27 Aralık 2012 Perşembe

ABD Türkiye'ye 2 Fırkateyn Hibe Ediyor

Önemli Not: Konu meclis gündemine gelmediği için, projenin iptal olduğu gözükmektedir. Milgem için hayırlı olması dileğiyle. 04.01.2013

ABD Temsilciler Meclisi'nde Türkiye, Meksika ve Tayland'a ABD donanmasından füze güdümlü kapasiteye sahip fırkateynler hibe edilmesini öngören yasa tasarısı sunuldu.
Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi'ne sunulan 6649 numaralı tasarı, Türkiye'ye, ''Oliver Hazard Perry'' sınıfına ait, ''USS Halyburton'' ve ''USS Thach'' adlı iki fırkateynin hibe edilmesi için ABD Başkanı Barack Obama'ya yetki verilmesini içeriyor.
Komitenin Cumhuriyetçi başkanı Ileana Ros-Lehtinen ve kıdemli Demokrat üyesi Howard Berman tarafından hazırlanan tasarının, ''kuralların askıya alınması'' yöntemiyle sunulduğu ve dolayısıyla komiteden onay sürecini atlayarak, doğrudan Meclis Genel Kurulu'na getirileceği öğrenildi.
Tasarının, Kongre'deki yasama yılı sona ermeden önce önümüzdeki birkaç gün içinde oylamaya konulabileceği belirtilirken, gözlemciler, tasarının kabul edilme ihtimalinin yüksek olduğunu ifade ediyor.
Tasarının ilk sunulduğu versiyonunda, gemilerin hibe edileceği ülkeler arasında Türkiye'nin adı yer almazken, ABD yönetiminin girişimleri sonucu Türkiye'nin adının daha sonra listeye eklendiği belirtildi.
ABD'deki Rum lobisinin sert tepki gösterdiği tasarının, yürürlüğe girebilmesi için Senato'da da onaylanması gerekiyor.
117 Sidewinder Füzesi Satışı
Öte yandan, ABD Savunma Bakanlığı'na bağlı Savunma Güvenlik İşbirliği Ajansı'ndan (DSCA) yapılan açıklamada, DSCA'nın, Türkiye'nin talebi üzerine, 117 Sidewinder füzesi ve onunla bağlantılı teçhizat, parçalar, eğitim ve lojistik destek ekipmanının Türkiye'ye satışı için 21 Aralık'ta Kongre'ye bildirimde bulunduğu belirtildi.
Açıklamada, Raytheon firmasının ürettiği, kızılötesi güdümlü, kısa menzilli, havadan havaya atılan ve savaş uçaklarında kullanılan füzelerin ve bağlantılı ekipmanın toplam maliyetinin tahmini olarak 140 milyon dolar olduğu bildirildi.
Türkiye'nin bölgede barış ve istikrarın sağlanmasında ABD'nin bir ortağı olduğu vurgulanan açıklamada, özetle şunlar kaydedildi:
''ABD'nin ulusal çıkarları açısından, bölgede kabul edilebilir bir askeri dengenin oluşumuna katkı sağlayacak güçlü ve hazır bir savunma kapasitesini geliştirmesi ve sürdürmesi için NATO müttefikimize yardım etmek hayati önemdedir. Teklif edilen satış, bu hedeflerle uyumludur. Türk Hava Kuvvetleri, savunma ihtiyaçlarını daha iyi desteklemek için savaş uçaklarını modernize etmektedir. AIM-9X-2 Sidewinder füzelerinin teklif edilen satışı, Türkiye'nin kendini savunma kapasitesini, modernizasyonunu, bölgesel güvenliği, ABD ve diğer NATO üyeleriyle birlikte çalışabilirliği geliştirecek ve Türkiye'yi, dünyanın önemi giderek artan bir bölgesinde daha değerli bir ortak haline getirecektir''
Mevzuata göre, bir NATO müttefikine silah satışı konusunda Kongre'ye resmi bildirimde bulunulmasından sonraki 15 gün içerisinde, Kongre'nin satışın engellenmesi veya teklifin yeniden düzenlenmesine yönelik bir tasarı geçirmemesi halinde, bu satışlar otomatikman onaylanmış oluyor.

25 Aralık 2012 Salı

Türk Hava Kuvvetleri'ne yeni nesil füze


Türk Hava Kuvvetleri'ne yeni nesil füze

Türk Hava Kuvvetleri'nin F-16 ve önümüzdeki yıllarda envantere girecek F-35 uçaklarında kullanılacak AIM-9X füzelerine Amerikan Kongresi'nden onay çıktı. 140 milyon dolara toplam 117 adet füze Hava Kuvvetleri'ne teslim edilecek.

GÖKTÜRK-2


Rusya, Hindistan’a 3 milyar dolarlık savaş uçağı ve helikopter sattı

FARUK AKKAN MOSKOVA CİHAN
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Hindistan'a gerçekleştirdiği ziyarette, 3 milyar dolarlık savaş uçağı ve helikopter satışı ile ilgili anlaşma imzalandı.
Anlaşma çerçevesinde Rusya, Hindistan'a 1,3 milyar dolar değerinde 71 adet Mi17B-5 helikopter ve 1,6 milyar dolar değerinde 42 adet Su-30MKI Flanker tip savaş uçağı sattı. Putin ve Hindistan Başbakanı Manmohan Singh'in hazır bulunduğu törende, ileri teknoloji, savunma, tarım, kültür ve ticari alanlarda toplam 10 anlaşma imzalandı. Kremlin dış politika danışmanı Yuri Uşakov ise ziyaret çerçevesinde yaptığı açıklamada BM Güvenlik Konseyi'nin genişleyecek daimi üyelerle ilgili yapısında Hindistan'ın da yer almasını desteklediklerini söyledi.
Rusya ve Hindistan diplomatik ilişkilerin kurulmasının 65. yılını kutluyor. İki ülke arasında toplam ticaret hacmi bir önceki yıla göre yüzde 30 artarak 10 milyar dolar seviyesine ulaşmış durumda. İki ülke Birleşmiş Milletler'de G-20, BRICS, Şanghay İşbirliği Örgütü ve diğer farklı formatlarda yakın ilişki içinde bulunuyor. Özellikle dış politikada iki ülkenin yaklaşımları genellikle örtüşüyor. 2000-2010 döneminde Rusya'nın Hindistan'a sattığı toplam askeri malzemenin bedeli 30 milyar doları aştı.

14 Aralık 2012 Cuma

İsrail vermedi, görüntüleme sistemi Amerika’dan alınıyor


İsrail vermedi, görüntüleme sistemi Amerika’dan alınıyor
EMRE SONCAN, ANKARA   -   14 Aralık 2012  
 
İsrail, F-4 savaş uçaklarında kullanılacak dijital görüntüleme projesini iptal edince Amerikan Goodrich firmasıyla anlaşıldı. Artık F-4 uçaklar 150 kilometre menzilden fotoğraf çekebilecek. Uzmanlara göre haziranda düşürülen uçak bu sisteme sahip olsaydı Suriye’ye bu kadar yakın uçmayacaktı.
İsrail ve Türkiye arasında yaşanan Mavi Marmara krizinin ardından, İsrail Savunma Bakanlığı, İsrailli savunma sanayi firmaları IAI ile Elbit’in Türk Hava Kuvvetleri’ne istihbarat sistemi satışına dair ihracat lisansını iptal etti. İsrail firmaları, Türk F-4 savaş uçaklarına monte edilmek üzere keşif ve gözetleme sistemleri üretiyordu. İsrail firmalarıyla 2008 yılında 165 milyon dolarlık sözleşme imzalanmış ve 2009’da bu firmalara avans ödemesi yapılmıştı. Projenin iptal edilmesiyle harekete geçen Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) yetkilileri, ABD’ye giderek Goodrich isimli firmayla anlaşmaya vardı. SSM, firmaya yaklaşık 80 milyon dolar ödeyecek. Yeni sistemle F-4 uçaklarının 150 kilometre menzilden dijital fotoğraf çekebilmesi ve çektikleri görüntüleri yere inmeden üsse aktarması sağlanacak. Havadan, gerçek zamanlı elektrooptik ve yüksek çözünürlüklü radar keşif podu tedarikini ve görüntü kıymetlendirme merkezinin kurulmasını kapsayan proje, Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterindeki RF-4E uçaklarının keşif ve gözetleme kabiliyetlerini artıracak. Söz konusu sistemlerin birkaç ay içinde Türkiye’de olması bekleniyor. Daha sonra ise bu sistemlerin milli imkânlarla üretilmesi hedefleniyor.
 Haziran ayında Akdeniz’de keşif ve gözetleme görevi icra eden Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait F-4 savaş uçağı Suriye tarafından düşürülmüştü. Savunma kaynakları, yeni satın alınacak sistemlerin uçaklara entegre edilmesinin ardından, F-4’lerin hedeflerine yaklaşmadan çok daha uzaktan istihbarat toplayabileceğini dile getiriyor.
http://www.zaman.com.tr/anasayfa/israil-vermedi-goruntuleme-sistemi-amerikadan-aliniyor/2028523.html

Yerli tabanca için harekat


Yerli tabanca için harekat

Mert TEMİZKAN
Yerli tabanca için çok önemli hamle

MİLLİ Savunma Bakanlığı’nın asker ve polis için bir süredir çalışmalarını sürdürdüğü yerli tabanca üretiminde 5 şirket görevlendirildi. Şirketler önümüzdeki yıldan itibaren prototip modellerini bakanlığa sunacak. Seçilen modelin seri üretimine 2 yıl içinde başlanması bekleniyor.

GEÇTİĞİMİZ yıl hazırlıklarına başlanan ‘yerli tabanca’ projesi için 5 ‘babayiğit’ bulundu. Trabzon Silah Sanayi (TİSAŞ), GİRSAN Silah Sanayi, Canik, Sarsılmaz ve Asilsan, yerli tabanca üretimi için ortaklaşa çalışacak. Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, bu şirketlerin tabanca prototiplerini hazırlayarak kendilerine gönderdiklerini ve seçim aşamasında olduklarını belirterek, “Kocaman bir emniyet teşkilatımız ve ordumuz var. Glock gibi Baretta gibi dünyaca ünlü bir tabanca yapıyoruz. Üretim için ‘babayiğit’ arayışımız da yok, çünkü 5 tane ‘babayiğitimiz’ var” dedi.
KAHRAMANA İSİM VERİLİR
Yerli ürünün her ihtiyaca uygun olarak, tabanca ailesi şeklinde üretileceğini söyleyen Bayar şöyle konuştu: “Tabancayı eline alanlar aşık olacak. Elinde ne varsa atıp, bu tabancayı kullanacak. Görevlerine bununla çıkmak isteyecek. Uluslararası seviyede bir marka ortaya çıkacak. Tabanca ailesinin seri üretime geçmesi için 2 yıllık bir takvim belirledik. 2 yıl için seri üretime geçirilmesi planlanan yerli tabancanın henüz ismi belli değil. Yerli tabanca hem Türkiye’de hem de yurtdışında adından söz ettirecek. Eskiden Anadolu’da çocuklara hemen isim verilmezdi, önce bir kahramanlık yapması gerekirdi. Bizim tabanca ailemizin ismi de hemen belli olmayacak. Önce kendisi ispatlasın, ondan sonra değerlendireceğiz.”
FİNANSMAN PAKETİ
Milli Piyade Tüfeği ile ilgili de bilgi veren Murad Bayar, “Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) bununla ilgili tüm çalışmalarını tamamladı. Tasarım anlamında desteğe ihtiyacı oldu ve proje özel sektöre indi. Üretim kısmında da özel sektörden şirketler görev alacak. Bir kaç şirketin kapasitesine ihtiyacımız olacak. Yan sanayiye de büyük iş düşecek. 2013 yılında seri üretime başlamayı planlıyoruz” açıklamasını yaptı.
Kirpi’de iş uzasa Otokar’a kalırdı
ÇUKUROVA Grubu’na bağlı BMC tarafından ihalesi alınıp, üretimine başlanan Türkiye’nin ilk mayına dayanıklı aracı olan Kirpi ile ilgili son durum hakkında bilgi veren Murad Bayar, şunları söyledi: “BMC, finansal sorunlardan dolayı üretime ara vermişti. İhalede ikinci olan şirket Otokar’a verebilirdik ama bu bizi en az 1 yıl geriye atardı. Otokar’a geçsek süreci baştan yaşayacaktık. Anlaşma kapsamında teslimi aksayan 195 Kirpi’nin nisan ayına kadar tamamlanmasını umuyoruz.”
‘Savunma’ ihracatı 1 milyar doları geçti
SAVUNMA Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, Türkiye’nin ürettiği savunma ürünlerinin sayısının arttığını, ihracatının da 1 milyar doları geçtiğini belirterek şöyle konuştu: “Eğer ki savunma ürünleri ihraç edeceksiniz, diğer ülkeler sizden finansman paketi de istiyor. Bazı ülkelerde bununla ilgili sistem, devlet garantisi ile ödemelerin vadelendirilmesi şeklinde. Mevzuatta değişikliğe giderek bu sorunu çözeceğiz. Hazine, Ekonomi Bakanlığı, Eximbank ve Milli Savunma Bakanlığı bu işi çözecekler.”
Olmayacak duaya amin demeyelim
PATRIOT füzelerinin Türkiye’ye gelmesi ile tekrardan gündeme gelen ‘neden yerli füzemiz yok’ sorusuna Bayar, “Uzun menzilli füze işi zor” yanıtını verdi. Kısa ve orta menzilli füzeler için çalışmaların sürdüğünü, prototip üretimin yapıldığını ve testlerinin devam ettiğini söyleyen Bayar, “Testleri de çok başarılı gidiyor. Ancak bunun üstündeki, yani Patriot tarzındaki füzeler yetenek sınırlarımızın üzerine çıkıyor. Olmayacak duaya amin demeye gerek yok”diye konuştu.

11 Aralık 2012 Salı

Son F-16 da Artık TSK'nın Emrinde


Son F-16 da Artık TSK'nın Emrinde

TUSAŞ, son F-16 uçağını törenle Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim etti.


Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) ve Lockheed Martin firmaları, Peace Onyx IV Programı kapsamında Hava Kuvvetleri Komutanlığı için üretilen son F-16 uçağını TUSAŞ tesislerinde gerçekleştirilen törenle teslim etti.


TUSAŞ'tan yapılan açıklamaya göre, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Kaya'nın ev sahipliği yaptığı törene; aralarında Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı Serdar Demirel ve Lockheed Martin yetkilerinin de bulunduğu birçok üst düzey davetli katıldı.
Bu 308. F-16 Uçağı
TUSAŞ Uçak Grup Başkanı Özcan Ertem, törende yaptığı konuşmada, F-16'nın çok önemli ve özel bir ürün olduğunu, bugün 308'incisi teslim edilen F-16 uçağının takviminden önce büyük bir başarı ile tamamlandığını belirtti.
Lockheed Martin F-16/ F-22 Entegre Muharip Uçak Grup Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Jeff Babione ise Lockheed Martin'in TUSAŞ ile birlikte daha güçlü olduğunu belirterek, ''TUSAŞ ile 1984 yılında başlatmış olduğumuz güçlü işbirliğinin büyüyerek devam etmesi umuduyla projede emeği geçenlere teşekkür ederim'' dedi.
Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı Serdar Demirel ise Blok 50 tipi F-16 projesinin başarıyla tamamlanmasında emeği geçen Amerikan ve Türk hükümeti yetkilileri ile Lockheed Martin ve TUSAŞ çalışanlarına şükranlarını sundu.
Konuşmaların ardından, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Kaya, projede emeği geçenlere şükran plaketi takdim etti.
Öte yandan 25 ülkenin seçimi olan F-16 uçağından dünyadaki beş montaj hattından şimdiye kadar tüm dünyaya 4 bin 400 adetten fazla teslim edildi. Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine Mayıs 2011 ile Aralık 2012 arasında Gelişmiş Blok 50 Tipi 30 yeni F-16 eklendi. (AA)

6 Aralık 2012 Perşembe

Kirpi, kaldığı yerden devam


Kirpi, kaldığı yerden devam
EMRE SONCAN   -   6 Aralık 2012  
 
Zaman Gazetesinden Emre Soncan'ın bir haberi. Kirpi'lerde mutlu sona yaklaşılıyor, darısı Polis teşkilatımızın başına...
‘Yürüyen kale’ olarak bilinen ‘Kirpi’ ile ilgili kriz, BMC’nin aradığı krediyi bularak yeniden üretime başlamasıyla aşıldı. Güvenlik güçlerinin mayın tuzağından korunması amacıyla 2009’da 468 zırhlı araç için anlaşma imzalanmış, ancak firmanın yaşadığı maddî sıkıntı yüzünden araçların 278’i teslim edildikten sonra üretimi durmuştu. Kalan 190 Kirpi’nin 3-4 ay içinde tamamlanacağı belirtiliyor.
BMC, sonunda aradığı krediyi buldu, terörle mücadelenin kritik unsurlarından Kirpilerin üretimi yeniden başladı. Firma, maddî darboğaz sebebiyle, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) teslim etmesi gereken, mayına dayanıklı bu araçların üretimini durdurmuştu. Özel bir bankayla yapılan yaklaşık 150 milyon dolarlık kredi anlaşmasından sonra  BMC, üretimi yeniden başlattı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) tarafından açılan, mayına dayanıklı zırhlı araç ihalesi sonucunda, BMC ile 2009’un Mart ayında sözleşme imzalanmıştı. Araçların, Aralık 2011’e kadar teslim edilmesi gerekiyordu. Firma üretimi gerçekleştiremeyince süre 2012’nin Mayıs ayına kadar uzatılmış ve bu tarihe kadar 278 adet Kirpi, TSK envanterine girmişti. Zaman’a bilgi veren Savunma bürokratları, “Kalan 190 adet Kirpi’nin teslimatı önümüzdeki 3-4 ay içinde tamamlanacak.” dedi. Öte yandan gecikmeden dolayı SSM tarafından firmaya 7 milyon Euro ceza kesildi.
Kirpiler 13 personel taşıyabiliyor, her türlü arazi şartlarında rahatlıkla hareket edebiliyor. Mayın, el yapımı patlayıcı, balistik testlerinden geçen ve ‘yürüyen kale’ olarak bilinen Kirpiler, saatte 105 km hıza ulaşabiliyor, 120 cm derinlikteki sudan geçebiliyor.
NATO standartlarına göre üretilen Kirpilerde, aynı zamanda motor altının da koruması sağlanıyor. Böylece herhangi bir mayın tehdidine maruz kalan aracın kısa sürede onarılarak görevine devam etmesi mümkün oluyor. Koltuklar ise mayın patlaması anında basıncı emecek özel bir sistemle üretiliyor. Söz konusu zırhlı, şu anda Güneydoğu’da terörle mücadelenin yoğun olarak sürdüğü yerlerde kullanılıyor. Özellikle terörle mücadelede iç güvenlik harekât bölgesinde görev yapan Kirpiler, Mehmetçiğin elini kuvvetlendiriyor. PKK’nın sahip olduğu mayınlara karşı dayanıklı olan bu araçlar, askerin bir noktadan diğerine güvenli sevkiyat yapmasına da imkân veriyor. Ayrıca, teröristler tarafından yapılan taciz atışlarında da askerin, güvenli olduğu için Kirpi’den inmediği ve teröristlere aracın içinden karşılık verdiği kaydediliyor. Askerî yetkililer, “Teröristler Kirpilere diğer zırhlı araçlara saldırdıkları gibi kolay saldıramıyor. Kendi aralarındaki telsiz konuşmalarında, ‘bu araçları gördüğünüzde mühimmat harcamayın’ diyorlar.” ifadelerini kullanıyor. Öte yandan Kirpi’nin ilk üretilen zırhının, yapılan testlerin ardından terörle mücadeleye uygun olarak güçlendirildiği kaydediliyor.
    Emniyet Genel Müdürlüğü de uzun süredir bu araçlardan istiyor. Özellikle geçtiğimiz eylül ayında terör örgütü PKK’nın, Bingöl’ün Karlıova ilçesinde asayiş görevinden dönen polise kurduğu bomba tuzağında 8 polisin şehit olmasının ardından, Emniyet’in zırhlı araç ihtiyacı iyice gün yüzüne çıkmış oldu. Emniyet Teşkilatı’nın kullandığı shortland ve panzer gibi araçların zırhları çok hafif. Terörle mücadelede kullanılmaya elverişli değil. Daha güçlü zırhı olan kobralar ise personel sevkiyatında zaten kullanılmıyor. Savunma kaynakları, aynı araçlardan Emniyet’e de alınacağını kaydediyor. Ayrıca Silahlı Kuvvetler’deki ağır zırhlı personel taşıyıcıların sayısının da artırılması gerektiği ifade ediliyor.
http://www.zaman.com.tr/ekonomi/kirpi-kaldigi-yerden-devam/2025196.html

4 Aralık 2012 Salı

Mehmetçiğin kimyasal silah elbisesi 3 yıldır dikilemedi



EMRE SONCAN ANKARA   -   5 Aralık 2012  
 
Zaman gazetesinden Emre Bey , yine güzel bir haber yakalamış. NBC ihalesiyle  ilgili yıllardır bitirilemeyen ve teslim edilemeyen elbiselerin durumunu gündeme taşımış. Tebrikler. ........
Dünyanın en büyük dördüncü kimyasal silah stoku Suriye’de bulunuyor. Esed rejiminin kimyasal silah tehdidiyle ilgili tartışmalar devam ederken, Türkiye’nin, bu tür saldırılara karşı hazırlıklı olmadığı ortaya çıktı.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterine 3 yıl önce girmesi öngörülen kimyasal silahlara karşı korumalı elbiselerin teslimatına hâlâ başlanmadı. Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Mehmetçiği kimyasal ve biyolojik tehditlerden koruyacak elbiselerin üretilmesi için 2007 yılında üç firmadan oluşan bir konsorsiyumla sözleşme imzaladı. Buna göre 142 bin elbise üretilecek ve ilk teslimat 2009’da yapılacaktı. Ancak aradan 3 yıl geçmesine rağmen henüz bir elbise bile Genelkurmay Başkanlığı’na teslim edilmedi. Zaman’a konuşan müsteşarlık yetkilileri, “Gecikme olduğu doğru. Fakat yeni bir ihale açsak daha fazla zaman kaybı olacaktı. Teslimatı zamanında yapamayan firmaya 2 milyon Euro ceza kestik. Elbiseler ocak ayından itibaren TSK envanterine girmeye başlayacak.” açıklamasında bulundu. Elbiselerin test için Hollanda’ya gönderildiğini ve sonuçların başarılı çıktığını belirten yetkililer, sözleşmeye göre bütün teslimatın 10 yıla yayılacağını ifade etti.
Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ile Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın ihtiyacı olan nükleer-biyolojik-kimyasal koruyucu elbise takımının yurtiçinde üretilmesi için ‘ÇAN’ isimli konsorsiyumla 2007’de 48 milyon Euro’luk sözleşme imzalandı. Proje kapsamında zehirli ve zararlı gazlara karşı koruma tabakasını oluşturan küresel aktif karbon TÜBİTAK’ta geliştirildi. İhaleyi kazanan firma da seri üretime geçmek için TÜBİTAK’tan teknik bilgi paketini aldı. Fakat teknik sorunlar nedeniyle üretimi uzun bir zaman gerçekleştiremedi. Bu süreç zarfında yeni ihaleye çıkmanın daha büyük zaman kaybına yol açacağı gerekçesiyle firmanın üretimini tamamlaması beklendi. 3 yıl gecikmenin ardından küresel aktif karbon maddesinin üretimi gerçekleşti. Elbiselerin içine bu maddenin yerleştirilmesinin ardından ortaya çıkan ürünler test için Hollanda’ya gönderildi.
En büyük 4. kimyasal silah stoku Suriye’de
SSM yetkilileri, testlerin başarıyla sonuçlandığını ve ilk 200 elbisenin ocak ayı içinde TSK’ya teslim edileceğini belirtiyor. Sözleşmeye göre tüm elbiselerin teslimatı 10 seneye yayılacak. Çünkü bu tür özel elbiselerin belirli bir raf ömrü bulunuyor. Elbisenin ambalajının açılmasından itibaren yaklaşık 30 günlük bir kullanım süresi var. TSK’nın şu anda elinde, daha önce yurtdışından satın aldığı ve bir süre daha idare edebilecek nükleer-biyolojik-kimyasal koruyucu elbiselerden bulunduğu kaydediliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı verilerine göre, dünyanın en büyük dördüncü kimyasal silah stoku Suriye’de bulunuyor. Silahların önemli bir bölümünün Halep yakınlarındaki El Safir’de tutulduğu belirtiliyor. Suriye ordusunda halen hardal, sinir ve VX gazı stokları istihbarat raporlarına yansımış durumda.
 http://www.zaman.com.tr/son-dakika/mehmetcigin-kimyasal-silah-elbisesi-3-yildir-dikilemedi/2024647.html

1 Aralık 2012 Cumartesi

ABD ile THAAD pazarlığı



ABD ile THAAD pazarlığı



Tolga TANIŞ - WASHINGTON
ABD ile THAAD pazarlığı

Türkiye, Patriotlardan sonra ABD ile THAAD pazarlığı başlattı. Suriye’nin elindeki Scud türü balistik füzeleri atmosfer dışında vurma kapasitesine sahip füze sisteminden bir adet Türkiye’ye de konuşlandırılması isteniyor. Pentagon ise kararsız.

















TÜRKİYE’nin Suriye’den gelebilecek tehditlere karşı NATO’dan topraklarına konuşlandırılmasını
istediği Patriot füzeleri için saha araştırması sürerken, Türkiye başka bir füze savunma sistemi
pazarlığını ise ABD tarafı ile bire bir yürütüyor. Kıran kırana süren görüşmelerin konusu ise Patriot
füze savunma sisteminin bir üst seviyedeki tamamlayıcısı olma özelliği taşıyan, gelişmiş THAAD
füzeleri.
90’ların sonunda, halen Suriye’nin de elinde bulunan Scud füzelerine karşı üretilen ve yapılan
testlerin ardından zaman içinde daha da geliştirilip 2008’de Amerikan Ordusu’nun envanterine giren
THAAD’lar, balistik füzeleri yok etmek için tasarlanmış bir sistem. Patriot’lardan en önemli farkı,
Malatya Kürecik’e de yerleştirilen TPY-2 radarla uyumlu çalışarak hedefi çok önceden tespit edip
harekete geçmesi ve ateşlenen füzeyi, hedef aldığı bölgeye serpintisiyle dahi zarar veremeyecek
şekilde çok uzaktan imha edebilme kapasitesi.
ANKARA’DAN RESMİ TALEP GÖNDERİLDİ
Ankara, Suriye’nin elindeki kimyasal silahlar nedeniyle sistemin Türkiye’de de bulunmasının hayati
bir önem taşıdığına inanıyor. Bu nedenle de gelecek Patriot’ların tamamlayıcısı olacak füzelerden
mutlaka Türkiye’de de bulunmasını istiyor. Bunu için bulunan formül, ABD’nin elindeki bir adet gezer
THAAD siteminin bir süreliğine Türkiye’nin kullanımına verilmesi. Kaynaklar, Türkiye’nin bu konuda
ABD tarafına resmi talebini ilettiğini açıkladılar. ABD ise bu sistemi aynı şekilde geçici bir süre
kendilerinden Güney Kore’nin de istediğini belirterek, konuyu düşüneceğini açıkladı. Verilen cevabın
ardından Türk tarafı, NATO üyesi olan Türkiye’nin Güney Kore ile karşılaştırılmaması gerektiğini ABD
tarafına net bir şekilde ifade etti, bir adet THAAD sisteminin acil olarak Türkiye’ye gönderilmesini
istedi. Böylece Avrupa’daki Ordusu EUCOM bünyesinde bulunan Patriot taburundan Türkiye’ye destek
olması şimdilik mümkün gözükmeyen ABD’nin, Türkiye’nin füze tehdidine karşı oluşturduğu savunma
sistemine THAAD ile destek olması talep edildi.
UZMAN: İSTANBUL’A KONUŞLANDIRILIR
ABD’nin Türkiye’nin talebini olumlu karşılaması halinde, THAAD füze sisteminin nereye yerleştirileceği
 konusu gündeme gelecek. Amerikalı bir uzman, bu füzelerin hedefi çok önceden belirleyebildiğini
hatırlatıp, THAAD’ın Türkiye’ye gönderilmesi halinde bunun muhtemelen İstanbul’a konuşlandırılacağı
nı söyledi.
Özellikleri
Tam adı, Terminal Safhası Yüksek İrtifa Hava Savunması. 1987’de Scud türü kıtalararası balistik füze
lere karşı tasarlandı. Uzun yıllar süren testlerin ardından da 2008’de Amerikan Kara Kuvvetleri’nin
envanterine girdi.
Üretici Lockheed Martin. Bir THAAD bataryasında 24 füze, üç fırlatıcı, bir ateşleme merkezi bulunuyor 
Buna Kürecik’e yerleştirilen X bandı türü radar da dahil.
Her bir bataryanın toplam maliyeti 310 milyon dolar. 6.27 metre uzunluğundaki füzelerin 200 km
menzili var. Sadece 20 km menzili olan, NATO’nun Türkiye’ye konuşlandıracağı PAC-3’lerin füze
savunma sisteminde bir üst aşaması.
Ayrıca radar avantajıyla, hedefi çok önce saptayıp harekete geçebiliyor ve 150 km’lik irtifa özelliğiyle
saldırı füzesini atmosfer dışında imha edip serpinti riskini ortadan kaldırabiliyor.
Suriye’nin elindeki kimyasal silahlara karşı en son Körfez ülkeleri Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri
de ABD’den üç hafta önce THAAD sistemi talep etmişti. İki ülkenin ABD’den satın almak istediği, ABD
Kongresi’nin onayına bağlı olan sistemin toplam maliyetinin ise 7.6 milyar dolar olduğu açıklanmıştı.
DEVREDE
GELİŞMİŞ THAAD füzeleri pazarlığını Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da yakından takip ediyor.
Cenevre’de bir araya gelmek için ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’dan randevu isteyen Davutoğlu’nun
bu görüşmede THAAD meselesini gündeme getirmesi bekleniyor.
http://www.hurriyet.com.tr/planet/22051627.asp
Her türlü hakkı saklıdır.

28 Kasım 2012 Çarşamba

Yerli Savunma Füzesi


Ergün: Füze üretimi çalışmaları devam ediyor

28 Kasım 2012-  14:26
Share on facebookShare CİHAN

Cihan Haber Ajansının geçtiği bir haberde, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'nin savunma füzeleri veya diğer taarruz amaçlı füze üretimi ile ilgili çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
 MEB Şura Salonu'nda TÜBİTAK tarafından düzenlenen Bilim Şampiyonları ödül törenine katılan Ergün, basın mensuplarının sorularını cevapladı. Ergün, Türkiye'nin yerli Patriot üretmesinin söz konusu olup olmadığı yönündeki bir soruya, "Bunun adı Patriot olmaz, başka ülkelerinin çalışmalarına verilmiş bir isim. Ama bizim de kendimize göre, diyelim ki savunma füzesi olarak geliştirdiğimiz SOM füzesi bugün 250 kilometre yaklaşık menzili olan bir füzedir. Bütün test çalışmaları bitmiştir. Seri üretim safhasına gelmiştir. Bunun 500 kilometreye çıkarılması ile ilgili çalışmalar da devam etmektedir. Buna paralel olarak saldırı füzelerine karşı savunma füzeleri de geliştirilmektedir." cevabını verdi. Bakan Ergün, "Önümüzdeki 10 yıl bize bu imkanı sunabilecek bir 10 yıldır." diye konuştu.

27 Kasım 2012 Salı

Yerli Patriot Çalışması Hakkında


Türk yapımı patriotlar geliyor

Haberevet haber sitesinin bildirdiğine göre;
27.11.2012 09:42:56
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Suriye sınırına yerleştirilmesi düşünülen patriotlarların benzerinin Türkiye'de de üretilebilmesi için uzun bir süredir çalışmaların devam ettiğini dile getir.
Bakan Ergün konu ile ilgili yaptığı açıklamasında, 'Biz TÜBİTAK'ın yapısını yeniden şekillendirmek gerektiğine karar verdik. Böylece Ar-Ge başta olmak üzere Türkiye'nin ihtiyacı olan işleri yapmaya başladı. Toplumun da Türkiye'de iyi şeylerin yapıldığını, laboratuvarlarında bir şeyleri bulmak için çalışan yetişmiş insan gücüne sahip bir yapımızın olduğunu bilmesi hakkıdır. Kurumların da toplumun buna ihtiyacının olduğunu bilmesi' dedi.

ÇALIŞMALAR SÜRÜYÜR
Türkiye'nin artık SOM füzesi gibi her yerden fırlatılabilen füze geliştirdiğini, testlerinin tamamlandığını ve seri üretime başlanacağını hatırlatan Bakan Ergün, Patriot füzesi gibi savunma amaçlı füze çalışmalarının olup olmadığı yönündeki bir soruya ise 'Savunma sanayi çalışmalarımızın önemli bölümünü savunma amaçlı füzeler oluşturuyor. TÜBİTAK'ta bir savunma amaçlı füze geliştiren birim ile saldırı amaçlı füze geliştiren birim karşılıklı birbirlerinin açığını bulmaya yönelik rekabet altında çalışıyorlar. İşte bu birimlerden savunma amaçlı füze geliştiren bölüm, Patriot'ların bir başka versiyonu üzerinde çalışıyor' dedi.

19 Kasım 2012 Pazartesi

ANKA SERİ ÜRETİME HAZIR


Türkiye’nin geliştirdiği ilk insansız hava aracı ANKA seri üretime hazır. TUSAŞ             Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı, “Sadece TSK değil komşu, dost pek çok ülke de ilgileniyor” dedi.





TÜRK Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ (TUSAŞ) Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı, insansız hava aracı ANKA ile sadece Türk Silahlı Kuvvetleri’nin değil komşu, dost pek çok ülkenin ilgilendiğini söyledi. ANKA’nın seri üretim sözleşme görüşmelerinin devam ettiğini kaydeden Dörtkaşlı, sözleşmenin imzaladıktan sonra olabilecek en kısa sürede uçağın envantere gireceğini belirtti. ANKA’nın, tarif edilecek konfigürasyona göre 12 ay ile 30 ay arasında  envantere gireceğini anlatan Dörtkaşlı şunları söyledi: “Hükümetin veya kullanıcının tercihine göre bu süreç değişebilecek. TUSAŞ olarak gerekirse 2-3 vardiya, çift hat çalışarak istenilen zamanda çalışmaları tamamlayacağız. Biz ANKA’nın prototipini geliştirirken bir yandan da serinin siparişini alabilecekmiş gibi endüstrileşme altyapısını tamamladık. Seri imalat altyapımız hazır. Biz 1 prototip için hazırlık yapmadık. Tüm  endüstrileşme, takımlar, aparatlar, mastarlar, montaj aparatları seri üretim için  hazır.İhraç etmek için hazırlandık.”      
İSRAİL BÜYÜTÜLMEMELİ
ANKA’nın uçuş kontrolündeki bir parçanın İsrail üretimi olduğu yönündeki haberleri de değerlendiren Dörtkaşlı, bunun büyütülecek bir durum olmadığını, ANKA  projesi içinde bu parçanın küçük bir yer kapladığını söyledi. Dörtkaşlı, başka projelerde de zaman zaman  İsrail’in yeteneklerinden yararlandıklarını anlatttı.
Aracın beyni, ciğeri bize ait
MUHARREM Dörtkaşlı, ANKA’da İsrail bağlantısı ile ilgili şu detayları verdi: “Buradaki iş, mühendislik yeteneği açısından yapmış olduğumuz bir bütünün içerisinde aslında çok da önemli olmayan bir bilgisayar kutusunun İsrail’den hazır alımıdır. Dolayısıyla burada milletimizin, demotive olmasından, yapılan işten,  bugüne kadar gurur duydukları ANKA’dan ‘acaba mı’ diye endişe duymalarını  gerektirecek hiç bir sebep yoktur. İşin aslı, beyni, ciğeri bize aittir, bizim  mühendislerimiz tarafından yapılmıştır. Zaten o kutunun da yerli ikamesini  yapacak çalışmalarımız tamamlandı, şimdi kalifikasyon çalışmaları sürüyor.  ANKA’yı envantere seri olarak sokacağımız zaman bu yerli kutuları kullanacağız.  Milletimizin hiç endişesi olmasın.”
KAYNAK HÜRRİYET GAZETESİ EKONOMİ SERVİSİ

11 Kasım 2012 Pazar

PAKİSTAN T129 ATAK İSTİYOR


Pakistan Türkiye'den 15 T-129 almak istiyor!

Karaçi'de iki yılda bir yapılan IDEAS Savunma Fuarı'nda Pakistan'a silah satışı için Türkiye ve Çin büyük rekabet içindeydi. Pakistan Kara Kuvvetleri, AH-1F helikopterlerini T-129 ile değiştirmek istiyor.

TSK'NIN YENİ STRATEJİK KONSEPTİ

Zaman gazetesinden Emre Soncan'ın bildirdiğine göre. Tsk nın yeni stratejik konsepti.

EMRE SONCAN   -   12 Kasım 2012  
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, ‘TSK kendisini yeniden yapılandırıyor’ açıklamasının ardından gözler Genelkurmay Başkanlığı’ndaki çalışmalara çevrildi.
Silahlı Kuvvetler, ‘yeni güvenlik ortamı’ olarak tanımladığı şartlara uyum sağlamak için köklü değişikliklere gidiyor. Birinci amaç tüm ‘dış tehditleri’ ortadan kaldıracak bir yapıya bürünmek. Yeni stratejik konseptte daha önce kullanılan ‘iç tehdit’in zikredilmemesi ve ‘dış tehdit’ vurgusu dikkat çekiyor.
Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel idaresinde yürütülen kapsamlı çalışmalar neticesinde kuvvet yapısı, ekonomik ve teknolojik yönden idame ettirilebilecek şekilde modernize edilecek. Komuta yapısı daha dinamik ve işlevsel olacak. Sorumlu komutanlar gerektiğinde harekatları tek başına sevk ve idare edecek. Böylece özellikle Güneydoğu’da terörle mücadele kapsamında yürütülen harekatlarda, her kararı merkeze sorma alışkanlığı yüzünden yaşanan gecikmeler ortadan kaldırılacak. TSK’nın mevcudu kademeli olarak azaltılacak. Fakat ‘vurucu gücü’ aynı oranda artırılacak. Modernizasyon ve silah geliştirme projelerine daha fazla kaynak aktarılacak. İnsansız Hava Aracı, milli tank, yerli denizaltı, helikopter, firkateyn ve savaş uçağı projeleri hızlandırılacak. Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanlıkları arasındaki ortak çalışma kültürü geliştirilecek. Milli güvenliği ilgilendiren konularda, TSK’nın diğer güvenlik güçleriyle koordinasyonu da daha etkin hale getirilecek.
Başarılı operasyonlar dikkat çekiyor
TSK, son dönemde terörle mücadelede önemli sonuçlar elde ediyor. PKK’nın ‘girilemez’ denilen kamplarına geniş çaplı operasyonlar yapılırken, nokta harekatlarla terör örgütünün Irak’ın kuzeyi ile lojistik bağı koparılmaya çalışılıyor. Öte yandan Genelkurmay, bölgede ve dünyada değişen yeni şartlara uyum sağlamak için kritik bir çalışma başlattı. Edinilen bilgiye göre, bilgi sistemlerinden azami ölçüde faydalanılacak ve eski soğuk savaş mantığıyla hareket eden hantal yapı ortadan kaldırılacak. Bütün kuvvet komutanlıkları, her türlü kara, deniz ve hava şartlarında elektronik harp, siber savaş ve konvansiyonel mücadele yapacak şekilde teşekkül edecek. Bunun için de harekat bölgelerinde hızlı konuşlanabilen mobil birlikler görevlendirilecek. Savaş dışı harekat konseptine ayrı önem verilecek. İnsani yardım, enerji ve deniz güvenliğinin sağlanması gibi faaliyetlerde özel yetiştirilmiş uzman personelden istifade edilecek.
   
Terörle mücadelede teknoloji vurgusu
Savunma bütçesiyle ilgili de yeni bir anlayış yerleştirilecek. Maliyetler mümkün olduğu kadar düşürülecek. Personelin eğitimi ve modernizasyon projelerine daha fazla kaynak aktarılacak.
Terörle mücadeleye ise ayrı bir parantez açıldı. Buna göre teknolojik gelişmeler en etkin şekilde kullanılacak. Teröristlerin geliştirdiği tüm taktiklerin bertaraf edilmesi için gerekli donanımlar yurtiçi veya yurtdışından en kısa zamanda tedarik edilecek. Operasyonlarda daha hızlı sonuç alınabilmesi için, özellikle insansız ve insanlı hava araçlarının silahlandırılması sağlanacak.
http://www.zaman.com.tr/anasayfa/iste-tsknin-yeni-stratejik-konsepti/2014390.html

8 Kasım 2012 Perşembe

TÜBİTAK'tan ''süper beyinler'' operasyonu!


TÜBİTAK'tan ''süper beyinler'' operasyonu!
Türkiye'yi temsil edecek 256 "süper beyin" eğitimini tamamladı
Türkiye'yi temsil edecek 256 "süper beyin" eğitimini tamamladıvSonra Oku
TÜBİTAK, Uluslararası Bilim Olimpiyatlarında Türkiye'yi temsil edecek öğrenciler için 25 Ağustos-22 Eylül tarihlerinde Afyonkarahisar'da ''Yaz Okulu'' düzenledi.

TÜBİTAK'tan yapılan açıklamaya göre, TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı'nın (BİDEB) Türkiye genelinde yaptığı 20. Ulusal BilimOlimpiyatları ve 17. Ulusal İlköğretim MatematikOlimpiyatı birinci aşama sınavında bilgisayar, biyoloji, fizik, kimya ve matematik dallarında dereceye giren öğrenciler, gelecek yılki Uluslararası BilimOlimpiyatları'na hazırlık için kampa alındı.

Hazırlık amacıyla düzenlenen yaz okuluna 20 şehirden ve 78 farklı okuldan toplam 256 öğrenci katıldı.

Deneyimli akademisyenlerden öğrencilere ders
Yaz okulunda öğrencilere, Akdeniz, Ankara, Atatürk, Hacettepe, Gazi, ODTÜ, Bilkent, TOBB Ekonomi ve Teknoloji, Ege, Kocaeli, Fatih, Karadeniz Teknik, Mersin, Yaşar, Yıldız Teknik ve Koç Üniversitelerinden alanında deneyimli öğretim üyeleri tarafından ders verildi.

Yaz okulu sonrasında yapılan sınavda ve Aralık ayında yapılacak sınavlarında başarı gösteren öğrenciler, gelecek yıl ''Kış Okulu''na alınacak. Bu aşamadan sonra, Uluslararası Bilim Olimpiyatları'nda Türkiye'yi temsil edecek ekipler oluşturulacak.

Ulusal ve uluslararası olimpiyatlarda derece alan öğrencilere para ödülü verilecek. Ayrıca, uluslararası olimpiyat takımlarında yer alarak üniversitelerin doğa bilimleri, mühendislik, teknoloji, tıbbi veya tarımsal bilimlerden birine kayıt yaptıran öğrenciler de TÜBİTAK'ın üniversite lisans bursiyeri olmaya hak kazanacak.

Olimpiyat takımlarına seçilen öğrenciler LYS'ye girdikleri yıl, bir defaya mahsus olmak üzere uluslararası yarışmada aldıkları derecelerle orantılı ek katsayı uygulamasından; altın, gümüş veya bronz madalya kazananlar ise üniversitelere sınavsız yerleştirilme olanaklarından yararlanacak.

Güdümlü füzelerin nirvanası geliyor!


Güdümlü füzelerin nirvanası geliyor!
TÜBİTAK'tan güdümlü füzelerin nirvanası geliyor!
08 Kasım 2012 Perşembe, 14:01:09Güncelleme: 14:14:11
füze, tübitakSonra Oku
Havadan havaya füzeler geliyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TÜBİTAK'ın hareketli bir noktadan hareketli bir cisme atılan füze çalışması yürüttüğünü belirterek, ''TÜBİTAK, güdümlüfüzelerin Nirvana'sı diyebileceğimiz 'havadan havaya'füze üzerinde çalışıyor'' dedi.

TÜBİTAK'ın, 'havadan havaya füze çalışması yürüttüğünü belirten Ergün, "Bu füze, güdümlüfüzelerin Nirvana'sı diyebileceğimiz 'havadan havaya'füzelerdir. TÜBİTAK, bunun üzerinde çalışma yürütüyor. Çünkü, hareketli bir noktadan hareketli bir cisme atmanız gerekiyor. En zor işlerden bir tanesi bu, yani hesaplanması, planlanması. Bunları şimdi biz parayla satın alıyoruz, bu tür uçaklarda kullanılanları. Uçaktan uçağa atacaksınız bunu, sizin uçağınız da hareketli, karşı taraftaki uçak da hareketli. Bunun güdümlü olarak yapılması son derece zor. Ama güdümlü füzeler konusundaki çalışmamız, bize bu yetkinliği de önemli oranda kazandırdı. Şimdi bizim TÜBİTAK'ta yapmış olduğumuz çalışmalardan bir tanesi de havadan havaya bir füze çalışması gerçekleştirmek.''

AKILSIZ BOMBALAR, AKILLI OLDU
Bakan Ergün, TÜBİTAK'ın yürüttüğü başka bir çalışmayla da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterindeki 'akılsız bomba' denilen, uçaktan pilotun kabiliyetine ve hava şartlarına bağımlı olarak bırakılan bombaların, 'güdüm kitleri' oluşturarak akıllı bomba haline getirildiğini söyledi.

Uçakların hedefe çok yaklaşmadan, 25 kilometre mesafeden bombaları tek tek ya da demet halinde bırakabildiğini, sonrasında oluşturulan güdüm kitleriyle bombanın kendi hedefini bulduğunu anlatan Ergün, bunların testlerinin, denemelerinin yapıldığını, seri imalatına geçileceğini açıkladı. Bakan Ergün, mevcut bombaların hemen hemen tamamının, bu güdüm kitleleri vasıtasıyla akıllı bombalar haline getirileceğini belirtti. Türkiye'nin artık güdümlü füzelerde de önemli mesafe aldığına işaret eden Bakan Ergün, seyir füzesi olarak SOM füzesinin yapıldığını, bu füzenin uçaktan veya gemiden, karadan karaya ya da havadan karaya 240 kilometre mesafeye kadar kendi hedefini bulan, uydudan veya yer haritaları üzerinden hareket etme kabiliyeti olan, yön değiştirebilen, yönlendirilebilen bir füze olduğunu ifade etti.

Bu füzelerin 240 kilometre olanının testlerinin yapıldığını, seri üretimine başlandığını belirten Bakan Ergün, ''SOM'un 500 kilometrelik menzile sahip olanlarının çalışmaları başladı. Şimdi uyduyla birlikte önümüzdeki 10 yıl içerisinde uydularımızı şimdi biz fırlatmak üzere başka yere gönderiyoruz. Bir füzeden 5-6 uydu birden fırlatılıyor, tek bir füze tek bir uydu için kiralanmıyor, başka ülkeler de uydularını getiriyorlar oradan fırlatılıyor, hepsi yörüngeye gidiyor. İşte kirası düşüyor o zaman, daha ucuza göndermiş oluyorsunuz. Ama fırlatma teknolojisi de ayrı bir teknoloji, şimdi ona çalışıyoruz, önümüzdeki 10 yıl içerisinde Türkiye hem kendi uydularını yapacak, hem başka ülkelerin uydularını sipariş alıp yapabilecek, hem de bu uyduları fırlatma kabiliyetine sahip olacak.''
HABERTÜRK

6 Kasım 2012 Salı

ATAK dünya devleriyle yarışıyor


ATAK dünya devleriyle yarışıyor

  • yeni haber
  • AA
  • Giriş Saati: 06.11.2012 11:55 
    Güncelleme : 06.11.2012 11:55
Öncelikli olarak TSK'nın savaş helikopteri ihtiyacını karşılamak amacıyla projelendirilen ATAK helikopteri, dünya silah pazarında da ilgi görmeye başladı.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), taarruz ve taktik keşif helikopteri ihtiyacını karşılamak üzere projelendirilen ve TAI-TUSAŞ tesislerinde üretilen ATAK helikopteri, Bell-Cobra ve Boeing-Apache helikopterleri gibi dünya devleriyle yarışıyor.

ATAK helikopteri, Güney Kore tarafından 36 savaş helikopteri alımı için açılan ''ihaleye katılması uygun'' bulunan üç savaş helikopterinden biri oldu.

AA muhabirinin, Milli Savunma Bakanlığı yetkililerinden aldığı bilgiye göre, kara havacılık sistemlerini güçlendirmeyi amaçlayan Güney Kore, bu yıl 36 taarruz helikopteri alacak.

Satın alacağı helikopterler için firmalardan teklif toplayan Güney Kore Savunma Bakanlığı yetkilileri, bu çerçevede, ATAK helikopteri için TAI'den de teklif aldı.

ATAK helikopteri için Türkiye'ye gelen Güney Kore'li uzmanlar, 3 hafta süren inceleme ve testlerin ardından ATAK'a geçer not verdi.

Bunun üzerine, Güney Kore Savunma Bakanlığı yetkilileri, ATAK helikopterinin ihaleye katılmasına yeşil ışık yaktı. 

İhalede, sadece T129-ATAK helikopteri ile TAI, Cobra ile Bell, Apache helikopterleri ile Boeing yer alacak.

MSB yetkilileri, Türkiye'nin prestiji ve kendini ispatlaması açısından ihaleye katılımın ve başarı sağlanmasının çok önemli olduğunu belirtti.

Güney Kore'nin, savunma sanayisini geliştirmeyi amaçlayan bir ülke olduğuna işaret eden yetkililer, Türkiye'nin, ATAK helikopterinin üretimi konusunda Güney Kore'ye destek de verebilecek olması nedeniyle ihalede avantajlı durumda olduğu ifade etti.

Yetkililer, Türkiye'nin, ATAK helikopteri ile savunma sanayisinde iddialı olduğunu, ATAK helikopteri projesine bazı Körfez ülkeleri ile Türk Cumhuriyetleri'nin de yakın ilgi gösterdiğini kaydetti.


T129 ATAK HELİKOPTERİ PROJESİ

TSK'nın, taarruz ve taktik keşif helikopteri ihtiyacının karşılanması amacıyla proje kapsamında 59 ATAK helikopteri üretilecek.

Dünyada kendi sınıfındaki ''en etkin taarruz helikopteri'' olma unvanına sahip T129 ATAK helikopterinin, ağır silah yükü ile zorlayıcı ''sıcak hava-yüksek irtifa'' görevleri için optimize edilmiş iki tipi bulunuyor.

Yakın hava desteği görevleri için 76 adede kadar 70 mm güdümlü/güdümsüz roketler ve 500 adet mühimmat kapasiteli 20 mm top ile donatılan ATAK helikopteri, çok amaçlı görevlere uygun olarak en modern elektronik harp gereçleriyle entegre edildi. ATAK helikopteri, aynı anda 8 adet UMTAS, 12 adet CIRIT, 2 adet STINGER ve 500 adet top mermisi ile görev yapabiliyor.

TUSAŞ tesislerinde üretimi tamamlanan ilk ATAK helikopteri prototipi, ilk uçuşunu 17 Ağustos 2011'de gerçekleştirdi. İtalya'da 3 adet ve Türkiye'de 2 adet prototip ile testleri devam ediyor.

ATAK helikopterinin TSK'ya ilk teslimatının bu yıl sonunda yapılması planlanıyor.

Göktürk-2 uydusu Çin yolcusu


Göktürk-2 uydusu Çin yolcusu

Yerli yapım Göktürk-2 görüntüleme uydusu Aralık ayında fırlatılmak üzere gelecek hafta Çin'e gönderiliyor.

Güncelleme: 20:51 TSİ 06 Kasım. 2012 Salı
TUSAŞ ve TÜBİTAK Uzay tarafındangeliştirilen yüzde 80 yerli yapım gözlem ve görüntüleme uydusu Göktürk-2, Aralık ayında uzaya fırlatılmak üzere gelecek hafta Çin'e gönderilecek.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na ait olan ve 140 milyon lira bütçeli proje kapsamında yapımına 2007 yılında başlanan uydu, 2.5 metreye kadar çözünürlük kapasitesine sahip olacak; dünya çevresini 98 dakikada turlayabilecek olan uydudan tek seferde 600 kilometrelik şeridin görüntüsü indirilebilecek.
Aralık ayının ikinci yarısında Çin'in Gobi çölünde bulunan Jiuquan Uzay Üssü'nden fırlatılacak olan uydudan, 700 kilometre yükseklikteki yörüngesine yerleşmesinin ardından Aralık sonunda ilk görüntüler alınmaya başlayacak.
Uydunun son kapama işlemi ve uğurlama töreninde konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, geçen yılın sonunda Ağustos ayında gönderilen 7.5 metre çözünürlüğe sahip Rasat uydusunun faaliyete geçtiğini hatırlatarak, "Hedefimiz 1 metre, hatta 20 santimetreye kadar olan görüntüleri aktarabilecek uydulara sahip olmak" dedi.
Ergün, "Göktürk-2, özellikle askeri alanda faaliyet gösterecek, sivil alana da faydası olacaktır. Rasat'tan Türkiye'nin yüzde 98'inin görüntüsünü defalarca almış bulunuyoruz; Göktürk-2'den sadece Türkiye'nin değil, dünyanın her yerinden görüntü alabileceğiz" dedi.
  İLGİLİ HABER
ALTI YIL İÇİN BEŞ PROJE
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, bundan sonraki projelerde hedeflerinin yüzde 100 yerli üretime ulaşmak olduğunu belirterek, "Üretimin yanı sıra, barışçıl amaçla uydu fırlatma sistemi konusunda da çalışmalara başlanmıştır" diye konuştu.
Ergün de 10 yıl içinde Türkiye'nin fırlatma kabiliyetine sahip bir ülke olacağını, kendi uyduları ile birlikte diğer ülkelere de fırlatma hizmeti verileceğini söyledi.
Toplantıda verilen bilgiye göre, Türkiye'nin henüz uydu fırlatma tesisi olmaması sebebiyle Çin'den satın alınan fırlatma hizmetinin maliyeti ağırlığı sigorta olmak üzere 20 milyon euro.
Bu da 140 milyon liralık bütçe içinde yer alıyor.  Türkiye, 2001 yılında başladığı uzay teknolojileri çalışmaları kapsamında, 2003 yılında Bilsat’ı uzaya fırlatıp üç yıl boyunca bu uydudan hizmet aldı.
Geçen yıl yerli üretim ağırlıklı ilk uydu olan Rasat uzaya gönderildi. Böylelikle  250 milyon lira bütçe öngörüsüyle planlanan uzay alanında 2006-2012 dönemi için toplam Göktürk-2 dahil beş projenin ikisi hayata geçirilmiş oldu.