"Çin füze sistemi NATO uyumlu olacak"
Türkiye, ABD ve NATO yönetimince gösterilen tepkiye karşılık Çin ile uzun menzilli füze sistemi ortaklığını sürdürmekte kararlı olduğu mesajını veriyor.
facebooktwittergoogle +digge-postayazdır
ANKARA - Türkiye, ABD ve NATO yönetimince gösterilen tepkiye karşılık Çin ile uzun menzilli füze sistemi ortaklığını sürdürmekte kararlı olduğu mesajını veriyor. Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, “Çin’den aldığımız sistem bizim hava savunma ağına entegre olabilecek. Bu da tamamenNATO standartlarına uygun olacak” dedi.
Türkiye Savunma Sanayii İcra Komitesi, 26 Eylül Perşembe günkü toplantısı ardından hava savunma sistemi için uzun menzilli füze alımı ihalesini, Çin’in CPMIEC (China Precision Machinery Import and Export Corporation) adlı şirketine vereceğini açıkladı. Ancak Türkiye, Çin ile anlaşma masasına oturmadan ABD’nin tepkisine hedef oldu. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, “NATO üyesi Türkiye’nin verdiği karardan tedirginiz” diyerek, CPMIEC’in ABD’nin yaptırım uyguladığı şirketler listesinde olduğunu da açıkladı. İran, Kuzey Kore ve Suriye’ye silah temin ettiği için ABD’nin CPMIEC’e yaptırım uyguladığını anımsatan Psaki, ihale sürecinde yarışan Amerikan şirketi Raytheon Co. veya Fransız-İtalyan ortaklığı Eurosam SAMP/T ile uzlaşma sağlanmamasına şaşırdıklarını ifade etti.
ABD’nin gösterdiği tepki ise, Türkiye’de karşı tepkiye neden oldu ve bugün itibariyle “geri adım yok” mesajına yol açtı.
Türkiye’de iş dünyası ve AKP temsilcileri, savunma sektöründe Çin ile işbirliğini önemsediklerini belirtirken, ABD’nin kendi şirketi kaybettiği için tepki gösterdiği yönünde görüşler beyan etti. İlk resmi açıklama ise, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’dan geldi. Yılmaz, Vatan Gazetesi’nde 1 Ekim’de yayımlanan açıklamasında, hava savunma sisteminde NATO ile uyum sorunu yaşamayacaklarını kaydederek, “Biz ortak üretim ve teknoloji transferi istiyoruz. Diğer ülkeler bunu bize sağlıyor mu? Sağlamıyorsa biz de sağlayandan alacağız” dedi. Ancak ABD ve NATO cephesinden tepki açıklamaları devam edince ikinci açıklamayı Dışişleri Bakanlığı yaptı. Türk Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Gümrükçü, dünkü basın toplantısında, NATO içerisinde bu ihaleye ilgi gösterilmesini gayet doğal gördüklerini ifade etti. İhale sürecinde teknik detaylara geçildiğini ve bunu Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın yürüttüğünü kaydeden Gümrükçü, “Ancak NATO’nun ilgisini bir uyarıda bulunulması şeklinde algılamak yanlış. Bir bilgi alışverişi yapılıyor ve kendilerine de zaten sürece ilişkin detaylı bilgiler veriliyor” diye konuştu.
Böylece NATO ile Türkiye arasındaki görüşmeler çerçevesinde, Çin ile sözleşme imzalamadan önce vazgeçmesi söz konusu olacak mı sorusu gündeme taşındı.
Nihai karar değil mi?
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise, dün CNNTürk’e yaptığı açıklamada, “İhale sonucundaki sıralamanın başında Çinli şirket var, ancak bu nihai bir tercih değil” ifadesiyle soru işaretini pekiştirdi.
Bu arada CHP’nin Dışişleri kökenli milletvekillerinden Faruk Loğoğlu da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, özellikle Çin menşeili füze savunma sistemi ile NATO sistemini birbirine entegre etmenin mümkün olup olmadığı konusunda bilgi talep etti. Loğoğlu, Meclis'te yaptığı açıklamada, Türkiye'nin NATO üyesi bir ülke konumu açısından savunmasını riske eden bir adım atmadığı konusunda hükümetten açıklama beklediklerini de vurguladı.
Türkiye, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun açıklamasının etkisiyle de Çin ile askeri alandaki işbirliğinde neler olacağı tartışırken, en çarpıcı resmi açıklama ise, Savunma Sanayii Müsteşarı (SSM) Murad Bayar tarafından dün sabah yapıldı. Çin’in 3,44 milyar dolarlık bir teklif sunduğunu kaydeden Bayar, "En ciddi yerli işbirliği olanağını da Çinli şirket verdi. Maliyet olarak da diğer sistemlerle ciddi bir maliyet farkı var" dedi. İhale kriterleri çerçevesinde mümkün olan en kısa takvimi tercih ettiklerini de belirten Bayar, eğer çeşitli nedenlerle ilk sıradaki firma ile anlaşma yapılamaması halinde ikinci sırada bulunan Fransız-İtalyan ortaklığı firma ile eğer bu firma ile anlaşılamazsa üçüncü sıradaki ABD ile sözleşme görüşmelerine başlanacağını ifade etti. Ancak Bayar, Çinli CPMIEC’in teklifini, sözleşme metnine çevirdiklerinde sorun yaşanmasını beklemediklerini ve büyük olasılıkla imzalanacağını da sözlerine ekledi.
Bayar, NATO ile uyum konusuna da değinerek, “Türkiye'nin hava savunma ağı ve komuta kontrol ağı var. Bu ağlar, bir üst katmanda da NATO ile bağlantılı ve bilgi alışverişi yapabiliyorlar. Bütün savunma sistemlerimiz ihtiyaç olduğunda NATO sistemleri ile entegre olabiliyor. Bu aldığımız sistem bizim hava savunma ağına entegre olabilecek. Bu da tamamen NATO standartlarına uygun olacak” dedi.
Türkiye'deki mevcut tabloda ve Bayar'ın açıklaması ışığında, Çin ile füze savunma sistemi anlaşmasından vazgeçilmesi ancak sürpriz olacaktır. Türkiye'de böyle bir sürpriz yaşanması içinse doğrudan Başbakan Erdoğan'ın karar verici olarak fikir değişikliği yaşaması gerektiği belirtilmektedir. (Amerika'nın Sesi)
Türkiye Savunma Sanayii İcra Komitesi, 26 Eylül Perşembe günkü toplantısı ardından hava savunma sistemi için uzun menzilli füze alımı ihalesini, Çin’in CPMIEC (China Precision Machinery Import and Export Corporation) adlı şirketine vereceğini açıkladı. Ancak Türkiye, Çin ile anlaşma masasına oturmadan ABD’nin tepkisine hedef oldu. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, “NATO üyesi Türkiye’nin verdiği karardan tedirginiz” diyerek, CPMIEC’in ABD’nin yaptırım uyguladığı şirketler listesinde olduğunu da açıkladı. İran, Kuzey Kore ve Suriye’ye silah temin ettiği için ABD’nin CPMIEC’e yaptırım uyguladığını anımsatan Psaki, ihale sürecinde yarışan Amerikan şirketi Raytheon Co. veya Fransız-İtalyan ortaklığı Eurosam SAMP/T ile uzlaşma sağlanmamasına şaşırdıklarını ifade etti.
ABD’nin gösterdiği tepki ise, Türkiye’de karşı tepkiye neden oldu ve bugün itibariyle “geri adım yok” mesajına yol açtı.
Türkiye’de iş dünyası ve AKP temsilcileri, savunma sektöründe Çin ile işbirliğini önemsediklerini belirtirken, ABD’nin kendi şirketi kaybettiği için tepki gösterdiği yönünde görüşler beyan etti. İlk resmi açıklama ise, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’dan geldi. Yılmaz, Vatan Gazetesi’nde 1 Ekim’de yayımlanan açıklamasında, hava savunma sisteminde NATO ile uyum sorunu yaşamayacaklarını kaydederek, “Biz ortak üretim ve teknoloji transferi istiyoruz. Diğer ülkeler bunu bize sağlıyor mu? Sağlamıyorsa biz de sağlayandan alacağız” dedi. Ancak ABD ve NATO cephesinden tepki açıklamaları devam edince ikinci açıklamayı Dışişleri Bakanlığı yaptı. Türk Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Gümrükçü, dünkü basın toplantısında, NATO içerisinde bu ihaleye ilgi gösterilmesini gayet doğal gördüklerini ifade etti. İhale sürecinde teknik detaylara geçildiğini ve bunu Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın yürüttüğünü kaydeden Gümrükçü, “Ancak NATO’nun ilgisini bir uyarıda bulunulması şeklinde algılamak yanlış. Bir bilgi alışverişi yapılıyor ve kendilerine de zaten sürece ilişkin detaylı bilgiler veriliyor” diye konuştu.
Böylece NATO ile Türkiye arasındaki görüşmeler çerçevesinde, Çin ile sözleşme imzalamadan önce vazgeçmesi söz konusu olacak mı sorusu gündeme taşındı.
Nihai karar değil mi?
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise, dün CNNTürk’e yaptığı açıklamada, “İhale sonucundaki sıralamanın başında Çinli şirket var, ancak bu nihai bir tercih değil” ifadesiyle soru işaretini pekiştirdi.
Bu arada CHP’nin Dışişleri kökenli milletvekillerinden Faruk Loğoğlu da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, özellikle Çin menşeili füze savunma sistemi ile NATO sistemini birbirine entegre etmenin mümkün olup olmadığı konusunda bilgi talep etti. Loğoğlu, Meclis'te yaptığı açıklamada, Türkiye'nin NATO üyesi bir ülke konumu açısından savunmasını riske eden bir adım atmadığı konusunda hükümetten açıklama beklediklerini de vurguladı.
Türkiye, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun açıklamasının etkisiyle de Çin ile askeri alandaki işbirliğinde neler olacağı tartışırken, en çarpıcı resmi açıklama ise, Savunma Sanayii Müsteşarı (SSM) Murad Bayar tarafından dün sabah yapıldı. Çin’in 3,44 milyar dolarlık bir teklif sunduğunu kaydeden Bayar, "En ciddi yerli işbirliği olanağını da Çinli şirket verdi. Maliyet olarak da diğer sistemlerle ciddi bir maliyet farkı var" dedi. İhale kriterleri çerçevesinde mümkün olan en kısa takvimi tercih ettiklerini de belirten Bayar, eğer çeşitli nedenlerle ilk sıradaki firma ile anlaşma yapılamaması halinde ikinci sırada bulunan Fransız-İtalyan ortaklığı firma ile eğer bu firma ile anlaşılamazsa üçüncü sıradaki ABD ile sözleşme görüşmelerine başlanacağını ifade etti. Ancak Bayar, Çinli CPMIEC’in teklifini, sözleşme metnine çevirdiklerinde sorun yaşanmasını beklemediklerini ve büyük olasılıkla imzalanacağını da sözlerine ekledi.
Bayar, NATO ile uyum konusuna da değinerek, “Türkiye'nin hava savunma ağı ve komuta kontrol ağı var. Bu ağlar, bir üst katmanda da NATO ile bağlantılı ve bilgi alışverişi yapabiliyorlar. Bütün savunma sistemlerimiz ihtiyaç olduğunda NATO sistemleri ile entegre olabiliyor. Bu aldığımız sistem bizim hava savunma ağına entegre olabilecek. Bu da tamamen NATO standartlarına uygun olacak” dedi.
Türkiye'deki mevcut tabloda ve Bayar'ın açıklaması ışığında, Çin ile füze savunma sistemi anlaşmasından vazgeçilmesi ancak sürpriz olacaktır. Türkiye'de böyle bir sürpriz yaşanması içinse doğrudan Başbakan Erdoğan'ın karar verici olarak fikir değişikliği yaşaması gerektiği belirtilmektedir. (Amerika'nın Sesi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder