F-35 aynı gövde ve benzer yapılarla hem hava, hem dikine kalkış ile deniz piyadeleri, hem de uçak gemilerine iniş-kalkışla donanmaya hizmet verecek. Peki bu görevlerin hepsi sürekli geciken ve maliyetleri artan projede birlikte hayata geçibilecek mi?
TIME Dergisi’nin 25 Şubat 2013 tarihli sayısında F-35 uçağıyla ilgili çıkan yazıda dikkat çekici olan hususlarla ilgili görüşlerimi siz havacı arkadaşlarımla paylaşmamın faydalı olacağını düşündüm. Dergideki yazıyı okumak için lütfen tıklayınız: http://www.time.com/time/magazine/article/0,9171,2136312,00.html
Ek'te göreceğiniz gibi yazının başlığı "THE MOST EXPENSIVE WEAPON EVER BUILT" şeklinde yazılmış. Başlıktaki ‘EXPENSIVE’ kelimesini de kırmızı renkle belirtmişler. Yazıda, ABD Hava Kuvvetleri, ABD Marine yani Deniz Piyadeleri ve ABD Deniz Kuvvetleri için Lockheed Martin firmasından satın alınması kararlaştırılan 2 bin 457 adet F-35 uçağının toplam fiyatı 396 Milyar Dolar ve uçağın birim fiyatının 161.1 Milyon Dolar olacağı belirtiliyor. Burada önemli bir notu aktarmakta fayda var: Türk Hava Kuvvetleri’nin sahip olduğu F-16 uçaklarının birim fiyatının 25 Milyon Dolar olduğu dikkate alınırsa, 1 adet F-35'in fiyatının, 6 adet F-16 uçağının fiyatından daha fazla olduğu ortaya çıkmaktadır.
Yazıyla ilgili değerlendirmemizde maliyet konularının dışında daha çok uçağın performansıyla ilgili önemli noktalar üzerinde durulacaktır.
Dergideki makalede, "The resulting bastard child was a comprımise "ile başlayan cümlenin devamında: "Neither the Air Force nor the Navy liked its stubby design" (Ne Hava Kuvvetleri, ne de Deniz Kuvvetleri F-35'in tombul (stubby) görünüşünü beğenmediler" deniyor. Cümlenin devamında, uçağın gövdesinin yere yakın olduğu ve Hook'un ana iniş takımlarından olan mesafesinin normalden yakın durumda yerleştirildiği; uçak gemisinden kullandıkları diğer birinci hat savaş uçağı F-18 Hornet'te bu mesafe 18 feet iken F-35'te bu mesafenin 7 feet olduğu, ve F-35'te Hook'un pozisyonunun iniş takımlarına çok yakın olmasının inişlerde bariyere takılmayı zorlaştırdığı ve dolayısıyla inişlerde problem yarattığı yazıda anlatılmıştır.
HAREKÂT YARIÇAPI KISA
Cümlenin devamında bana göre uçağın performansıyla ilgili en önemli noktaya
değinilmiştir. Yazıda yer alan şu cümleden F-35'in hârekat yarıçapının kısa olduğu anlaşılmaktadır: "Its short range means aircraft carriers ferrying into battle will have to sail close to enemy shores if the F-35C is to play a role - F-35C'in hârekat yarıçapının kısa olması, bu uçağı üzerinde taşıyan uçak gemisini, hârekat ortamında düşman sahiline yakın seyretmek durumunda bırakacaktır.
"It can fly without lumbering aerial tankers only by adding external fuel tanks, which erases the stealthiness that it is prime war fighting asset" (Uçağın havada yakıt ikmali yapmaya gerek kalmadan uzak mesafeye gidebilmesi için harici yakıt tanklarına ihtiyaç duyacaktır, ancak o zaman da uçağın savaşta ihtiyaç duyacağı stealth (görünmezlik) özelliği ortadan kalkacaktır" denilmektedir.
ABD Deniz Kuvvetleri’nin halen birinci hat muharip uçak olarak uçak gemilerinden kullandığı F/A-18 Hornet uçağının ilk imal edilen modelleri de kısa hârekat yarıçapına sahipti. F/A-18'lerin hedefleri kapsayabilmesi için uçak gemilerinin düşman ülkenin sahiline yaklaşmak zorunda kalmasının yarattığı sakıncalar nedeniyle F/A-18 uçağı üzerinde büyük emek, zaman ve para harcanarak önemli ölçüde modifikasyon ve fabrika çalışmaları yapılmış ve uçağın hârekat yarıçapı artırılan F/A-18E Super Hornet tipi geliştirilmiştir.
FARKLI KOKPİT TASARIMI
F-35 test pilotu Marine Albay Arthur Tomassetti, yazının ikinci sayfasının son paragrafında "Pilots love the F-35" ile başlayan cümlede pilotların F-35'i çok sevdiklerini, kokpitte az sayıda uçuş göstergesi, ibre ve buton olduğunu, pilotun tam karşısında, bordo levhasında iPad teknolojisinden geliştirilmiş dokunmatik bir ekranda bütün bilgilerin görülebildiğini izah ediyor.
Albay Tomassetti, pilotun sağ ve sol eliyle verdiği çok küçük kumandalarla uçağa istediği hareketi yaptırabildiğini söylüyor.
RADARA YAKALANMAMAK ÇOK ÖNEMLİ Mİ?
Yazının üçüncü sayfasında yer alan cümlede ABD Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Jonathan Greenert hem harekât planlayıcıları hem de uçak imalatçıları tarafından mutlaka dikkate alınması gereken çok önemli bir noktaya temas ediyor. Oramiral Greenert: "İmproved sensors and computing are eroding stealth's value every day" şeklindeki ifadesiyle, gelişen sensorların ortaya çıkmasıyla stealth (görünmezlik) özelliğinin her geçen gün değerini kaybettiğini söylüyor.
Bu görüşü sadece Oramiral Greenert değil bizzat uçağı imal eden firmaların üst düzey yetkilileri de söylüyor. ABD Deniz Kuvvetleri yetkilileri, F-35 uçağının harekât yarıçapının kısa olmasından duydukları kaygı ve endişelerini yazıda belirtmişlerdi. Herhalde ABD Deniz Kuvvetleri Komutanı da, F-35 uçağı Stealth özelliğe sahip olacak diye hârekat yarıçapından feragat edilmiş olmasından şikayet ediyor.
Yazının üçüncü sayfasının ikinci paragrafında "But military technology……." ile başlayan cümlede F-35 uçağının harekât yarıçapı (Combat Readius) hakkında bilgiler veriliyor. Bu cümle içinde "F-35's short combat radius" ifadesinin kullanılmış olması eminim ki havacı arkadaşlarımın dikkatlerini çekecektir. Yazıda Hava Kuvvetleri modeli olan F-35 A'nın harekât yarıçapının 584 Deniz Mili, Marine modeli F-35B'nin harekât yarıçapının 469 Deniz Mili, Deniz Kuvvetleri modeli F-35C'nin harekât yarıçapının 615 Deniz Mili olduğu belirtilmiştir.
F-35'in harekât yarıçapını aşağıda ülkeleri ve uçak tipleri belirtilmiş muharip uçakların harekât yarıçaplarıyla mukayese edebiliriz:(Değerler Internet'ten alınmıştır).
· F-16C Block 30: Harekât Yarıçapı Combat radius: 295 Deniz Mili (on a hi-low-hi mission with 4X 1,000 lb bombs)
· F-16 C Block50: Harekât Yarıçapı Combat Radius: 383 Deniz Mili
· Çin Hava Kuvvetleri FH -7: Harekât Yarıçapı (Combat Radius) 917 Deniz Mili
· Rus Hava Kuvvetleri SU -27 Flanker: Harekât Yarıçapı (Combat Radius) 809 Deniz Mili
· ABD Hava Kuvvetleri Tek kişilik F-15C: Harekât Yarıçapı - Combat radius: 1,061 Deniz Mili (1,967 km) for interdiction mission.
· ABD Hv.Kv. Çift Kişilik F-15E Strike Eagle Harekât Yarıçapı - Combat radius: 1,150 Deniz Mili (max)
NOT: F-15E Strike Eagle'ın harekât yarıçapının bilfiil uçarken tespit edilmiş bir değeri daha biliniyor. NATO müttefik uçaklarının Libya'ya karşı yaptıkları hava hârekatı sırasında ABD Hava Kuvvetlerine bağlı F-15E Strike Eagle tipi bir savaş uçağı gece Bingazi civarında düşmüş ve uçağın iki pilotu helikopterle kurtarılmıştı.
ABD Basın Sözcüsü, uçağın kalkış meydanının İtalya - Aviano Üssü olduğunu açıklamıştı. Uçağın kalktığı Aviano Hava Üssü, Venedik şehrinin 70 km kadar kuzeyinde, Alp Dağları’nın eteklerinde yer alan bir hava üssüdür. Uçağın Libya’da düştüğü Bingazi yakınlarındaki mevkiden İtalya'nın Aviano Üssü’ne olan mesafe 930 Deniz Mili’dir.
SONUÇ
F-35 uçağının imalatında karşılaşılan teknik problemler sebebiyle uçakların teslimat sürelerinde uzun yıllara varan gecikmelerden sonra, fabrikanın imalat hattından çıkmaya başlayan uçaklar kullanıcı birliklere peyderpey teslim edilmeye başlanmıştır. İmalat programı ve yapılan anlaşmalar çerçevesinde Türk Hava Kuvvetleri de F-35'leri ileriki yıllarda teslim almaya başlayacaktır.
TIME dergisinin bu yazısında benim en çok dikkatimi çeken nokta, F-35 uçağının harekât yarıçapı değerleri olmuştur. Basında açık olarak yer alan bilgilere göre Türk Hava Kuvvetleri 100 adet civarında F-35A temin edecektir.
Türk Hava Kuvvetlerinin alacağı F-35A modelin harekât yarıçapı TIME dergisinde 584 Deniz Mili olarak verilmiştir. Dergideki yazının üç ayrı yerinde F-35'in kısa harekât yarıçaplı bir uçak olduğunun altı çizilmiştir.
ÜLKE TOPRAKLARI BÜYÜKSE…
F-35'in harekât yarıçapını yukarıya çıkarmış olduğum diğer ülke muharip uçaklarının harekât yarıçaplarıyla mukayese ettiğimizde F-35'in harekât yarıçapının kısa olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. Elbette, bir uçağın harekât yarıçapının kısa olmasından bahsederken, o uçağın koruyacağı ülke topraklarının genişliği ile bulunduğu coğrafyada o ülkeye yönelik muhasım ülkelerin varlığı en başta dikkate alınması gereken iki ana faktör olarak ortaya çıkmaktadır.
Güzel ülkemizin Doğu-Batı ekseninde uzunluğu yaklaşık 800 Deniz Mili'dir. Ayrıca ülkemizin bulunduğu coğrafyada kendisine tehdit olarak değerlendirilecek ülkelerin varlığı da hepimizin malumudur. Dolayısıyla bu iki ana faktör dikkate alındığında 584 Deniz Mili mesafeden daha uzun bir harekât yarıçapına ihtiyaç duyulacağı bir gerçektir.
Şimdi düşünün ki F-35A'nın 584 Deniz Mili olan harekât yarıçapı F-15E Strike Eagle uçağının harekât yarıçapının ancak yarısı kadardır. Türkiye’nin harekât ihtiyacını karşılayacak bir uçağın harekât yarıçapı F-15E'nin harekât yarıçapına yakın olmalıdır.
Türkiye’nin uzun harekât yarıçapında uçaklara sahip olması konusundaki düşüncelerimi daha önceden Kokpit.aero’da paylaşmıştım:http://kokpit.aero/yerli-ucak-uzerine-bir-degerlendirme
Diğer taraftan, Türkiye'nin F-15E gibi uzun harekât yarıçapındaki bir muharip uçağa sahip olabilmesi için şimdi elinde tarihi bir fırsat bulunmaktadır. 15 Aralık 2010 tarihinde yapılan Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) toplantısında Türkiye’de ilk defa yerli imkânlarla bir jet savaş uçağı yapılmasına karar verilmiştir.
Uçağın şekline ve sahip olacağı performansının nasıl olması gerektiğine ait kavramsal tasarım çalışmaları halen uçağı imal etmesi görevi verilen TAI ile uçağı kullanacak Hava Kuvvetleri temsilcilerinin katılımıyla Savunma Sanayii Müsteşarlığı koordinatörlüğünde devam etmektedir. Basında yer alan bilgilere göre bu heyetin çalışmaları önümüzdeki Eylül ayında tamamlanacak ve uçağın tipi belli olacaktır. Yaşanan tecrübeler, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafya ve karşılaşacağı muhtemel tehdit bu uçağın mutlaka uzun harekât yarıçapına sahip olmasını dikte ettirmektedir.
Yerli Jet Savaş Uçağımız eğer envanterimizdeki F-4, F-5 veya F-16 Block30 uçağı benzeri kısa harekât yarıçaplı bir uçak olarak imal edilecekse bu uçağın imal edilmesi için harcanacak zamana, paraya ve emeğe yazık olacaktır düşüncesindeyim. Yerli savaş uçağımız eğer kısa harekât yarıçaplı bir uçak olarak imal edilirse bu uygulama ülkemizin savunulması ve Hava Kuvvetlerinin kullanma prensipleri açısından stratejik bir hata olarak değerlendirilmektedir. Bilindiği üzere stratejide yapılan bir hata ise taktik tedbirlerle düzeltilememektedir.
F-35 MODELLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
| |||
F-35A
CTOL |
F-35B
STOVL |
F-35C
CATOBAR | |
Uzunluk
|
15.7 m
|
15.6 m
|
15.7 m
|
Kanat Açıklığı
|
10.7 m
|
10.7 m
|
13.1 m
|
Kanat Alanı
|
42.7 m²
|
42.7 m²
|
62.1 m²
|
Boş Ağırlık
|
13,300 kg
|
14,700 kg
|
15,800 kg
|
İç Yakıt
|
8,280 kg
|
6,125 kg
|
8,860 kg
|
Maks. Kalkış Ağırlığı
|
31,800 kg
|
27,300 kg
|
31,800 kg
|
Menzil (deniz mili)
|
1200
|
900
|
1400
|
Harekât Yarıçapı
(deniz mili)
|
584
|
469
|
615
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder