4 Mayıs 2013 Cumartesi

TULPAR , Paletli araçta dışa bağımlılığı bitirecek gelişme


Türkiye’nin kara sistemleri üreticisi Otokar, 50.yılını kutladığı 2013’te ürün ailesini genişletirken ürünlerine paletli zırhlı  muharebe araçlarını da ekliyor. Tüm fikri mülkiyet hakları Otokar’a ait olan TULPAR ile Otokar, paletli zırhlı aracını da Türkiye’de tasarlıyor, dışa bağımlılığı sona erdirecek.
Türkiye’nin en büyük özel sermayeli ve milli savunma sanayi kuruluşu Otokar, dünyaca ünlü taktik tekerlekli ailesine eklediği paletli zırhlı aracı ve yeni kule sistemleri ile artık Türkiye’nin kara sistemleri konusunda tüm ihtiyaçlarına cevap veriyor. 3 Mayıs 2013 tarihinde, Otokar’ın Sakarya’daki üretim tesislerinde düzenlenen toplantıda Otokar’ın üretim listesine eklediği yeni araçlar tanıtıldı. Araçlar ilk kez 7-10 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenlenecek IDEF Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda görülebilecek.
TULPAR paletli zırhlı araçlarda dışa bağımlılığı sona erdirecek
Tekerlekli zırhlı araçlar konusunda ürün ailesini  4x4 tahrikliden 8x8’e ve 4 tondan 28 tona kadar geniş bir ürün ailesi ile tamamlayan Otokar, 50. kuruluş yılında zırhlı araç alanındaki bu deneyimini paletli araç alanına da taşıyor. Otokar mühendisleri tarafından tasarlanan, ülkemiz işçisi tarafından üretilen TULPAR
ile Otokar, paletli araçlarda da dışa bağımlılığı sonlandırmayı hedefliyor. Otokar’ın fikri mülkiyet hakları kendisine ait yeni TULPAR aracı günümüzde NATO ülkelerinde yürütülen ve benzeri araç programlarında yer alan zırhlı muharebe araçları ile eşdeğer yetenek ve özelliklerde tasarlandı. İsmini Manas Destanı’ndaki savaşçıları koruyan efsanevi kanatlı attan alan TULPAR, 21. yüzyılın gereksinimleri doğrultusunda ana muharebe tankları ile birlikte görev yapabilecek nitelik ve özelliklerde geliştirildi. TULPAR, modern araç ve teknolojilerine sahip olmak isteyen ülkelerin silahlı kuvvetlerinin gelecekteki kara savunma ihtiyaçlarına cevap verebilecek, 21 yüzyıl ihtiyaçları için tasarlanmış yeni nesil bır zırhlı muharebe ve zırhlı personel taşıyıcı aracı...  TULPAR şimdi 30’a yakın ülkedeki Otokar kullanıcılarına tanıtılmaya hazırlanıyor.
COBRA ailesi büyüyor, COBRA II görücüye çıkıyor
Kara sistemlerinde ihtiyaç duyulan her türlü ürün ve sistemi üretme misyonu ile Otokar, taktik tekerlekli zırhlı araçlarını da yeni ürünlerle genişletiyor. Otokar, Türkiye dahil dünyada 15 ülkede kullanılan COBRA’nın başarısını ailenin yeni modeli COBRA II’yle pekiştirmeye hazırlanıyor. Gelişen ihtiyaçlar ve Otokar’ın beş kıtaya yayılmış mevcut kullanıcılarının talepleri doğrultusunda tasarlanan COBRA II, COBRA ile aynı hareket kabiliyetlerine sahip ancak farklı görevler için daha yüksek taşıma kapasitesine ve daha büyük iç hacime sahip. Ailenin tamamlayıcı üyesi COBRA II’yi IDEF’te ilk kez dünyaya tanıtmaya hazırlanan Otokar, sınıfının hareket kabiliyeti, yüzebilmek kabiliyeti, koruma ve modülerlik bakımından dünyadaki tek örneği olan mevcut COBRA’nın da üretimine devam edecek.
Otokar’dan yeni bir Zırhlı Personel Taşıyıcı: URAL
Otokar’ın bir başka yeni taktik tekerlekli zırhlı aracı olan URAL, Otokar’ın emniyet ve iç güvenlik araçları konusundaki deneyiminin son ürünü. Üstün hareket kabiliyeti ve yüksek koruma seviyesi ile iç güvenlik, yarı askeri amaçlı farklı görevlere uygun araç alt yapısına sahip URAL, özellikle yurtiçi kullanıcılarının daha
yüksek taşıma kapasiteli, sürüş ve personel konforunu da önplanda tutan bir zırhlı araç ihtiyacından yola çıkılarak geliştirildi. Otokar’ın mevcut ZPT zırhlı personel taşıyıcısı ile COBRA aracı arasındaki ihtiyacı dolduracak URAL, Otokar’ın diğer tüm zırhlı araçları gibi modüler bir yapıya sahip.
Otokar’dan yeni kule sistemleri...
1989 yılından bu yana kule sistemleri konusunda çalışmalar yürüten, 1990’lı yıllarda “12,7 mmMKT kulesi” ile Türkiye’de tasarlanan ve üretime giren ilk hafif silah kulesini tasarlamış olan Otokar, genişleyen zırhlı araç ailesi ile birlikte 2011 yılından bu yana kule sistemlerine ağırlık vermeye başladı. Otokar kule sistemleri tasarım ve entegrasyon konularında 25 yıla yaklaşan deneyimi ve uzmanlığının bir ürünü olarak, 2011 yılında Mızrak-30’u tanıtmıştı. Otokar bu yıl da 7,62 mm’den 30 mm’ye kadar olan uzaktan kumandalı silah sistemleri BOZOK, BAŞOK VE ÜÇOK’u IDEF fuarında tanıtmaya hazırlanıyor.
Otokar, bu sayede kullanıcılarına kara sistemleri alanında küçük kalibrelerden orta kalibrelere kadar yayılan, birbirini tamamlayan, alternatif çözümleri sunma kabiliyetini artırıyor. Otokar kule sistemlerinin üstün performans özellikleri ve yüksek teknolojik seviyeleri ile Otokar, platformlarının gücüne güç katmayı ve uluslararası rekabette farklılık yaratmayı hedefliyor.
Ülkemizin kara sistemleri alanındaki tüm ihtiyaçların karşılamaya hazırız.
Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, “Savunma sanayi alanında faaliyet gösteren en deneyimli şirket olarak 2013 yılı itibarıyla taktik zırhlı araçlarımıza paletli zırhlı araç ailesini de ekliyoruz. Mühendislik kabiliyetimiz ve Ar-Ge’ye yaptığımız yatırımlarla fikri mülkiyet hakları bize ait olan özgün ve milli kule sistemleri konusunda da yeniliklere imza atıyoruz. Kabiliyetlerimizi artırarak, kara sistemleri alanında uzman, yetkin ve en deneyimli şirket olduğumuzu tekrar gösteriyoruz. Paletli zırhlı araçlarda gelişen tehditlere bağlı olarak dünyadaki ihtiyacın üstün atış gücü, yüksek taşıma kapasitesine hem de yüksek
koruma seviyesine sahip araçlar olduğunu gözlemledik. Bu kapsamda geliştirdiğimiz yeni aracımız TULPAR, bu ihtiyaçlara modülerlik ve hareket kabiliyeti ile en iyi şekilde hitap edecek. TULPAR ile hedefimiz öncelikli olarak Türk Silahlı Kuvvetleri ve sonrasında ihracat pazarları olacak.” dedi.
2012 yılında 51 milyon TL Ar-Ge yatırımı yaptıklarını belirten Görgüç, “Ar-Ge’nin Otokar cirosundaki payı yüzde 5. Son 10 yılda toplam 188 milyon TL Ar-Ge harcaması yapıldı. 2012 yılında devreye aldığımız Tank Test Merkezi de bu yatırımların bir sonucu. Aynı zamanda 6Dof isimli yeni test merkezimiz ve kule sistemleri konusundaki çalışmalarımız da devam ediyor.” diye konuştu.
Dünyada 5 kıtada 30’a yakın ülkede 28 binden fazla Otokar aracının kullanıldığını belirten Görgüç, “40’tan fazla farklı kullanıcı ile temas halindeyiz. En büyük tercih edilme özelliklerimiz; gücümüz, araçlarımızın performansı ve sunduğumuz lojistik destek. Bu sayede kullanıcılar ile sürekli temas halindeyiz,
ihtiyaçlarını daha yakından analiz edip, bu ihtiyaçları yanıtlayabilecek çözümleri hızlı şekilde  oluşturuyoruz. Bu da kullanıcı memnuniyeti ve genişleyen ürün gamı olarak bize yansıyor.” dedi.
50 yıldır otomotiv sektöründe faaliyet gösterdiklerinin altını çizen Görgüç sözlerini şu şekilde tamamladı: “Türkiye’nin ilk taktik aracını 1966’da, ilk zırhlı aracını 1983’te, ilk askeri zırhlı aracını 1990’larda ürettik. 1993 yılında Türkiye’den ilk kez askeri zırhlı aracı ihraç ettik. 1987’den bu yana savunma sanayiinde aktif görev alıyoruz. Halka açık bir firmayız, yabancı ortağımız yok, Türkiye’nin tek milli askeri araç ve kara sistemleri üreticisiyiz. Ürünlerimizin fikri mülkiyet hakları bize ait. Güçlü, güvenilir yapıdayız; ticari işlerimiz sürdürülebilir büyümemizi sağlıyor.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder