21 Mayıs 2012 Pazartesi

CİRİT'Lİ HELİKOPTERE SİPARİŞ

Cirit'li helikoptere sipariş

Ben tekrar Predatör konusunda dönmek istiyorum. Yakın zamanda Predatörler, Pakistan askerlerini vurmuş, bu ülkede siyasi kaos yaşanmasına neden olmuştu.
Afganistan'da düğün evinin ve köylülerin vurulması gibi kötü sicile sahip.
Ancak bunlar yaşanırken sesini çıkarmamıştı Wall Street Journal.
Hem ayrıca Irak ve Afganistan işgalini desteklemişti.
Ne zaman ki Türkiye'ye Predatör satışı ciddiye bindi, Wall Street Journal gibi Yahudi lobisinin etkili olduğu yayın kuruluşları, Predatörlerin satışını sorgulamaya başladı.
Önceden neredeydiniz?

Ta ki Türkiye'nin Predatörleri PKK'ya karşı kullanma ihtimali ortaya çıkana kadar.
Bu olay dahi PKK ile İsrail arasındaki işbirliğini göstermesi açısından ilginç.
7 şehit verdiğimiz Reşadiye baskınında İsrail'in parmak izleri tespit edilmişti.
Mavi Marmara'ya saldırı ile aynı zamana denk gelen 6 şehit verdiğimiz İskenderun saldırısında İsrail'in suç ortaklığı ortadaydı.
PKK konusunda tarihi kararların alındığı MGK toplantısının yapıldığı gün gerçekleşen Uludere olayında ise, 'Üst aklın' İsrail istihbaratı olduğundan kuşku yok.
Predatörler konusundaki işbirliği de suç ortaklığını ortaya koyuyor.
Bu arada Predatörler gelecek PKK bitecek gibi bir kolaycılık içinde olmamalıyız.
Yıllarca bu yanlışları yaptık.
Şimdi almak için uğraştığımız Predatörleri 1990'lı yıllarda kullandık.
10 adet silahsız Predatör almıştık. Terörle mücadelede yararlı da oldu. Ancak dar görüşlülükle bakım anlaşmalarını yapmadığımız için düştü ya da arızası giderilemediği için uçurulamadı.
Predatörler ikinci kez kapımızı çaldı. Bizim İnsansız Hava Aracı aldığımız Savunma Sanayii ihalesinde Heronlar ve Predatörler yarışmıştı. Biz Aselsan'la işbirliği yapacağı taahhüdünde bulunduğu için İsrail'i tercih ettik. Yıllarca süren gecikmeyle aldık, tamir için giden Heronlarımızı bile vermediler. Halen bir Heronumuz ellerinde.
Daha çok silah alıp, daha çok kendi dağlarımızı bombalayıp, daha çok kendi çocuklarımızı öldürmekle bu sorun çözülseydi 30 yıldır çözerdik.
Önemli olan o dağlara çıkışın zeminini ortadan kaldırmak.
10 adet Pradatör alacağınıza Anayasa ve yasalarda bir maddeyi düzenleyin daha etkili olur.
Bunu yapmaya çalışan bir siyasi iradenin varlığı ise inkar edilemez bir gerçek.
İnsansız Hava Araçları, elektronik silah sistemlerinin yararı, terör örgütü karşısında zafiyeti ortadan kaldırmak ve barışa gidecek zemini muhafaza edebilmek için.
Bu tespitlerden sonra yeni bilgileri paylaşmak istiyorum.
Predatörler konusunda kıyamet koparılmak isteniyor ama bizim yerli, taktik İnsansız Hava Araçlarımızın üretimi de sürüyor. Şimdi sıra bunlara silah sistemlerini monte etmekte. TAI'nin ürettiği ANKA için bu testler yapılıyor. Vestel ve Kale-Bayraktar Grubu da silahlı İHA çalışmalarını belli bir seviyeye getirmiş durumdalar. Özel sektörün bu alanda yatırımları arttıkça, çok uzun bir süre beklemeden, Türk İHA'ları başka ülkelere satıldı haberlerini okuyacağız. Ciddi bir ilerleme kaydedildi.
İHA'lara siparişlerin gelmesi çok gecikmez ama tamamen Türk mühendislerinin tasarım ve üretimi olan,'Cirit'ler için yabancı ülkeler devreye girmiş durumda. Siparişler başladı.
Roketsan tarafından üretimi gerçekleştirilen lazer güdümlü 'Cirit'lerin ATAK Helikopterlerinde kullanımında yüzde yüz başarı sağlandı. 5 kilometre menzili olan lazer güdümlü 'Cirit'ler, İtalyanlarla ortak ürettiğimiz ATAK Helikopterlerine monte ediliyor. Böylece biz Heronlarla sağlamak istediğimiz mağara ve derin vadilere yönelik operasyonları Cirit'le gerçekleştirebileceğiz. Hafif zırhlılara karşı etkili olan Cirit'e iki ayrı harp başlığı da takılabiliyor. Cirit'li ATAK Helikopteri terörle mücadelede yeni bir model oluyor ve biz artık bu modeli satacağız.
Tabii ki Predatörlerin sınıfı ayrı, görüntü aktarma ve hedefleri imha etme gibi özelliklere sahip.
Biz Cirit kullanımlı ATAK'larla en çok şehit verdiğimiz mağara, yeraltı kampları ve derin vadilerdeki operasyonlarda, askerimizi sürmeyeceğiz.
Çünkü artık insan kaybı ciddi bir sorun haline dönüştü. Dünya, 'İnsansız Savaş Uçakları'nı tartışıyor. Bilgisayar oyunlarındaki insansız savaş uçakları üretilecek aşamaya geldi.
TAI ve Aselsan bilinen kuruluşlarımız. Ancak Roketsan ve Havelsan'da yazılım ve üretim konusunda çok başarılı çalışmalar yapılıyor. Bu yıl PKK'ya yönelik operasyonlarda MİT'in sağladığı nokta istihbaratla, 7 kat yerin altına inşa edilen mağaralar vuruldu. PKK'yı şoka sokan operasyonda yine Roketsan'la Makina Kimya'nın ortaklaşa geliştirdikleri, zırh delici güdümlü füzeler kullanıldı.
Bu kuruluşların çalışmalarını dikkatle takip etmekte ve başarılarını desteklemekte yarar var.
Ama dikkatle takip edeceğimiz bir diğer nokta da yeni Anayasa ve demokratik açılım süreci olmalı. Çünkü sorunun toplumsal boyutuna yönelik atılacak bir adım, roketten ekili olur.

İsrail o haberi yalanladı


İsrail o haberi yalanladı

Hürriyet Planet
21 Mayıs 2012
İsrail'den "20 bin komando" açıklaması

İsrail, Kıbrıs Rum Kesimi'ne 20 bin asker göndereceği yönündeki haberleri yalanladı. İsrail'in, Kıbrıslı Rumların doğalgaz tesislerini korumak üzere Ada'ya 20 bin komando göndermeyi planladığı iddia edilmişti.

İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü tarafından yapılan yazılı açıklamada, söz konusu "iddiaların temelsiz ve gerçeklerden kopuk" olduğu belirtildi.
Sözcü, İsrail'in tarih boyunca başka bir ülkeye asker göndermediği ifade ederken, böyle bir haberin neden yapıldığı konusunun sorgulanması gerektiğini söyledi.
Anadolu Ajansı'nın dün geçtiği haberde, İsrail'in, Kıbrıs Rum kesimi ile Tel Aviv arasında döşenecek petrol boru hattı ile Rum tarafına inşa edilecek doğalgaz terminalinin güvenliğini sağlamak amacıyla Ada'nın güneyine 20 bin komando yerleştirmek istediği bildirilmişti.
http://www.hurriyet.com.tr/planet/20597271.asp

20 Mayıs 2012 Pazar

İsrail'den Rum kesimine 20 bin komando



AA
20 Mayıs 2012
İsrail'den Kıbrıs Rum kesimine 20 bin komando

İsrail'in, Kıbrıs Rum kesimi ile İsrail arasında döşenecek petrol boru hattı ile Rum tarafına inşa edilecek doğalgaz terminalinin güvenliğini sağlamak amacıyla Rum tarafına 20 bin komando yerleştirmek istediği öğrenildi.














Anadolu Ajansı, Kıbrıs Rum kesimine 16 Şubat 2012'de günübirlik ziyarette bulunan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas arasında geçen bazı konuşmalara ve içeriği açıklanmayan savunma işbirliği anlaşmasının bazı detaylarına ulaştı.
Rum hükümetine yakın kaynaklardan alınan bilgiye göre Hristofyas, Netanyahu ile görüşmesinde, İsrailli iş adamlarının KKTC'ye yatırımlarını gündeme getirdi.
Rum lider, Netanyahu'dan İsrailli iş adamlarının KKTC'de yatırım yapmamamasını istedi.
Bu isteğe karşılık hava ve deniz üssü talebini dile getiren Netanyahu'nun, "Hava ve deniz üssü verin, İsrail askeri üsse yerleşsin, İsrail meclisinden, yatırımı yasaklayan bir kararı anında çıkartırım" ifadesini kullandığı öğrenildi.
Görüşmelerin sonunda arama kurtarma işbirliği anlaşması imzalandı. Görüşmede, Mart sonunda imzalanan savunma işbirliği anlaşmasının detayları da belirlendi, ancak içeriği kamuoyuna net bir şekilde açıklanmadı.

"SANTRALİ YAPARIM AMA..."
Netanyahu'nun görüşmede Rum tarafından daha birçok talepte bulunduğu da öğrenildi.
İsrail ile Rum kesimi arasında petrol boru hattı döşenmesi, böylece İsrail'in Doğu Akdeniz'de bulduğu doğalgazı Rum kesimi üzerinden Avrupa'ya pazarlaması da iki tarafın planları arasında. Hem bunun için, hem de Rum yönetimin tek yanlı Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilan ettiği sözde 12. parselde bulduğu doğalgazın karaya taşınması için Limasol'a bağlı Vasiliko'da doğalgaz terminali yapılması gündemde.
Ekonomik açıdan zor günler geçiren Rum yönetiminin, maliyeti yaklaşık 10 milyar dolar olarak hesaplanan santrali yapması yakın zamanda mümkün gözükmüyor.
İsrail'in tüm maliyeti üstelenerek santrali yapmak istediği, bunun içinse, yaklaşık 10 bin olarak öngörülen tüm personelin İsrailli olmasını şart koştuğu belirtildi.

LİMASOL'DA "KÜÇÜK İSRAİL" KURULACAK

Tarafların şartlarda kesin anlaşması halinde, santral inşaatında çalışacak yaklaşık 10 bin İsrailli'nin ailesini de Rum tarafına getirdiğinde en az 30 bin İsrailli Limasol'a yerleşecek.
Bu İsrailliler için güvenlik konusu ortaya çıkıyor. Savunma işbirliği anlaşması uyarınca, İsrail, hem işçi ve aileleri için hem de santral ve boru hatları ile "münhasır ekonomik bölgelerin" güvenliği için Rum tarafına 20 bin komando yerleştirmek istiyor. Böylece Limasol'a 50 bini aşkın İsrailli'nin yaşayacağı "küçük bir İsrail" kurulacak.
Bilgi veren Rum kaynak, “İsrail'e parmağınızı verirseniz kolunuzu kaptırırsınız. İsrail buraya çıkmak için gelmiyor; yerleşmek, çıkmamak üzere geliyor" ifadesini kullandı.
Kıbrıs Rum kesimini ziyaret eden ilk İsrail Başbakanı olan Binyamin Netanyahu, Güney Kıbrıs'a Baf havaalanından giriş yapmıştı.
Netanyahu, Rum kesimine gelişinde, Rum Milli Muhafız Ordusu'na ait Baf askeri havaalanına inme isteğini iletmiş, bu istek kısa süreli bir krize neden olmuş, Hristofyas, 15 Şubat'ta gün boyu süren Ulusal Konsey toplantısını yarıda keserek konuyla ilgilenmiş ve askeri üsle aynı pisti paylaşan Baf havaalanı önererek sorunu tatlıya bağlamıştı. Netanyahu'nun bu talebi, İsrail'in, Baf'daki "Andreas Papandreu Hava Üssü"nü askeri uçakları için kullanma arzusuna bağlanmıştı.
Mavi Marmara baskının ardından, İsrail ve Kıbrıs Rum yönetimi ilişkilerinde gözle görülür ilerleme yaşanıyor. Rum basını, Netanyahu'nun 16 Şubat'taki ziyareti öncesi, bazı İsrail taleplerini şöyle aktarmıştı:
“Kendi doğalgazlarını Güney Kıbrıs'a boru hattı ile ulaştırmak, Güney Kıbrıs'ta inşa edilecek doğalgaz terminaline iştirak etmek, boru hatları ve tesislerin güvenliğini sağlamak, bölgede arama ve kurtarma konusunda sorumluluk almak, Hava Kuvvetleri'nin Andreas Papandreu Hava Üssü'nü kullanması.”
http://www.hurriyet.com.tr/planet/20592410.asp