame ve işletme maliyetlerinin azaltılması hedefleniyor.
PROJE 2009 TARİHİNDE BAŞLADI
F-16 Modernizasyonu Seri Montaj Projesi 10 Ağustos 2009 tarihinde Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM)’de gerçekleştirilen imza töreni ile yürürlüğe girdi. Bu kapsamda, “F-16 Modernizasyonu Seri Montaj Projesi” sözleşmesi SSM ile TAI arasında imzalandı. Modernizasyon işlemlerine Ekim 2010 tarihinde başlanan projede, 149 adet F-16, TAI tesislerinde, 16 adet F-16 ise TAI teknik desteğinde 1.HİBM Komutanlığı’nda modernize ediliyor.
YENİ MÜHİMMATLAR İLE DONATILACAK
Modernizasyon kapsamında uçaklar, 200 adet NVG Gorrles gece görüş sistemi, 200 adet JHMCS gelişmiş pilot kaskı, SPEWS-II öz savunma sistemi ve 180 adet AN/APG-68(V)9 ile bu sisteme bağlı elektronik donanım ve bilgisayarlar entegre edilecek. Ayrıca uçaklar yeni silah sistemlerini de kullanabilir hale gelecek. Bu yeni mühimmatlar içerisinde deniz hedeflerine karşı kullanılan Penguin güdümlü mermileri ile AIM-9X ve Python-5 gibi havadan havaya sistemler de mevcut. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın 165 adet F-16 savaş uçağını kapsayan modernizasyon projesinin toplam maliyeti 3.88 milyar dolar.    

21 Şubat 2014 Cuma

OMÜ insansız hava aracı üretti!

OMÜ insansız hava aracı üretti!

OMÜ insansız hava aracı üretti!
Proje Koordinatörü Cevat Sunol, "Türkiye'de üniversitelerde üretilen bu boyda başka insansız hava aracı yok. Belki ileride bu uçağın seri imalatını yaparak çok daha farklı bir ilke de imza atabiliriz" dedi.

Samsun OMÜ UZAYTEM, Türkiye'de üniversiteler tarafından yapılan en büyük insansız hava aracı olduğu öne sürülen aracı üretti. OMÜ'de öğretim görevlisi olan ve UZAYTEM Arge Merkezi'nde proje mühendisi olarak görev yapan Proje Koordinatörü Uçak Mühendisi Cevat Sunol, yapımı 8 ay süren insansız hava aracıyla ilgi bilgi verdi. UZAYTEM Arge Merkezi tarafından tasarımı ve imalatı yapılan insansız hava aracının yüzde 100 yerli bir proje olduğunu belirten Cevat Sunol, "Üzerinde turboprop motor bulunuyor. Proje, motorun testi için gerçekleştirildi. Uçağımız 6 metre kanat açıklığına, 180 kilogram azami kalkış ağırlığına sahip. Ayrıca 30 kilo yük taşıma ve 8 saat havada kalabilme kapasitesine sahip. Bu boyutları ve kabiliyetleri ile halen kullanılmakta olan taktik araçlarla eş boyutlarda diyebiliriz" dedi.

Tasarım çalışmalarının tamamen üniversite bünyesinde gerçekleştirildiğini söyleyen Sunol, "Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi ve Sivil Havacılık Yüksek Okulu'ndan destek alarak, UZAYTEM Arge Merkezi'nde tasarım çalışmalarını tamamladık. Bu çalışmaların ardından 3 ay gibi kısa bir sürede UZAYTEM Arge Merkezi'nin bünyesinde olan kompozit atölyesinde uçağın imalatını yaptık. Merkezimizin hedefi hem yüksek katma değerli arge projeleri yürütmek, hem de insanlı ve insansız hava araçlarını tasarlamak, üretmektir. Bundan sonraki hedefimiz buna benzer kapasitelere sahip fakat seri imalata daha uygun, daha yüksek standartlarda insansız hava aracı platformunun tasarımını ve üretimini yapmak, özellikle sportif amaçlı kullanılacak insanlı uçakların üretimini yapmak ve savunma sanayine yönelik yüksek nitelikli kompozit malzemelerin üretimini yapmaktır" diye konuşarak şöyle devam etti:

"Üniversitemizin bu konuda çok ciddi desteği var. Bu desteğin artmasını da bekliyoruz. Böylece daha yüksek katma değerli projeleri yapabileceğimizi düşünüyorum. Yaptığımız bu projenin Türkiye'de önemli bir kilometre taşı olduğunu düşünüyorum. Çünkü Türkiye'de üniversitelerde üretilen bu boyda başka insansız hava aracı yok. Belki ileride bu uçağın seri imalatını yaparak çok daha farklı bir ilke de imza atabiliriz. Ülkemizde ihtiyaç duyulan sportif hava araçlarının, küçük uçakların ve eğitim uçaklarının imalatını yapmayı düşünüyoruz. Bu anlamda tasarım çalışmalarımız başladı. Projeler verildi. 1-1,5 sene sonra belki de burada küçük uçakların havalandığını göreceksiniz."
http://haber.stargazete.com/guncel/sonunda-turkler-bunu-da-yapti/haber-846668

Türkiye'nin göklerdeki gözü: HİK uçağı

Türkiye'nin göklerdeki gözü: HİK uçağı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özel ’ANA’ uçağıyla beraberinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte 3’üncü Ana Jet Üs Komutanlığı’nda düzenlenen Barış Kartalı Projesi kapsamındaki İlk Havadan İhbar ve Kontrol (HİK) Uçağı’nın (Awacs) envantere giriş törenine katılmak için Konya’ya geldi. Havalimanında protokol üyeleri tarafından karşılanan Başbakan Erdoğan, cuma namazı için Hacı Veyiszade Camii’ne geçti. Başbakan Erdoğan’a, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan eşlik etti.
Erdoğan, namazın ardından camiinin terasından bahçede kendisini bekleyen halkı selamladı. Cami önünde bekleyen kalabalık grupta ’Dik dur eğilme, bu millet seninle’, ’Mücahit Erdoğan’ sloganları attı. Başbakanlık otobüsüne binen Erdoğan, kendisini selamlayan gruba, santraç takımı dağıttı. Başbakan’ın Erdoğan’ın geliş ve gidiş güzergahları ise havadan sürekli polis helikopteriyle kontrol edildi.
DEVLETİN ZİRVESİ TÖRENDE BULUŞTU
Konya 3’üncü Ana Jet Üs Komutanlığı’nda düzenlenen törene helikopterle gelen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk ve davetliler katıldı.
HİK’E SAHİP OLAN 3’ÜNCÜ ÜLKEYİZ
Törende, önce ilk Havadan İhbar ve Kontrol (HİK) Uçağı’nın tanıtımı yapıldı. Ardından konuşan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, HİK’in, Türk Hava Kuvvetleri’nin uzun süre sahip olmak istediği bir yetenek olduğunu belirtti. HİK’e dünyada az sayıda ülkenin sahip olduğunu ifade eden Orgeneral Öztürk, Avustralya ve Güney Kore’den sonra envanterine alan 3’üncü ülkenin Türkiye olduğunu söyledi.


DAĞIN ARKASINA GÖREN GÖZLER
Hava gücünün sadece muharip unsurlardan oluşmayacağını, destek unsurlara da ihtiyaç olduğunu ifade eden Orgeneral Öztürk, ”Bazı destek unsurları da kuvvet çarpanları olarak adlandırılır. Bugün Hava Kuvvetleri’nin HİK uçakları en önemli kuvvet çarpanlarımızdan biri olmuştur” dedi.
Bugüne kadar yerdeki radarlarla tespitlerin yapıldığını ancak dağ ve engebeli alanlardan etkilendiğini ifade eden Orgeneral Öztürk, HİK’in, Hava Kuvvetleri’nin dağın arkasındaki gören gözleri olacağını ifade etti.
BAŞBAKAN ERDOĞAN, ”4 HİK UÇAĞINI TESLİM ALACAĞIZ”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hizmete alının Havadan Erken İhbar ve Kontrol Uçağı’nın ülkemize, milletimize ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne hayırlı olmasını diledi.
Bugün farklı bir gururun yaşandığını ifade eden Başbakan Erdoğan, HİK uçağının alınması için ilk olarak 2003 yılında adım atıldığını ancak, yaşanan sıkıntılarla bu sürecin bugünlere geldiğini belirtti. Bu yıl sonu ve önümüzdeki yıl yapılacak teslimatlarla birlikte 4 HİK uçağının da teslim alınacağına dikkat çeken Erdoğan, 12 yıl boyunca savunma sanayiye önem verdiklerini kaydetti.
Erdoğan, şöyle konuştu: ”Bir yandan savunma sanayimizi geliştirdik. Bunun yanında milli sanayimizi gücümüzü tahkim etmek için tüm imkanlarımızı kullandık. Kullanmaya da devam edeceğiz. Savunma sanayi ürünlerinin tasarım, teknoloji, geliştirme, üretim, test ve kullanıma hazır hale getirme süreçleri, gerçekten çok uzun, çok zahmetli ve çok maliyetli. Biz kendi insanımıza, kendi mühendisimize, kendi teknisyenimize, kendi firmalarımıza güvendik ve onlara her türlü desteği sağladık. Bu doğrultuda kara, deniz ve hava sistemlerinde stratejik projeler başlattık. Bugün verdiğimiz emeklerin karşılığını almaya başladığımızı görüyoruz. Donanmamız büyük ölçüde milli savaş gemilerimizle donatıldı. Hele hele şimdi havuzlu çıkarma gemimizle birlikte çok daha farklı bir güce ulaşmış olacağız. Askeri kara araçları tamamen ülkemizde üretebilir hala geldik. Uçaklarımızın modernizasyonlarını kendi imkanlarımızla gerçekleştiriyoruz. ”

109 HELİKOPTER TSK’YA KATILIYOR
Atak helikopterlerin üretimlerine başlandığını ifade eden Erdoğan, ”Bugün ayrıca yeni bir imzayı daha attık. Bizim için çok önemli bir imza töreniydi. Genel maksat helikopterleriyle ilgili 3.5 milyar dolarlık bir adımı attık ki, burada 109 helikopter, bu da yine Türk Silahlı Kuvvetlerimize katılıyor. İnsansız Hava Araçlarımız geliştirme aşamalarını başarıyla tamamladı. Milli uydularımızı fırlatıyoruz. Deniz karakol uçaklarımız göreve başladı. Cumhuriyet tarihimizde uzun bir aradan sonra ilk milli tasarım uçağımız, gökyüzüyle buluşmuş vaziyette. Çok yakında ülkemizin de üretiminde ortak olduğu bir başka proje A-400N nakliye uçaklarının ilkini teslim alacağız. Savunma sanayilerimizin hamlelerine önümüzdeki dönemde de daha ileri projelerine devam edeceğiz” diye konuştu.
SAVUNMA SANAYİNDE DIŞA BAĞIMLILIK ORTADAN KALKACAK
Başbakan Erdoğan, yeni başlayacak ve devam eden projelerle birlikte 2023 yılında savunma sanayı alanında dışa bağımlılığı yüzde yüze yakın oranda ortadan kaldırmayı hedeflediklerini açıkladı.  Başbakan Erdoğan 4 HİK uçaklık filonun 3’ünün bu yıl teslim olacağını 4’üncü uçağın da önümüzdeki yıl teslim edileceğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Uçaklarımızın yakın coğrafyamızın çalkantı ve istikrarsız içinde olduğu bir dönemde hizmete giriyor olmasını çok çok önemsiyorum. Yaşadığımız hadiseler, ülkemizin menfaatlerinin korunmasında savunma yeteneklerinin her zamankinden daha fazla önem kazandığını gösteriyor. Barış kartalı uçaklarımız Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gören gözü olacak. Ülkemiz hava sahasına olabilecek her türlü tehdide karşı erken uyarı görevini yerine getirecektir.”
Başbakan Erdoğan, HİK uçaklarında ABD’de bulunan Boeing firmasının ana yüklenici olduğu proje kapsamında ülkemizde önde gelen savunma sanayi kuruluşlarının önemli görevler üstlendiğini kaydetti.
HAVADAN İHBAR VE KONTROL UÇAĞININ ÖZELLİKLERİ
Hava Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyaçları doğrultusunda, Savunma Sanayii Müsteşarlığınca yürütülen ’Barış Kartalı Projesi’ kapsamındaki ilk Havadan İhbar ve Kontrol Uçağı (HİK), Konya’daki 3’üncü Ana Jet Üs Komutanlığındaki törenin ardından Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girdi.
Boeing 737- platformuna kurulan HİK uçağı, yakıt ikmaliyle 20 saat havada kalabiliyor. Uçakta özel eğitimli 2 pilotun yanı sıra radar ihtisası olan subay ve astsubaylardan oluşan ekip bulunacak. Uçak, üzerindeki yeni nesil sabit radarın 360 derecelik görüş açısıyla Hava Kuvvetleri, coğrafi engellerden etkilenmeden yüzlerce kilometrelik alanı tarayabilen kapasiteye sahip olacak.
Uçakla elde edilen istihbaratlar yer destek birimine iletilerek operasyonlarda kullanılacak. Uçaktaki radar sistemi, 350 kilometre menzili içinde aynı anda 3 bin cismi tespit ve takip edebiliyor. Uçak, elektronik karıştırma ve şaşırtma da yapıyor.
Uçak, ülkemizin yer alacağı milli, uluslararası, ikili, çok uluslu görevler ve eğitimlerde, tatbikatlarda, Türk Hava Sahası’na yönelecek tehditleri tespit, teşhis etme ve gerekirse bertaraf etmek maksatlı görevlerde kullanılacak.
Önümüzdeki yılda teslim edilecek uçakla birlikte 4’e yükselecek olan HİK uçakların isimleri ise Doğu, Batı, Kuzey ve Güney olacak.

Türk ordusu için tarihi gün

Türk ordusu için tarihi gün

Türk ordusu için tarihi gün

"Barış Kartalı" projesi kapsamında havadan ihbar ve kontrol uçağının, 3. Ana Jet Üssü'nde düzenlenen Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine giriş töreni gerçekleşti. Törende Cumhurbaşkanı Abdullah Gül veBaşbakan Erdoğan birer konuşma yaptı.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
Bugün farklı bir gururu taşıyoruz. Geç oldu ama iyi oldu. 2003’te ilk adımı attık. Maalesef bizim dışımızda bazı sıkıntılarla bu süreç ertelemeli olarak bugünlere geldi. Bu yıl sonu 4 uçağımızı teslim alacağız. Hava kuvvetlerimiz çok büyük bir güce erişmiş olacak. Bir yandan savunma sanayimizi geliştirmek, milli savunma gücümüzü tahkim etmek için tüm imkanlarımızı kullandık.
Bugün verdiğimiz emeklerimizin karşılığını aldığımızı görüyoruz.
Burada 109 heklikopter TSK'ya katılıyor. İnsansız hava araçlarımız gelişme aşamalarını tamamladı. Milli uydularımızı fırlatıyoruz. Hürkuş, gökyüzü ile buluşmuş vaziyette.
Yaşadığımız hadiseler, ülkemizin menfaatlerinin korunmasında savunma yeteneklerinin önemini bize gösteriyor. En ileri teknoloji ile donatılmış uçakların geliştirilmesinde Türk savunma sanayinin rol almasından memnuniyet duyuyorum.
Tüm bu çalışmalarla gayemiz yaşadığımız bu zorlu coğrafyada savunma teknolojilerimiz için askerimizi kimseye muhtaç etmemektir. Barış Kartalı’nın bir kez daha hayırlı olmasını temenni ediyorum. Projede emeği geçenleri kutluyorum.
GÜL: YENİ BİR DÖNEM
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının ardından kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şunları söyledi:
Savunma yeteneğimizin daha ileri bir aşamaya getirildiğini görmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Bunu basit bir tedarik işlemi olarak görmemek gerek. Birçok yerli tedarikçinin ve şirketin de bu çalışmalara katıldığının ve bilgi akışının olduğu da bir gerçektir. Awacs’lar Türk havacılık ve savunmasında çok önemli bir aşama olmuştur.
PEKİ NEDİR BU AWACS ?
Yedi yıl gecikmenin ardından bugün TSK’ya teslim edilecek olan ‘havadan uyarı ve kontrol sistemi’ (AWACS) uçakları projesinde Türkiye, Amerika’ya 637 milyondolar ödedi.
Toplamda ise proje kapsamında Ankara’nın cebinden çıkacak para 1 milyar 385 milyon doları bulacak. Gecikmeden dolayı Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM), üretici Boeing firmasına 183 milyon dolar ceza kesti. Fakat cezaya karşılık olarak başlangıç destek süresinin iki yıldan 5 yıla çıkarılması, 3 yıl boyunca yazılım desteği ve yaklaşık 32 milyon dolarlık yedek parça alınması kararlaştırıldı. Barış Kartalı olarak da isimlendirilen uçağın birçok gelişmiş teknik özelliği bulunuyor. Söz konusu uçak, Türk hava sahasında görev aldığı bölgeye göre Karadeniz’in tamamını,Avrupa sınırını, İranIrakSuriye ve  Ermenistan gibi ülkeleri gözleyebilecek. 10 saat uçacak bir devriye boyunca ve toplamda 4 milyon kilometrekare alanı gözleyecek.
Havadan Erken İhbar ve Kontrol (HİK) Uçağı Projesi kapsamında Boeing firması ile 4 uçak üzerinden imzalanan sözleşme 2003’te yürürlüğe girdi. Şu anda Türk firmalarından TAI’de 3 uçak bulunuyor. Dördüncü uçak henüz gelmedi. Türk hava sahasının etkinliğini büyük ölçüde artıracak olan AWACS’lar, gövde üzerinde taşıdıkları özel radar sistemiyle her türlü hava aracını anında tespit edebilme özelliğine sahip. Boeing’in geliştirdiği yeni nesil Elektronik Faz Dizilimli Radar Teknolojisi ile üretilen Havadan Erken İhbar ve Kontrol Sistemleri uçakları, gelişmiş sensör ve füzyon teknolojileri ile Türkiye’nin hava sahasının kontrolünü sağlayacak. AWACS, yüksek irtifada yüzlerce kilometre uzaklıktaki uçakları ve gemileri izleyip elde ettiği verileri anında yerdeki harekât merkezleri ile göreve çıkacak savaş uçaklarına bildirebiliyor. Havada yakıt ikmali yaparak gerektiğinde 24 saat uçabiliyor. 41.000 feet yüksekliğe kadar tırmanabilen uçaklar sayesinde arazi engeli arkasında kalan karanlık noktalar da görülebiliyor. Ortalama bir görev uçuşunda 4 milyon kilometrekare genişliğinde bir alana radar kaplaması sağlanabiliyor. Uçaklar ayrıca gelişmiş radar kabiliyetlerinin yanında, uçan komuta merkezi olarak da görev yapabiliyor. Çeşitli birliklerin birbirleri ile emniyetli ses, görüntü ve veri alışverişi yapmasını sağlayıp, farklı kaynaklardan gelen bilgileri birleştirerek harekât ortamının müşterek resminin oluşmasını sağlıyor.

İşte Barış Kartalları’nın çağrı adları

İşte Barış Kartalları’nın çağrı adları


Konya’da kurulan 131’nci Havadan İhbar Kontrol Filosu, bugün ilk uçağını törenle teslim aldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk’ün katılımıyla tören 3. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda yapıldı.
İlk uçağa ‘Kuzey’ çağrı adı verildi. Bu uçağı Güneş, Doğu ve Batı çağrı adlarına sahip E737’ler izleyecek. Boeing 737 yolcu uçaklarının 700 modelinden geliştirilen uçağın üzerinde Northrop Grumman imalatı MESA radar sistemi bulunuyor. İki pilot ve 14 radar operatörü ile yakıt ikmali yaparak 20 saat havada kalabilecek bu uçaklar, hava sahasını sürekli kontrol edebilecek.
ORGENERAL ÖZTÜRK: TÜRKİYE’NİN GÜÇ ÇARPANI
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, bu uçakla Türk Hava Kuvvetleri’nin çok önemli bir güç çarpanına sahip olduğuna dikkat çekti. İlk üç uçağın bu yıl, dördüncü uçağın da 2015’te envantere gireceğini belirten Orgeneral Öztürk, “Barış Kartalı 380 kilometre menzelli radarı ile hava sahasındaki her türlü aracı ve füzeyi anında tespit edecektir. Bu uçak aynı zamanda komuta kontrol uçağı olarak da kullanılacaktır” dedi.
BU GÜNLERDE UÇAKLAR DAHA DA ÖNEM TAŞIYOR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise savunma sanayinde son yıllarda millileştirme çalışmalarına dikkat çekerek “Hava araçlarında ATAK helikopteri, ANKA İnsansız Hava Araçları, başlangıç eğitim uçağı Hürkuş ile önemli bir alt yapı kazandık. Ortak projelerde ise Türkiye’ye ciddi bir iş olanağı sunuluyor. Örneğin 1,5 milyar dolarlık Barış Kartalı Projesi’nin yüzde 50’si milli kaynaklarla yapıldı” dedi.
Suriye’deki karışıklığa da dikkat çeken Başbakan Erdoğan, “Envantere giren Barış Kartalı uçağı ile bölgedeki güç dengelerine kendi lehimize önemli bir katkı sağlıyoruz. Bu uçakların önemi, böyle günlerde daha da artıyor” diye konuştu.
DÜNYADA ÇOK AZ ÜLKEDE VAR
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise HİK uçaklarının dünyanın çok az ülkesinde bulunduğunu belirterek “24 saat boyunca elde edilecek bilgiler sınır kontrollerinin daha iyi yapılacaktır. Avrupa’nın güney kanadının da en etkin olarak kontrolünü sağlayacaktır. Bu tür uçaklar ABD’nin öncülüğündeki 1991’deki Körfez Savaşı’nda kullanılmıştı. Etkin bir şekilde görevlerin çok hızlı yapılmasını sağlamıştı. Biz de 2. Körfez Savaşı’nda AWACS’ları ve Patriotları kullanmıştır. O gün misafir olarak Konya’ya gelen AWACS’lar artık kendi malımız” diye konuştu.

SİKORSKY İLE DEV ANLAŞMA

3 yıl sonunda Genel Maksat Helikopter Anlaşması imzalandı


Uzun süredir  devam eden pazarlıklar sonucunda ABD'li Sikorsky ile 109 helikopter alımı konusunda anlaşma imzalandı. İlk T-70 helikopteri 2018’de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edilecek.
İmzalanan sözleşmeyle Türkiye, Sikorsky firması ile ortak olarak 109 adet "genel maksat helikopteri" üretecek. Helikopterler Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Özel Kuvvetler Komutanlığı'na verilecek. Helikopterler, muharebe arama/kurtarma ve yangınla mücadelede kullanılacak. Gerekli görüldüğü takdirde diğer sivil kurumlar için de helikopter üretilebilecek.
ABD'li Sikorsky firması ile 2010'da "görüşmelere başlama kararı" alınmıştı. Ancak Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Sikorsky firması arasında yaklaşık 3 yıldır süren sözleşme görüşmelerinde çok sayıda çıkmaza girilmişti. "Sözleşme görüşmelerinin iptal edilmesi" noktasına kadar gelen müzakerelerde geçtiğimiz günlerde sonuca varıldı. ABD'li firma ile imzalanacak 3,5 milyar dolarlık helikopter anlaşmasının maliyetinin de Çin'den alınacak füze sistemlerinin maliyetiyle aynı olması dikkat çekti.
ORTAK İMALAT
Türkiye ile ABD arasındaki kritik anlaşmanın ardından sürecin nasıl işleyeceği de ortaya çıktı. Buna göre, ASELSAN, helikopterin en kritik elektronik sistemi olan kokpiti tamamen milli imkanlarla üretecek. TAI de helikopterin kritik parçalarının ve gövdesinin üretiminde büyük rol oynayacak. Bunun yanında çok sayıda yerli firma da helikopterin üretimi konusunda destek verecek.
Proje kapsamında "genel maksatlı" üretilen helikoptere silah takılmasıysa ABD hükümetinin izniyle mümkün olabilecek. Bu konuda ilk önce, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gelecekteki ihtiyaçlarına, ardından da ABD'den alınacak teknik onaya bakılacak.

19 Şubat 2014 Çarşamba

TSK C-130 nakliye uçağına milli yazılım

EN KAPSAMLI PROJE


Dünyadaki en kapsamlı C-130 modernizasyon faaliyeti olarak adlandırılan Erciyes Projesi’ni daha önce ABD’nin başlattığı ancak çeşitli nedenlerle iptal ettiği öğrenildi. TUSAŞ’ın seri modernizasyon aşamasında olması nedeniyle, C-130 modernizasyon çalışması yapan diğer ülkeler arasında rekabeti artırdığı ifade edildi.

 2040’A KADAR UÇACAK

Modernizasyon çalışmaları sonrası C-130 uçaklarının 2040 yılına kadar görev ömrünün uzatılması hedefleniyor.  Proje kapsamında şimdiye kadar, 2 adet C-130’un Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edildiği, geriye kalan 17 adet uçağın da modernizasyon çalışmalarının devam ettiği belirtildi.

 SİLAH SİSTEMİ YOK  

TUSAŞ kaynakları, uçaklara silah montajının şimdilik projede yer almadığını söyledi.

Projeyle C-130’larda şu yenilikler olacak

*Uçaklar modern haberleşme ve seyrüsefer sistemleri ile yer görev planlama sistemi, gece görüş uyumlu gösterge ve aydınlatma sistemine sahip olacak.

*Milli olarak geliştirilen, çok amaçlı ve gelişime açık altyapıya sahip görev bilgisayarı ve Uçuş Yönetim Sistemi  (UYS-FMS) yazılımı sayesinde güvenli ve emniyetli bir uçuş imkânı sağlanacak.

*Yerden otomatik uçuş özelliği kazandırılacak.

*Tüm diğer kara, hava ve deniz platformlarıyla haberleşme imkanı sağlanacak.

ÖMER OZAN - BUGÜN GAZETESİ

18 Şubat 2014 Salı

İlk yerli savaş uçağında son aşamaya gelindi!



Uçakla ilgili iki yıldan beri yürütülen çalışmalar ve yapılabilirlik etüdü, SSİK'te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel'e sunulacak. Toplantıda, projenin sistem geliştirme ve gösterim safhasına geçiş kararının alınmasının planlandığı öğrenildi. 30 Mart yerel seçimleri nedeniyle bir ertelemeye gidilmemesi halinde SSİK'in önümüzdeki günlerde toplanması bekleniyor.

ÖN TASARIM SAFHASI TAMAMLANDI

Hava Kuvvetleri'nin 2020'li yıllardan sonra jet eğitim ve muharip uçak ihtiyacını milli imkanlar ile karşılamak amacıyla, 15 Aralık 2010 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK)'nin 545 sayılı kararı ile bir proje başlatıldı. Proje kapsamında, ihtiyaç makamı olan Hava Kuvvetleri Komutanlığı, tedarik makamı SSM ve ana yüklenici TUSAŞ çalışanları ilk defa Entegre Proje Yönetim Ofisi adı verilen bir yapı altında bir araya gerek konsept geliştirme ve kavramsal tasarım çalışmalarını sürdürdü. Bu aşamada Hava Kuvvetleri Komutanlığı, uçağın görev yapacağı 2030'lu yıllar ve ötesinin harekat ortamını düşünerek yapılabilir bir uçağın harekat isterlerini net olarak ortaya koydu. Çalışmanın ilk 13 ayı bu isterler dokümanının hazırlanması ile geçti. Projenin Konsept Geliştirme ve Ön Tasarım Safhası ise Eylül 2013 itibarı ile tamamlandı.

SSİK'TE YAPILABİLİRLİK ETÜDÜ SONUÇLARI SUNULACAK

IDEF-2013 esnasında halkımıza açıklanan üç konfigürasyon üzerinde tasarım çalışmaları yoğunlaştı. Bunlardan birincisi FX-1 versiyonu denilen(F-18, Eurofighter, Rafale veya Mig-29'lardakine benzer) çift motorlu bir uçak, diğeri FX-5 versiyonu denilen bunun tek motorlu bir konfigürasyonu ve sonuncusu ise FX-6 denilen yine tek motorlu ancak genellikle Avrupa uçak üreticilerinin kullandığı gibi delta kanat ve kanardlı konfigürasyon olarak ortaya çıktı. İki yıldan beri yürütülen çalışmaların ve yapılabilirlik etüdünün sonuçlarının bu yılın ilk SSİK toplantısında komite üyelerine sunulacağı öğrenildi. Bu toplantıda, projenin müteakip safhası olan Sistem Geliştirme ve Gösterim safhasına geçiş kararının alınması planlandı. (Kaynak:Vatan)

16 Şubat 2014 Pazar

TSK'nın yeni gözdesi "Kunduz"

TSK'nın yeni gözdesi "Kunduz"


16 Şubat 2014 11:36 (Son güncelleme 16 Şubat 2014 13:12)
Türk mühendislerce kara kuvvetleri için tasarlanan ve milli imkanlarla üretilen amfibi iş makinesi "Kunduz", TSK'nın hızına hız kattı
İZMİR - HALİL ŞAHİN

Türk mühendislerce Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın ihtiyacı doğrultusunda tasarlanan ve milli imkanlarla üretilen amfibi zırhlı muharebe istihkam iş makinesi "Kunduz", Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) hızına hız kattı.
Kara Kuvvetleri'nin nehir geçiş harekatında amfibi araçların suyun karşısına geçme süresi Türk yapımı yüzer dozerle kısaltılarak, harekatın başarı oranı yükseltildi. 
Hem karada hem de suda ilerleyebilen araç, su kıyısında adeta bir kunduz gibi çalışmasıyla dikkati çekiyor. Onun bu özelliği harekat sırasında başka bir iş makinesine ihtiyaç duyulmasını ortadan kaldırıyor. Kunduz, harekat sırasında nehirle karşılaşan birliklerin hız kesmemesi için, nehrin karşı iki kıyısının eğim, genişlik, toprak sertliği ve yüzey düzgünlüğü gibi özelliklerini, birlikteki araçların kabiliyetlerine göre uygun hale getiriyor. Daha önce benzer amaçla kullanılan araçlardan yüzme kabiliyeti ve karada nakliye için başka araca ihtiyaç duymamasıyla ayrılan 20 tonluk araç, dünyada aynı görev için tasarlanan araçlar arasında en moderni olarak gösteriliyor.

9 Şubat 2014 Pazar

Türk bilim adamları yerli İHA üretti

Türk bilim adamları yerli İHA üretti


On­do­kuz Ma­yıs Üni­ver­si­te­si (OMÜ) Ha­va­cı­lık ve Uzay Tek­no­lo­ji­le­ri Uy­gu­la­ma ve Araş­tır­ma Mer­ke­zi­’n­de (UZAY­TEM) bir yı­lık ça­lış­ma so­nu­cu ta­ma­men yer­li mal­ze­me kul­la­nı­la­rak, Türk mü­hen­dis­le­ri ta­ra­fın­dan ta­sar­la­nan, sı­nı­fı­nın en bü­yük ve en do­na­nım­lı in­san­sız ha­va ara­cı ya­pıl­dı. UZAY­TEM Mü­dü­rü Prof. Dr. Sü­ley­man To­lun, Bal­lı­ca yer­leş­ke­sin­de­ki mer­kez­de bir yıl­dır sür­dü­rü­len İn­san­sız Ha­va Ara­cı (İHA) ya­pı­mı­nın ba­şa­rıy­la ta­mam­la­na­rak test uçuş­la­rı­nın ger­çek­leş­ti­ril­di­ği­ni söy­le­di.

Ta­ma­men yer­li kom­po­zit mal­ze­me ve dü­şük hız­lar­da yük­sek ve­rim sağ­la­yan Tur­bop­rop mo­tor (ar­ka­sın­da ça­lı­şan bir tur­bo­jet mo­to­run­dan al­dı­ğı güç­le bir per­va­ne­yi çe­vi­ren mo­tor tü­rü) kul­la­nıl­dı­ğı­nı açık­la­dı. To­lun, “Bü­tün pro­je ve ta­sa­rım­la­rı­nı ken­di­miz ge­liş­tir­dik. İn­san­sız ha­va ara­cı üre­ti­min­de ken­di mar­ka­mı­zı oluş­tu­ra­rak Tür­ki­ye­’nin adı­nı dün­ya­ya du­yur­mak is­ti­yo­ru­z” di­ye ko­nuş­tu.

SA­AT­TE 130 Kİ­LO­MET­RE

UZAY­TE­M’­de gö­rev­li öğ­re­tim gö­rev­li­si ve pro­je ko­or­di­na­tö­rü Meh­met Ce­vat Su­nol da İHA’­nın dünya standartlarında ileri teknoloji ürünleri kullanılarak yapıldığını söyledi.  Sunol şunları kaydetti: “Yaptığımız insansız hava aracında, üstün nitelikli kompozit (karma) malzeme kullandık. Test uçuşlarında prototipin kabiliyet yeteneği ve motorunun performansının çok başarılı olduğunu gördük. Kendi sınıfının en büyük ve en donanımlı insansız hava ara­cı. 180 ki­log­ram aza­mi kal­kış ağır­lı­ğı ve 6 met­re ka­nat açık­lı­ğı­na sa­hip. Araç, kul­la­nı­ma gö­re 5 ile 8 sa­at ara­sın­da ha­va­da ke­sin­ti­siz ola­rak ka­la­bi­li­yor ve sa­at­te 130 ki­lo­met­re hız ya­pa­bi­li­yor.

BUGÜN GAZETESİ

Dünyanın gözü Türk Samuru'nda

Dünyanın gözü Türk Samuru'nda


İZMİR - Halil Şahin
Türk mühendisler tarafından tasarlanan ve milli imkanlarla yapılan Samur, Türk ordusu için nehirleri engel olmaktan çıkardı. Dünya ordularının, en gelişmiş nehir geçiş aracı olarak gösterilen Samur'u bünyesine katmak için Türk yetkililerle görüştüğü belirtildi.
Harekat sırasında nehirle karşılaşan ordunun, hız kesmeden ve tüm zırhlı araçlarıyla akarsu engelini aşması için tasarlanan milli seyyar yüzücü hücum köprü aracı "Samur", Türk ordusunun gözbebeklerinden biri oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine 2011 yılında giren araç, sahip olduğu yeteneklerle tüm dünyadan ilgi gördü. 
Su üzerinde sırtındaki yükle ilerleyebilme yeteneği nedeniyle "Samur" olarak adlandırılan seyyar yüzücü hücum köprü aracı, hem karada hem de suda ilerleyebiliyor. Tüm tasarımı, yazılımı Türk mühendislerce yapılan araç, zırhlı araçların geçemeyeceği derinlik ve yüzemeyeceği akıntıya sahip bir nehirle karşılaşıldığında hız kesmeden suya giriyor. Harekat sırasındaki ihtiyaca göre seyyar bir köprüye dönüşebilen Samur, istendiğinde bir feribot gibi çalışıyor. Yaklaşık 13 metre uzunluğunda, 36 ton ağırlığındaki bu araç, karadaki bir tankı üzerine çok kısa sürede alarak karşı kıyıya geçirebilmesinin yanı sıra, birbiriyle kenetlenerek metrelerce uzunlukta köprü oluşturabiliyor. Böylece su engeliyle karşılaşan ordu, hiç vakit kaybetmeden ilerlemesini sürdürüyor.
Dünyada benzeri yok
Sürücü bölmesi biyolojik, kimyasal, radyolojik ve nükleer koruma özelliğine sahip seyyar yüzücü hücum köprü aracının camlarının da kurşun geçirmez niteliği bulunuyor. Gece görüş kameralarıyla zifiri karanlıkta harekat imkanı bulunan Samur, sahip olduğu bu imkanlarla dünya ordularındaki benzerlerine fark atıyor. Pek çok ülkenin, ordusuna bu aracı kazandırmak için Türk yetkililerle görüştüğü öğrenildi.
Askeri Köprücülük Öğretmeni Üsteğmen Tolga Hanoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Samur'un başka ordulardaki köprü tesisatlarıyla karşılaştırıldığında en gelişmiş nehir geçiş aracı olarak değerlendirildiğini vurgulayarak, hem karada, hem suda hareket etme yeteneğine sahip olduğuna dikkati çekti. Aracın envantere kazandırılmasıyla İstihkamlar için nehrin artık engel olma vasfının ortadan kalktığını kaydeden Üsteğmen Hanoğlu, "Bu tesisatın eğitimi İstihkam Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı bünyesinde verilmektedir" dedi.
TBMM'de AFAD ile ilgili maddeleri de içeren "Torba Kanun Teklifi" görüşülecek. Adalet Komisyonu'nda ise ÖYM'lerin kaldırılmasına dair düzenleme ele alınacak.

LİBYA TÜRK SİLAHLARINI İSTİYOR

Helikopterden yere indi!

Muhammet METİN/Kokpit.aero
Türk mühendisleri tarafından geliştirilen ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na teslimatları devam eden Cirit füzesinin ihracat çalışmalarına devam ediliyor. Bu kapsamda, geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye ziyarette bulunan Libya Başbakanı ve beraberindeki heyete Cirit füzesi hakkında brifing verildi.
LİBYA TÜRK SİLAHLARINI İSTİYOR
Libya hükümeti, yaşanan iç savaş sonrasında ordunun modernleşmesi konusunda çalışmalara ağırlık verdi. Türkiye'den ilk olarak piyade tüfeği ihtiyacının karşılanması için istekte bulunan Libya hükümeti, Türk firmaları tarafından geliştirilen ve birçok ülke envanterinde başarı ile görev yapan  zırhlı araçlara da yoğun ilgi gösteriyor. Bu konuda Otokar firması ile görüşmelere başlayan Libya hükümeti, Otokar firmasınca geliştirilen ARMA Taktik Tekerlekli Zırhlı Aracı hakkında bilgi aldı. Libya hükümeti, çöl koşullarında yüksek performans gösteren ARMA aracının silah sistemi olarak ROKETSAN ürünü Cirit füzesi ile donatılmasını istiyor. ROKETSAN yetkilileri böyle bir entegrasyonun yapılabileceğini belirtti. Yetkili, "Otokar firmasına ait ARMA 8X8 aracı üzerine Mızrak tanksavar füzelerinin entegrasyonunun geçtiğimiz yıl başarı ile gerçekleştirildiğini ve sistemin tanıtımının yapıldığını açıkladı".
DENİZ PLATFORMLARINA ENTEGRE EDİLEBİLİYOR
CİRİT, 2.75” Lazer Güdümlü Füze, taarruz helikopterlerinden hafif zırhlı / zırhsız, sabit ve hareketli hedeflere karşı kullanılan yüksek hassasiyetli ve maliyet etkin bir sistem. Yeni nesil bir füze olan CİRİT, 2.75” güdümsüz roketler ile güdümlü anti-tank füzeleri arasındaki taktiksel boşluğu doldurmak amacıyla tasarlandı. CİRİT Füzesi helikopter, İHA, kara aracı, sabit kara platformu, hafif saldırı uçağı, deniz platformları vb. gibi farklı platformlara entegre edilebiliyor.

F-35 savaş uçağı SOM mühimmatı kullanacak

Muhammet METİN/Kokpit.aero
Hava Kuvvetleri Komutanlığının milli seyir füzesi ihtiyacını karşılayabilmesi için TÜBİTAK-SAGE tarafından başlatılan projede önemli bir adım daha atılıyor. Hava Kuvvetleri envanterine 2015 yılından itibaren katılması planlanan F-35 savaş uçağında SOM mühimmatının kullanılması amacıyla proje hayata geçiriliyor. SOM-J adı verilen projede mevcut mühimmatın %25 civarında küçültülmesi amaçlanıyor. Bu sayede SOM mühimmatı, F-35 savaş uçağının gövdesi içine entegre edilecek ve uçağın görünürlük özelliğinin korunması sağlanacak.
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNE TÜBİTAK-SAGE DESTEĞİ
TÜBİTAK-SAGE'nin üzerinde çalıştığı projeler hakkında Kokpit.aero'ya bilgi veren yetkili, " TÜBİTAK-SAGE olarak şuan Türk Silahlı Kuvvetlerinin mühimmat ihtiyacının karşılanması amacıyla 60'dan fazla proje üzerinde çalışıyoruz. Özellikle Kara ve Hava kuvvetlerinin isterlerinin karşılanması noktasında önemli mesafeler kat edildi. Kara Kuvvetlerinin uzun menzil balistik füze projesi çalışmalarında test atışları Sinop'da gerçekleştiriliyor. Deneme atışlarında 800km üzerinde menzillere ulaşıldı ve başarılı sonuçlar alındı. Kara Kuvvetlerinin envanterinde yer alan Kasırga ve Yıldırım sistemlerinin geliştirilmesi hususunda da çalışmalar devam ediyor. Bu çalışmalarda ROKETSAN ile ortak hareket ediyoruz".
MENZİLLER UZUYOR
Hava Kuvvetleri ile yürütülen çalışmalarda ise sevindirici sonuçlar aldık. SOM mühimmatında kullanılan Fransa da yerleşik bir firmadan tedarik edilen TRI-40 motoru üzerinde geliştirme çalışmaları yapıldı. Yapılan çalışma sonrasında TRI-40 motorunun menzili arttırıldı ve SOM mühimmatının test atışlarında 800km üzeri menzile ulaşıldı. Benzer bir çalışma Fransa tarafından başarı ile uygulandı. Bu noktada kamuoyunun kafasını karıştıran hususlar ortaya çıktı. Balistik füze ve SOM mühimmatı ayrı olarak ele alınacak projeler ve her iki çalışmada da 800km üzeri menzile başarı ile ulaşıldı.
YENİ MÜHİMMATLAR YOLDA
Bir diğer çalışma ise Turbofan motor ile donatılmış mühimmat projesi, bu proje mevcut SOM mühimmatından ayrı olarak ele alındı. Geliştirilecek olan bu mühimmat SOM'dan daha uzun menzillere ulaşabilecek ve Hava Kuvvetlerinin yanında Kara ve Deniz Kuvvetlerinde de ileriki dönemlerde kullanılması planlanıyor.