27 Kasım 2013 Çarşamba
20 Kasım 2013 Çarşamba
Dünya Türkiye'nin başarısını konuşuyor
Dünya Türkiye'nin başarısını konuşuyor
Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine insansız hava aracı (İHA ) ihraç etmeye hazırlanıyor.
ABD'li Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin ortak bir İHA'yı tasarımdan üretime taşıyamadığını belirterek, yakında Türkiye'nin Avrupa'yı sollayabileceğini yazdı. Marietta Cauchi imzalı haberde Türk insansız hava araçlarının satış için Avrupa ve Ortadoğu pazarlarını yokladığı belirtildi. Haberde Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ'nin (TUSAŞ / TAI) Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 3 yıldır kullandığı istihbarat, gözetleme ve keşif (ISR) amaçlı İHA sistemlerini Avrupa ülkelerine satmak için görüşmeler yürüttüğü belirtildi.
AVRUPA İHTİYAÇ DUYUYOR
TUSAŞ Pazar Geliştirme Şefi Bülent Batmaca, WSJ'ye, "Avrupa'nın insansız hava aracına ihtiyacı var. Biz de bunun için iyi bir aday olduğumuzu düşünüyoruz" dedi. Avrupa'nın büyük İHA projeleri finansman sorunları nedeniyle başlangıç aşamasında bulunuyor. Avrupa ülkeleri Amerikan ve İsrail malı İHA'ları almayı tercih ediyor.
WSJ, NATO'nun Avrupa ülkelerine özellikle İHA ve tanker uçak konusunda daha yakın işbirliği çağrısı yaptığını da yazdı. Batmaca gazeteye yaptığı açıklamada, TUSAŞ'ın NATO ile olası insansız hava aracı programları konusunda da ön görüşmeler yürüttüğünü belirtti.
TUSAŞ Dubai'deki Air Show'da bazı Ortadoğu ülkeleriyle anlaşma fırsatlarını kollarken Batmaca, "Buna yakınız" açıklamasını yaptı.
26 BİN FEET'TE SORUN YOK
TUSAŞ'ın orta irtifa uzun havada kalışlı insansız hava aracı ANKA. ANKA'nın 26 bin feet'e varan uçuş irtifalarında motor, iniş takımı, buzdan koruma gibi temel sistemlerinin yanı sıra gece/gündüz görüş sağlayan kamerası, hava telsizi, veri kayıt sistemi gibi sistemleri de sorunsuz çalışıyor. Bu yıl ekimde ANKA'nın seri üretimine yönelik Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve TUSAŞ arasında sözleşme imzalandı. ANKA İHA sistemi, halihazırda sahip olduğu kabiliyetlere ilave olarak uydu üzerinden kontrol, kriptolu veri linki, milli uçuş kontrol bilgisayarı ve yüksek çözünürlüklü kamera özelliklerini içerecek. Sözleşme kapsamında tedarik edilecek 10 adet ANKA İHA'sı ve ilgili yer sistemlerinin 2016'da başlayacak teslimatları 2018 yılında tamamlanacak.
AVRUPA İHTİYAÇ DUYUYOR
TUSAŞ Pazar Geliştirme Şefi Bülent Batmaca, WSJ'ye, "Avrupa'nın insansız hava aracına ihtiyacı var. Biz de bunun için iyi bir aday olduğumuzu düşünüyoruz" dedi. Avrupa'nın büyük İHA projeleri finansman sorunları nedeniyle başlangıç aşamasında bulunuyor. Avrupa ülkeleri Amerikan ve İsrail malı İHA'ları almayı tercih ediyor.
WSJ, NATO'nun Avrupa ülkelerine özellikle İHA ve tanker uçak konusunda daha yakın işbirliği çağrısı yaptığını da yazdı. Batmaca gazeteye yaptığı açıklamada, TUSAŞ'ın NATO ile olası insansız hava aracı programları konusunda da ön görüşmeler yürüttüğünü belirtti.
TUSAŞ Dubai'deki Air Show'da bazı Ortadoğu ülkeleriyle anlaşma fırsatlarını kollarken Batmaca, "Buna yakınız" açıklamasını yaptı.
26 BİN FEET'TE SORUN YOK
TUSAŞ'ın orta irtifa uzun havada kalışlı insansız hava aracı ANKA. ANKA'nın 26 bin feet'e varan uçuş irtifalarında motor, iniş takımı, buzdan koruma gibi temel sistemlerinin yanı sıra gece/gündüz görüş sağlayan kamerası, hava telsizi, veri kayıt sistemi gibi sistemleri de sorunsuz çalışıyor. Bu yıl ekimde ANKA'nın seri üretimine yönelik Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve TUSAŞ arasında sözleşme imzalandı. ANKA İHA sistemi, halihazırda sahip olduğu kabiliyetlere ilave olarak uydu üzerinden kontrol, kriptolu veri linki, milli uçuş kontrol bilgisayarı ve yüksek çözünürlüklü kamera özelliklerini içerecek. Sözleşme kapsamında tedarik edilecek 10 adet ANKA İHA'sı ve ilgili yer sistemlerinin 2016'da başlayacak teslimatları 2018 yılında tamamlanacak.
SAVUNMA ve HAVACILIK VİZYON BULUŞMASI
İsmet Yılmaz'dan 'füze' açıklaması
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Çin'den alınması planlanan füzelerle ilgili soruları cevapladı.
Yılmaz, Çin'den alınması planlanan füzelerle ilgili NATO kanadından bir tepki gelmediğini belirterek, "İsteriz ki alınan bu sistem NATO sistemine de entegre edilebilsin. Biz alacağız ve kendi milli yeteneklerimizi kullanarak NATO'nun sistemine entegre edeceğiz. Dolayısıyla bizim açımızdan bir kaygı yok. Görüşmelere Çin ile başlanıldı" dedi. Milli Savunma Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatcılar Birliği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi işbirliğiyle Bolu'nun Karacasu Beldesi'nde bulunan Gazelle Otel'de düzenlenen "Savunma ve Havacılık Sanayi Vizyon Buluşması" toplantısına Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Bolu Valisi İbrahim Özçimen, Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçılar Birliği Başkanı Latif Aral Aliş katıldı.
SERİ ÜRETİME GEÇİLECEK
Önümüzdeki yıldan itibaren Altay tankının seri üretime geçeceğini belirten Murad Bayar, "Önümüzdeki yıldan itibaren Altay tankımızın seri üretim planlarına başlıyoruz. Denizde de Milgem savaş gemimiz artık seri üretime hazır bir savaş gemisi haline geldi. Geçtiğimiz ay Tuz Gölü'nde de alçak irtifa hava savunma füze sisteminin denemesini yaptık. Bunlar Türkiye'nin geçtiğimiz 10 yıllık yatırımının sonuçlarıdır. Ciddi bir tasarım, mühendislik ve teknoloji yatırımı yapıldı. Hükümetimizin bu alanda bizlere gösterdiği istikamette çok önemli ilerleme sağladık. Atak taarruz helikopterinin de seri üretimi başladı. Önümüzdeki sene Türk Silahlı Kuvvetleri taarruz helikopterini kullanmaya başlamasını hedefliyoruz. Burada artık son aşamalardayız. Kabul testlerimizin son aşamaları devam ediyor. Bundan sonrasında da helikopterimiz artık olgun bir aşamada. Testlerini tamamladı. Önümüzdeki seneden itibaren de envantere alınan ciddi bir askeri platformumuz olacak. Proje kapsamında önümüzdeki 7-8 yıl boyunca toplam 59 helikopterin Türk Silahlı Kuvvetleri için üretimi devam edecek" diye konuştu.
YÜZDE 100 YERLİ ÜRETİM
Yüzde 100 yerli üretim olacak piyade tüfeğinin 2014 yılı ortalarından itibaren kullanılmaya başlanılacağını açıklayan Bayar, açıklamalarına şöyle devam etti: "Savunma sanayinde yaşanan bütün bu gelişmelerin yanında mili piyade tüfeğinin seri üretimine 2014 yılında başlayacağız. Milli piyade tüfeğimizin bütün tasarım testlerini tamamladık. Pilot üretimleri başladı. Önümüzdeki sene de seri üretimine başlayacağız. Milli piyade tüfeğini 2014 yılının ortalarında kullanmaya başlayacağız. Tüfeğimizin üretim planlamasını 10 yıla yaydık. Buna bütün Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterinin yenilenmesi diye bakarsak böyle olması gerekiyor. Deneme tüfekleri aslında silahlı kuvvelere verildi. İlk parti üreteceklerimiz de verilecek. Mevcut envanterdeki tüfek sayısı 500 ila 600 bin seviyelerinde. Hepsini yenilememiz gerekmeyebilir. Ama bunun önemli bir kısmı yenilenecek ve bu da bir plan dahilinde yapılacak. 10 yıla yaydığımızda da bunun maliyeti 1 milyar dolar civarında olacak."
YILLIK İHRACAT 1 MİLYAR DOLARI AŞTI
Türkiye'nin savunma sanayi yıllık ihracatının 1 milyar doları aştığını belirten Bakan Yılmaz ise, "Yıllık ihracatımız 1 milyar doları aştı 1.5 milyar dolar civarında. Cirosu yaklaşık 4 milyar dolar civarında. 2023 yılında Türkiye'nin 500 milyar dolar ihracatımız olacak. Bunun 25 milyar dolarını biz savunma ve havacılık sektörüne ayırıyoruz. Biz bunu yakalar mıyız? yakalarız diye düşünüyorum. Hem kamu çalışacak, hem özel sektör çalışacak. İşbirliği yaparsak biz bunu sağlarız. Savunma sanayinin şöyle bir zorluğu var. Siyasi olarak destek görmediğiniz zaman bunu bir ülkeye satamıyorsunuz. Tek başına teknik yönden yeterli olması da yetmiyor. Bir de lider ülke olma pozisyonunuz olması lazım. Türkiye bu lider ülke pozisyonuyla Ortadoğu'da, Afrika'da, Türki cumhuriyetlerde ve Balkanlar'da inşallah kendi özgün ve yüksek teknoloji ürünleriyle bu savunma sanayi ürünlerini pazarlayabilecek durumdadır. Eğer sadece Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı'nın ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yaparsanız bunların ihtiyacını karşıladıktan sonra durursunuz. Ancak bunun sürdürebilir olması için ihracat odaklı olması lazım" diye konuştu.
ATAK HELİKOPTER TESLİM AŞAMASINDA
Atak helikopterinin teslim aşamasında olduğunu açıklayan Bakan Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: "2014 yılında Atak helikopteri teslim aşamasında. Anka seri üretime geçti, kararı alındı. Şu anda bir tanesi Batman'da silahlı kuvvetlerimize hizmet eder halde. Milli piyade tüfeğimizde 2014 yılında Mehmetçiğimize teslim edilecek durumda. İlk etapta silahlı kuvvetlerimiz için 35 bin sayısı belirlendi. Önümüzdeki yıl özel sektörün de üretmiş olduğu Anka ile eşdeğer insansız hava araçları da olunca bu ürün yelpazemizi de genişleteceğiz. 2015 yılından sonrada Hürkuş eğitim uçağı olacak ve onu silahlı hale getiriyoruz. Anka'yı hem istihbarat, hem gözetim amaçlı olarak kullanacağız aynı zamanda silahlı olarak kullanmak için de arkadaşlarımız üzerinde çalışıyorlar. 2017 yılında Türkiye savunma sanayi alanında savaş uçağı hariç onun üzerinde de çalışıyoruz iyi bir noktaya geleceğiz."
ÇİN İLE GÖRÜŞMELER BAŞLADI
Çin ile füze görüşmelerinin başladığını söyleyen Bakan Yılmaz, "Amerika'da NATO toplantısına katıldım hiçbir şekilde bana doğrudan bir şey gelmedi. Ama NATO Genel Sekreteri şöyle diyor; 'Bu karar her ülkenin kendi egemenlik hakkına dayanarak, kendi ulusal gereklerini düşünerek vermiş olduğu bir karardır. Buna saygı duyarız' İsteriz ki alınan bu sistem NATO sistemine de entegre edilebilsin. Biz alacağız ve kendi milli yeteneklerimizi kullanarak NATO'nun sistemine entegre edeceğiz. Dolayısıyla bizim açımızdan bir kaygı yok. Görüşmelere Çin ile başlanıldı" dedi.
YAZILIMLA İLGİLERİ YOK
Aselsan mühendislerinin ölümünün ardından savaş uçaklarındaki dost ve düşman uçaklarını ayıran sistemlerin durumunun sorulması üzerine Bakan Yılmaz, "Uçakların yazılımıyla ilgili bu arkadaşların hiçbir ilgisi yok. Ölen kardeşlerimizden sadece bir tanesi doğrudan Aselsan'da çalışıyor. Geri kalanlar Aselsan'ın alt yüklenicilerinde çalışmış ama Aselsan'da çalışmış bir kardeşimiz var. Ama bu proje ondan bağımsız olarak tamamlanmıştır. Dost ve düşman ayırıcı sistem tamamlandı" dedi.
TSK ÇOK GÜÇLÜDÜR
Bakan Yılmaz, Balyoz davasının Milli Gemi projesini etkileyip etkilemediğine ilişkin soruyu ise, "Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Bu Türkiye çok büyüktür. Bir İsmet Yılmaz gider bin İsmet Yılmaz gelir. O diyen arkadaşların biri gider bini gelir. Türkiye kişilerden bağımsız çok büyüktür. Türk Silahlı Kuvvetleri yine kişilerden bağımsız ve çok güçlüdür" diye yanıtladı.
SERİ ÜRETİME GEÇİLECEK
Önümüzdeki yıldan itibaren Altay tankının seri üretime geçeceğini belirten Murad Bayar, "Önümüzdeki yıldan itibaren Altay tankımızın seri üretim planlarına başlıyoruz. Denizde de Milgem savaş gemimiz artık seri üretime hazır bir savaş gemisi haline geldi. Geçtiğimiz ay Tuz Gölü'nde de alçak irtifa hava savunma füze sisteminin denemesini yaptık. Bunlar Türkiye'nin geçtiğimiz 10 yıllık yatırımının sonuçlarıdır. Ciddi bir tasarım, mühendislik ve teknoloji yatırımı yapıldı. Hükümetimizin bu alanda bizlere gösterdiği istikamette çok önemli ilerleme sağladık. Atak taarruz helikopterinin de seri üretimi başladı. Önümüzdeki sene Türk Silahlı Kuvvetleri taarruz helikopterini kullanmaya başlamasını hedefliyoruz. Burada artık son aşamalardayız. Kabul testlerimizin son aşamaları devam ediyor. Bundan sonrasında da helikopterimiz artık olgun bir aşamada. Testlerini tamamladı. Önümüzdeki seneden itibaren de envantere alınan ciddi bir askeri platformumuz olacak. Proje kapsamında önümüzdeki 7-8 yıl boyunca toplam 59 helikopterin Türk Silahlı Kuvvetleri için üretimi devam edecek" diye konuştu.
YÜZDE 100 YERLİ ÜRETİM
Yüzde 100 yerli üretim olacak piyade tüfeğinin 2014 yılı ortalarından itibaren kullanılmaya başlanılacağını açıklayan Bayar, açıklamalarına şöyle devam etti: "Savunma sanayinde yaşanan bütün bu gelişmelerin yanında mili piyade tüfeğinin seri üretimine 2014 yılında başlayacağız. Milli piyade tüfeğimizin bütün tasarım testlerini tamamladık. Pilot üretimleri başladı. Önümüzdeki sene de seri üretimine başlayacağız. Milli piyade tüfeğini 2014 yılının ortalarında kullanmaya başlayacağız. Tüfeğimizin üretim planlamasını 10 yıla yaydık. Buna bütün Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterinin yenilenmesi diye bakarsak böyle olması gerekiyor. Deneme tüfekleri aslında silahlı kuvvelere verildi. İlk parti üreteceklerimiz de verilecek. Mevcut envanterdeki tüfek sayısı 500 ila 600 bin seviyelerinde. Hepsini yenilememiz gerekmeyebilir. Ama bunun önemli bir kısmı yenilenecek ve bu da bir plan dahilinde yapılacak. 10 yıla yaydığımızda da bunun maliyeti 1 milyar dolar civarında olacak."
YILLIK İHRACAT 1 MİLYAR DOLARI AŞTI
Türkiye'nin savunma sanayi yıllık ihracatının 1 milyar doları aştığını belirten Bakan Yılmaz ise, "Yıllık ihracatımız 1 milyar doları aştı 1.5 milyar dolar civarında. Cirosu yaklaşık 4 milyar dolar civarında. 2023 yılında Türkiye'nin 500 milyar dolar ihracatımız olacak. Bunun 25 milyar dolarını biz savunma ve havacılık sektörüne ayırıyoruz. Biz bunu yakalar mıyız? yakalarız diye düşünüyorum. Hem kamu çalışacak, hem özel sektör çalışacak. İşbirliği yaparsak biz bunu sağlarız. Savunma sanayinin şöyle bir zorluğu var. Siyasi olarak destek görmediğiniz zaman bunu bir ülkeye satamıyorsunuz. Tek başına teknik yönden yeterli olması da yetmiyor. Bir de lider ülke olma pozisyonunuz olması lazım. Türkiye bu lider ülke pozisyonuyla Ortadoğu'da, Afrika'da, Türki cumhuriyetlerde ve Balkanlar'da inşallah kendi özgün ve yüksek teknoloji ürünleriyle bu savunma sanayi ürünlerini pazarlayabilecek durumdadır. Eğer sadece Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı'nın ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yaparsanız bunların ihtiyacını karşıladıktan sonra durursunuz. Ancak bunun sürdürebilir olması için ihracat odaklı olması lazım" diye konuştu.
ATAK HELİKOPTER TESLİM AŞAMASINDA
Atak helikopterinin teslim aşamasında olduğunu açıklayan Bakan Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: "2014 yılında Atak helikopteri teslim aşamasında. Anka seri üretime geçti, kararı alındı. Şu anda bir tanesi Batman'da silahlı kuvvetlerimize hizmet eder halde. Milli piyade tüfeğimizde 2014 yılında Mehmetçiğimize teslim edilecek durumda. İlk etapta silahlı kuvvetlerimiz için 35 bin sayısı belirlendi. Önümüzdeki yıl özel sektörün de üretmiş olduğu Anka ile eşdeğer insansız hava araçları da olunca bu ürün yelpazemizi de genişleteceğiz. 2015 yılından sonrada Hürkuş eğitim uçağı olacak ve onu silahlı hale getiriyoruz. Anka'yı hem istihbarat, hem gözetim amaçlı olarak kullanacağız aynı zamanda silahlı olarak kullanmak için de arkadaşlarımız üzerinde çalışıyorlar. 2017 yılında Türkiye savunma sanayi alanında savaş uçağı hariç onun üzerinde de çalışıyoruz iyi bir noktaya geleceğiz."
ÇİN İLE GÖRÜŞMELER BAŞLADI
Çin ile füze görüşmelerinin başladığını söyleyen Bakan Yılmaz, "Amerika'da NATO toplantısına katıldım hiçbir şekilde bana doğrudan bir şey gelmedi. Ama NATO Genel Sekreteri şöyle diyor; 'Bu karar her ülkenin kendi egemenlik hakkına dayanarak, kendi ulusal gereklerini düşünerek vermiş olduğu bir karardır. Buna saygı duyarız' İsteriz ki alınan bu sistem NATO sistemine de entegre edilebilsin. Biz alacağız ve kendi milli yeteneklerimizi kullanarak NATO'nun sistemine entegre edeceğiz. Dolayısıyla bizim açımızdan bir kaygı yok. Görüşmelere Çin ile başlanıldı" dedi.
YAZILIMLA İLGİLERİ YOK
Aselsan mühendislerinin ölümünün ardından savaş uçaklarındaki dost ve düşman uçaklarını ayıran sistemlerin durumunun sorulması üzerine Bakan Yılmaz, "Uçakların yazılımıyla ilgili bu arkadaşların hiçbir ilgisi yok. Ölen kardeşlerimizden sadece bir tanesi doğrudan Aselsan'da çalışıyor. Geri kalanlar Aselsan'ın alt yüklenicilerinde çalışmış ama Aselsan'da çalışmış bir kardeşimiz var. Ama bu proje ondan bağımsız olarak tamamlanmıştır. Dost ve düşman ayırıcı sistem tamamlandı" dedi.
TSK ÇOK GÜÇLÜDÜR
Bakan Yılmaz, Balyoz davasının Milli Gemi projesini etkileyip etkilemediğine ilişkin soruyu ise, "Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Bu Türkiye çok büyüktür. Bir İsmet Yılmaz gider bin İsmet Yılmaz gelir. O diyen arkadaşların biri gider bini gelir. Türkiye kişilerden bağımsız çok büyüktür. Türk Silahlı Kuvvetleri yine kişilerden bağımsız ve çok güçlüdür" diye yanıtladı.
Yerli mühimmat F-35'te atılabilecek mi?
Yerli mühimmat F-35'te atılabilecek mi?
Türkiye bir yıldır askıya aldığı F-35 ihalesinde uzun zamandır ana imalatçı Lockheed Martin ile masada. En önemli sorunlardan biri de F-35'in Türkiye'de geliştirilen SOM gibi stratejik mühimmatları kullanabilmesi...
F-35'te çalışmaların bu kadar uzamasının en önemli nedenlerinden biri de yazılım. Uçak üzerinde 8 milyon satırdan fazla yazılım var. Bu yazılım ana sistemleri çalıştırıyor. Silah, bakım, eğitim gibi alt sistemleri de koyduğunuzda yazılımdaki satır sayısı 25 milyona kadar ulaşabiliyor.
Karşılaştırma açısından ABD'nin kimseye satmadığı F-22 Raptor savaş uçağında ana yazılım 5 milyon satır. Türkiye'nin en büyük modernizasyon projelerinden biri olan C-130 Erciyes Programı'nda ise satır sayısı 1,5 milyon!
TESTLERİN ÖNEMLİ BÖLÜMÜ TAMAMLANDI
Lockheed Martin'in açıklamalarına göre yazılımın yüzde 96'sı tamamlandı. Bu sistemin yüzde 88'i de test edildi. Sonuçları gerçek uçuş testlerinde görüldü. Halen teslim edilen F-35 uçaklarında Blok 2A yazılımı var. Daha gelişmiş silah sistemlerinin kullanılacağı 2B yazılım paketi Lockheed Martin tarafından test ediliyor.
Bir sonraki adım ise Blok 3F. Bu blokta, uçakta JSOW, AIM-9X ve ASRAAM gibi füzeler kullanılabilecek. Sonraki adım ise aralarında TÜBİTAK tarafından geliştirilen SOM Seyir Füzesi, Hassas Güdüm Kiti (HGK), IRIS-T, METEOR, Storm Shadow, Brim Stone gibi füzelerin uçağa entegrasyonu olacak.
ROKETSAN ÇALIŞIYOR
Roketsan şirketi, SOM'un seri imalatının yanı sıra bir diğer önemli görevi de F-35'te füzenin kullanılması için entegrasyon çalışmaları. Gerekli tasarım ve mühendislik konusunda ana yüklenici olan Roketsan, bu sistemleri önümüzdeki yıllardan itibaren F-35'ere uygulamaya başlayacak.
17 Kasım 2013 Pazar
ARES 58 FPB
Antalya'da kurulu bulunan Ares Tersanesinin, Bahreyn Sahil Güvenlik Komutanlığı için ürettiği 18m, kompozit devriye botları.
Firma yönetim kurulu başkanı Sayın Kerim Kalafatoğlu yaptığı açıklamada, 21 firmayı geçerek kazandıkları bu ihale, Ares'e verilmesinin sebebi sadece dizayn üstünlüğümüzdür. Gövde formu ve yapısal mühendisliği BMT firmasınca yapılan teknenin diğer tüm tasarım ve mühendislik işleri ARES dizayn ekibince yapıldı. 2 adet 1085 HP MTU ile, ve klasik şaft pervane sistemiyle 39 knot sürate ulaşabiliyor ve en sert deniz şartlarınca bile görev yapabiliyor. İkmal yapmadan 3 gün seyir yaparak denizde kalabiliyor. 5 personel var. Karbon takviyeli ileri kompozit malzemelerden inşa ediliyor.
12 teknelik siparişin ilki Kasım 2013’de denize iniyor.
Kaynak OMSYACHT
İki Türk buldu, ABD peşlerine düştü
Yerli kasırga!
İki Türk buldu, ABD peşlerine düştü
Sabancı Üniversitesi’nden Alper Keçeli ve Koç Üniveritesi’nden Emre Tok isimli iki genç mühendisin bitirme tezi olan kendi kendini yok eden mermi çalışmasından doğan 'Sırtlan' adı verilen sıvı zırh projesi bir yılda gerçeğe dönüştü.
Savunma sanayi için kurşun geçirmez zırh geliştirmeye odaklandılarını belirten Keçeli ve Tok, “Projemizle, geçen yıl İstanbul Teknik Üniversitesi ve ARI Teknokent tarafından düzenlenen inovasyon atölyesi ‘ARI Çekirdek’ finalinde 2. olmamızın ardından, İTÜ Teknokent’te, Bellum Technologies adıyla firma kurduk.
Bir yıldır geliştirdiğimiz sıvı zırh teknolojisini, hem teknokentteki laboratuvarda hem de atış poligonlarında test ediyoruz. 11 ay oldu, zırhımız ilk günkü kadar sağlam. Bu teknolojiyle adım adım ‘Iron Man’e doğru gideceğiz” diyor.
Bir yıl içinde en az 3 yıl dayanıklı olacak şekilde tamamen giyilebilir bir zırh geliştirmeye odaklandıklarını belirten Bellum Technologies’in kurucuları, normalde sıvı bir malzeme olan ve kuvvet uygulanınca katılaşan sıvı zırh teknolojisinin dünya standartlarındaki ön balistik testlerini tamamlayıp sertifikasyon sürecine girmişler ve patent başvurusunu da geçen temmuz ayında yapmışlar.
PENTAGON’DAN DAVET ALDI
“Dünyada, sıvı zırhın çalışabilir tek prototipini biz ürettik” diyecek kadar iddialı olan genç mühendislerin bu iddiasını güçlendiren ise dünyanın en büyük savunma sanayi şirketlerinden birinin Bellum’un peşine düşmesi. Pentagon’dan ABD’li üst düzey bir askeri diplomat aracılığıyla “Gelin, bu zırhı bizim savunma laboratuvarlarında geliştirin” teklifi aldıklarını belirten Keçeli ve Tok, bir aydır söz konusu savuma şirketlerinden biriyle görüştüklerinin altını çiziyor.
ALKIŞ ÇOK AMA YATIRIM YAPAN YOK
Geliştirdikleri teknolojiyi bir yıldır Türkiye’de katıldıkları çeşitli etkinliklerde paylaştıklarından ancak herhangi bir yatırım alamadıklarından şikâyet eden Keçeli ve Tok, “O kadar çok kişi tarafından ayakta alkışlandık ki, her alkışa 1 dolar alsaydık, şu anda zengin olurduk. Ama ODTÜ ve İTÜ’de katıldığımız yarışmalarda aldığımız ödüller dışında hiç kimseden yatırım almadık” diyor.
Otomobillerde kaza kalkanı olarak da kullanılabilir
Hammadesi plastik bazlı polimer olan Bellum’un geliştirdiği teknolojide, sıvı zırh maddesi balistik kumaşlara tutunuyor ve akmadan kalabiliyor. Şu an için kullanılan zırhlara göre çok daha hafif ve esnek bir madde olmasından ötürü kullanıcıya (asker…) hareket özgürlüğü sağlıyor. Ancak mermi ya da farklı sert darbelere maruz kaldığında, madde katılaşarak bu dış etkenlerden kişiyi koruyor. Keçeli ve Tok’un verdiği bilgiye göre bu teknoloji, darbeye dayanıklılık gerektiren farklı alanlara da uygulanabilir.
https://www.facebook.com/teknomagnet/posts/588801814519552
İki Türk buldu, ABD peşlerine düştü
Sabancı Üniversitesi’nden Alper Keçeli ve Koç Üniveritesi’nden Emre Tok isimli iki genç mühendisin bitirme tezi olan kendi kendini yok eden mermi çalışmasından doğan 'Sırtlan' adı verilen sıvı zırh projesi bir yılda gerçeğe dönüştü.
Savunma sanayi için kurşun geçirmez zırh geliştirmeye odaklandılarını belirten Keçeli ve Tok, “Projemizle, geçen yıl İstanbul Teknik Üniversitesi ve ARI Teknokent tarafından düzenlenen inovasyon atölyesi ‘ARI Çekirdek’ finalinde 2. olmamızın ardından, İTÜ Teknokent’te, Bellum Technologies adıyla firma kurduk.
Bir yıldır geliştirdiğimiz sıvı zırh teknolojisini, hem teknokentteki laboratuvarda hem de atış poligonlarında test ediyoruz. 11 ay oldu, zırhımız ilk günkü kadar sağlam. Bu teknolojiyle adım adım ‘Iron Man’e doğru gideceğiz” diyor.
Bir yıl içinde en az 3 yıl dayanıklı olacak şekilde tamamen giyilebilir bir zırh geliştirmeye odaklandıklarını belirten Bellum Technologies’in kurucuları, normalde sıvı bir malzeme olan ve kuvvet uygulanınca katılaşan sıvı zırh teknolojisinin dünya standartlarındaki ön balistik testlerini tamamlayıp sertifikasyon sürecine girmişler ve patent başvurusunu da geçen temmuz ayında yapmışlar.
PENTAGON’DAN DAVET ALDI
“Dünyada, sıvı zırhın çalışabilir tek prototipini biz ürettik” diyecek kadar iddialı olan genç mühendislerin bu iddiasını güçlendiren ise dünyanın en büyük savunma sanayi şirketlerinden birinin Bellum’un peşine düşmesi. Pentagon’dan ABD’li üst düzey bir askeri diplomat aracılığıyla “Gelin, bu zırhı bizim savunma laboratuvarlarında geliştirin” teklifi aldıklarını belirten Keçeli ve Tok, bir aydır söz konusu savuma şirketlerinden biriyle görüştüklerinin altını çiziyor.
ALKIŞ ÇOK AMA YATIRIM YAPAN YOK
Geliştirdikleri teknolojiyi bir yıldır Türkiye’de katıldıkları çeşitli etkinliklerde paylaştıklarından ancak herhangi bir yatırım alamadıklarından şikâyet eden Keçeli ve Tok, “O kadar çok kişi tarafından ayakta alkışlandık ki, her alkışa 1 dolar alsaydık, şu anda zengin olurduk. Ama ODTÜ ve İTÜ’de katıldığımız yarışmalarda aldığımız ödüller dışında hiç kimseden yatırım almadık” diyor.
Otomobillerde kaza kalkanı olarak da kullanılabilir
Hammadesi plastik bazlı polimer olan Bellum’un geliştirdiği teknolojide, sıvı zırh maddesi balistik kumaşlara tutunuyor ve akmadan kalabiliyor. Şu an için kullanılan zırhlara göre çok daha hafif ve esnek bir madde olmasından ötürü kullanıcıya (asker…) hareket özgürlüğü sağlıyor. Ancak mermi ya da farklı sert darbelere maruz kaldığında, madde katılaşarak bu dış etkenlerden kişiyi koruyor. Keçeli ve Tok’un verdiği bilgiye göre bu teknoloji, darbeye dayanıklılık gerektiren farklı alanlara da uygulanabilir.
https://www.facebook.com/teknomagnet/posts/588801814519552
10 Kasım 2013 Pazar
(NEB) Beton delen bombanın ilk ihracatı Pakistan'a
Beton delen bombanın ilk ihracatı nereye yapılacak?
Muhammet METİN/Kokpit.aero
Geçtiğimiz Eylül ayında Türkiye'yi ziyaret eden Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar ile gerçekleştirilen görüşmelerde Türkiye ve Pakistan arasında Savunma Sanayii alanında yapılması planlanan bir çok konu ele alındı.
Tübitak-Sage tarafından geliştirilen ve Makina Kimya Endüstri Kurumu tarafından üretimi gerçekleştirilen Nüfuz Edici Bomba (NEB)'nın Pakistan ile ortak geliştirilmesi ve satışı konusunda ön görüşmeler yapıldı.
SATIŞ İÇİN ADIM ATILDI
Tübitak-Sage yetkilisinden edinilen bilgiye göre, "iki ülke arasında uzun süredir devam eden çalışmaların sonucu olarak Nüfuz Edici Bomba (NEB)'nın Pakistan'a satışı konusunda olumlu adımlar atıldı ve Tübitak-Sage tarafından geliştirilen diğer sistemler hakkında bilgi verildi".
Yetkili özellikle, Pakistan ile Hava-Yer mühimmatları konusunda ortak çalışmaların olduğunu ve bu çalışmaların meyvelerini vermeye başladığını aktardı.
İlk kez 21 Haziran-3 Temmuz 2013 tarihinde Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri ve Özel Kuvvetler Komutanlığı unsurlarının katılımı ile Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığında icra edilen Pençe 2013 Atışları ve Işık Tatbikatında denenen Nüfuz Edici Bomba (NEB) gösterdiği performans ile askeri yetkililerce beğeni kazandı.
PROJE 2008'DE BAŞLADI
Tübitak-Sage ve MKEK ortaklığıyla 2008 yılında başlayan proje 2012 yılında tamamlandı. Nüfuz Edici Bomba (NEB), yer üstü ve yer altındaki hedeflere karşı kullanılmak üzere tasarlandı. Yurt içi imkanlar kullanılarak geliştirilen harp başlığı hassas güdüm kitleri ve lazer güdüm kitleri ile birlikte kullanılarak uzak mesafelerden vuruş yapabiliyor.
2.5 metre kalınlığında betonu delebilme kabiliyetine ve 27 km azami menzile sahip sistem F-4 2020 savaş uçağında kullanılıyor. F-16 savaş uçaklarına sertifikasyon çalışmaları ise devam ediyor.
NÜFUS EDİCİ BOMBA (NEB) TEKNİK ÖZELLİKLER
· Boy: 2600 mm
· Çap: 457.2 mm
· Ağırlık: 870 kg
· Patlayıcı Tipi
Ön Delici : PBX-110
Ana Delici : PBX-109
Ön Delici : PBX-110
Ana Delici : PBX-109
· Tapa
Ön Delici : ONUR-1 MOD 4
Ana Delici: FMU-152 A/B
Ön Delici : ONUR-1 MOD 4
Ana Delici: FMU-152 A/B
Hedef Tipleri:
· Yer Altı Petrokimya Depoları Sığınaklar
· Uçak Hangarları
· Komuta Kontrol Merkezleri
· Uçak Pistleri
· Barajlar
· Köprüler
· Radar Antenleri
· Sabit Füze Bataryaları
· Endüstriyel Tesisler
3 Kasım 2013 Pazar
Yeni nesil Blackbird'ler geliyor
Yeni nesil Blackbird'ler geliyor
Cuma günü yayımlanan Aviation Week dergisinde yer alan habere göre uçağın planlarını hazırlayan şirket, SR-72’lerin Blackbird modelinden iki kat daha hızlı olmasını tasarlıyor.
Yeni model istihbarat toplama, keşif ve gözetleme yapma ve daha önce görülmemiş bir hızda saldırı düzenleme özelliklerine sahip olacak. SR-72 için kullanılacak teknoloji yeni nesil insanlı/insansız hava araçlarıyla yörüngede dolanan casus uyduları arasında bir yerde olacak.
Orijinal Blackbird modeli ilk kez 1966’da üretildi ve 1999 yılına kadar Amerikan Hava Kuvvetleri ve NASA tarafından Soğuk Savaş döneminde istihbarat toplamak için kullanıldı. Karadan atılan füzelerden daha yüksek hıza ulaşabilen Blackbird’ler aynı zamanda düşman radarlarından kaçabilecek kadar alçaktan uçabilme özelliğine sahipti. Toplamda 32 adet üretilen bu model düşmanla karşı karşıya geldiği hiçbir mücadeleyi kaybetmedi.
Ancak insansız hava araçlarıyla uluslararası gökyüzüne hükmeden ABD ordusu yüksek maliyeti nedeniyle bu güçlü Blackbird’lerin yenilenmesi programını engelledi.
Lockheed Martin, büyük bir teknolojik yenilik getirdiği için artık SR-72'lerin üretimi konusunda yapılcak görüşmelerin maliyetten bağımsız olarak gerçekleştirilebileceğine inanıyor.
Hipersonik teknolojinin yatırım yöneticisi Brad Leland yeni projenin düğüm noktasının, hava emmeli motorun scramjet ve geleneksel türbini birleştirmesi olduğunu söylüyor. Leland, Reuters’a verdiği röportajda proje için şimdilik 20 kişiden oluşan bir ekiple çalışıldığını anlattı.
2 Kasım 2013 Cumartesi
ARES 42 HECTOR
Antalya Serbest Bölgede kurulu bulunan ve son yıllarda geliştirmiş olduğu özel gövdeli ve kendine has karekteristik özellikleriyle ön plana çıkan Ares Tersanesi, TSGK için üretilen 10 adet ARES 42 HECTOR tipi teknelere ait deneme seyrinden bir görüntü.
Bu teknelerin en büyük özelliği ve sınıfı teknelerde bulunmayan en önemli karakteristiği çok özel gövde (karina) formu itibarıyla kazanılmış bulunan denizcilik kabiliyetidir. 5 deniz durumunda dahi hayatta kalabilir, kısıtlı görev yapabilir. Son derece stabil olmasının yanında sadece 1100 hp toplam güçle 35dm’nin üzerinde sürat yapabilmektedir.
Kaynak icoolmar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)