Türk Hava Kuvvetleri, uluslararası bir konsorsiyumda tasarımından imalatına söz sahibi olduğu ilk uçağına 2013’te kavuşuyor. Askeri nakliye uçağı Airbus A400M, uzun menziliyle, yüksek kapasitesiyle Türkiye’nin dünyaya ulaşan kolları olacak ve aslında stratejik bir güç yaratacak.
Eskiden askeri nakliye uçaklarının ana görevleri ya silah taşımak ya da paraşütçü atmaktı. Artık dünyada dengeler değişiyor. Nakliye uçakları beklenmedik bir anda yaşanan doğal afetlerde yardım malzemelerini toprak pistlere indiriyor. Veya karışan ülkelerden yapılan tahliyelerde başrolü oynuyor.
Yüksek kapasiteli ve uzun menzilli stratejik uçaklara sahip ülkeler krizi yönetiyor. Birleşmiş Milletler veya NATO operasyonlarında söz sahibi oluyor. Bayrağını uçağıyla gösteriyor.
Bu ihtiyaç için Airbus’ın askeri kanadı tarafından geliştirilen A400M, dört motorlu, 37 ton kapasiteli dev bir uçak. Yarı hazırlanmış, toprak pistlere inebilmesi için jet yerine her biri 11 bin shp gücünde dört pervaneli motora sahip. Rolls Royce ve MTU tarafından geliştirilen bu motorlar uçağa jet performansı veriyor.
Seyir yüksekliği 13 bin 300 metre olan A400M’in menziliyse 8 bin 700 kilometre. Yani İstanbul’dan kalkıp Amerika kıtası sahillerine ulaşabiliyor. Ama en önemli özelliği 25 ton yükle 750 metrelik toprak pistten havalanabilmesi. 17 metrelik kargo bölümünde, Türkiye’nin de alacağı CH-47 Chinook helikopteri palleri sökülüp istenilen yere götürülebiliyor.
Airbus Military testleri beş prototip uçakla sürdürüyor. Uçuş testlerinin önemli bölümü tamamlandı. Fransa’ya teslim edilecek ilk iki uçak da halen imalat hattında.
İKİNCİ KULLANICI TÜRKİYE
Türkiye için yapılacak dokuz imalat numaralı uçaksa önümüzdeki günlerde Sevilla’daki fabrikada üretilmeye başlanacak. Fransa’dan sonraki ikinci kullanıcı olacak Türk Hava Kuvvetleri’ne teslimat 2013 başında planlanıyor. 2018’e kadar 10 uçak Kayseri Erkilet’teki 222. Filo’ya teslim edilecek. Bu filoda uzun yıllardır kullanılan Fransız-Alman tasarımı C-160’lar emekli edilecek.
Başta projeye 20 uçakla giren Türkiye, daha sonra sipariş sayısını 10’a indirdi. Ancak bu rakamın önümüzdeki 10 yılda artırılması planlanıyor. Halen Hava Kuvvetleri A400M, Suudi Arabistan’dan alınan altı uçakla birlikte sayıları 19’a çıkan ve TAI tarafından modernize edilen C-130’lar ile 50 CN235 uçağı ile entegre bir nakliye filosu üzerinde çalışıyor.
Sivil imalat tekniği ve teknolojileriyle 10 uçaklık A400M, 22 C-130’un yaptığı işi yüzde 55 daha düştük maliyetle gerçekleştirebilecek. Airbus, önümüzdeki 20 yılda A400M için 1000 uçaklık pazar hedefliyor. Gövde boyu uzatılıp kısaltılarak yeni bir askeri uçak ailesinin de oluşturulması gündemde.
THY TEKNİK BÖLGE BAKIM MERKEZİ
Airbus Military, A400M’in bölge bakım merkezini Türkiye’de açmak için teklif getirdi. THY Teknik, TAI, TEI, Havelsan ve Kayseri Hava İkmal Bakım Merkezi’nde hem Türkiye’nin hem de bölgeye satılacak uçakların bakımları yapılacak. Uçağın Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetlerde satış şansı yüksek. Bu bölgeye verilecek uçakların tüm bakımlarının askeri pazara girecek THY Teknik’in HABOM tesislerinde gerçekleşmesi hedefleniyor.
KRİZLER A400M’İ YAŞATTI
* Projenin geçmişi 1980’lere kadar uzanıyor. Ekonomik kullanım ömürlerini tamamlamaya başlayan C-160 ve C130’ların eski modellerinin yerini almak üzere Avrupa ülkeleri yeni bir uçak tasarlamaya karar verdi. Türkiye de bu ortaklığa ilk günden dahil oldu.
* Ekonomik krizler, değişen politikalar Airbus liderliğindeki projeyi zaman zaman zorladı. En son 2009’da 2.4 milyar Euro’luk maliyet artışı taraflarca onaylandı.
* Projenin ortakları olan Almanya 53, Fransa 50, İspanya 27, İngiltere 22, Türkiye 10, Belçika yedi, Lüksemburg bir uçak siparişi verdi. Malezya dört uçakla A400M’in ilk Avrupa dışı müşterisi oldu.
* Ülkeler, sipariş adeti ve sanayi alt yapılarına göre tasarım ve imalattan pay alıyor. Türkiye adına TAI, uçağın yüzde 8’ini tasarladı ve üretiyor.
* Bu proje, TAI’ye Airbus’ın kapılarını araladı. A400M’de görev yapan TAI mühendisleri halen Airbus’ın yeni yolcu uçağı A350XWB’de kanatçıklarını dizayn ediyor.
SEVILLA’DA SABAH KANAT ÜZERİNE ÇIKMAK YASAK
İspanya’nın güneyinde yer alan Sevilla sıcak bir kent. Guadalquivir Nehri, kentteki nemi artırıyor. Bu nedenle özellikle sabah saatlerinde fabrikadaki uçakların kanatlarının üzerinde ciddi nem oluşuyor. Öğlene doğru nem buharlaşıyor. Ama kayganlığın artması nedeniyle fabrikadaki teknisyenlerin sabah saatlerinde kanat üzerine çıkmaları daha önce yaşanan kazalar nedeniyle yasak.
Büyük düşünen kendi kanatlarıyla uçuyor
İspanya’nın Sevilla kentinde bir uçak fabrikasındayım. Airbus Military’nin Türkiye ve Türki Cumhuriyetleri Direktörü Can Genç ile apronlarda dolaşıyoruz. Bu adam, Avrupalı bir oluşumun temsilcisi ama hayatının her saniyesi Türkiye için yaratılabilecek projelerin peşinden koşmakla geçiyor.
Pistin bir tarafında eski sarı küçük hangarlar var. 1980’lerde adını Türkiye’ye sattığı CN235 uçaklarıyla duyuran eski CASA şirketinin ana merkezi.
Pistin diğer tarafındaysa modern mimarisiyle dev hangarlar çok uzaktan bile ihtişamla duruyor. Fransa’da Toulouse ve Almanya’da Hamburg’taki benzerleriyle aynı mimari tasarıma ve ihtişama sahip. İçinde, Airbus’ın ilk askeri projesi A400M’ler imal ediliyor. Burası, Avrupalı imalatçının askeri kanadı Airbus Military’nin ana üssü...
Türkiye ve İspanya’nın havacılık endüstri tarihi birbirine çok benziyor. İki ülke de ilk uçak fabrikalarına 1920’lerde sahip olmuş ve iki ülke neredeyse ortak kaderi de paylaşmış. Ekonomik ve politik krizler ve hatta insanlarımız bile benziyor. Ama tek farkımız, bizim havacılığı devam ettiremememiz. Yani büyük düşünemememiz.
Kendi uçak tasarımlarıyla büyüyen, Airbus’a entegre olan İspanya’nın bugün havacılık cirosu 10 milyar doları aşıyor. Gençlerde işsizlik oranı yüzde 60 olsa da havacılık dünyası ekmeğini metalden, kompozitten ve tasarımdan çıkarmaya devam ediyor. Avrupa havacılığına kompoziti öğretiyor.
NE YAPMALI
* Başbakan Erdoğan, stratejik olarak havacılığa hakim olmayanın teknolojik açıdan üstünlük sağlayamayacağını gayet iyi biliyor. A400M Projesi’nde üye ülkeler arasında ilk en üst düzey ziyareti yapması bunun bir göstergesi.
* Kriz ortamında Türkiye’nin önünde çok ciddi fırsatlar var. Erken karar alan, ileriyi iyi gören politikalar, Türk havacılık sanayiinin yıllardır kaybettiği zamanı çok kısa zamanda kapatabilir.
* Havacılıkta söz sahibi olma, yüksek mühendislikten, tasarımdan ve daha önemlisi hedef koymaktan geçiyor. Türkiye başarıya ulaşmak için kendi projelerine güvenmesi ve desteklemesi gerekiyor.
* A400M ve sonrasında Airbus A330 tanker uçakla ilgili her projeye sahip çıkılması için zaman kaybedilmemesi şart.
* Uçak fabrikaları arasındaki büyük taşıyıcı Beluga uçağının yeni nesil imalatı gibi önemli bir fırsat, kaçırılmamalı.
* Dünyanın çeşitli yerlerinden Türkiye’ye çağırılan tasarımcıların ellerinin, kollarının, akıllarının ve fikirlerinin serbest bırakılarak çalışması için en uygun ortamın hızla yaratılması ve sonuçların sabırla beklenmesi gerekiyor.
Yeni Beluga’yı Türkiye yapacak
Avrupalı imalatçı Airbus’a parça üreten şirketlerin fabrikaları çok farklı ülkelerin ayrı ayrı şehirlerinde. Ana imalat hatlarına parçalar ‘Beluga’ yani Beyaz Balina adı verilen özel uçaklarla taşınıyor. A300-600’lerden geliştirilen bu uçakların kargo bölümüne iki katlı A380’in bile gövde parçaları sığıyor.
Tasarımı 1991’de yapılan uçaklar, 2020’den itibaren ekonomik kullanım ömürlerini tamamlıyor. Yerini, A340-600’lerden geliştirilecek Beluga EX’lere bırakacak.
Airbus, Türkiye’ye yeni Beluga’lar için çok özel bir paket teklif etti.
* Projenin toplam maliyeti 5 milyar dolar olacak. Yüksek mühendislik gerektiren tasarım işinin Ankara’da TAI tarafından yapılması gündemde. Yeni bir gövde tasarımı tecrübesinin kazanılacağı bu dizayn, gelecekte Türkiye’nin kendi yolcu uçağını yapmasına da önemli bir alt yapı sağlayabilir.
* Modifikasyon ise THY Teknik’te planlanıyor. Beluga gibi çok detaylı bir projenin hayata geçmesi THY Teknik’in her türlü yolcu uçağının kargoya çevrilmesine imkan sunacak bir alt yapı hazırlayacak.
* Projenin üçüncü parçası işletme. THY’nin işletmesi altında kurulacak ‘Turkish Beluga’ uçakların operasyonunu yapacak.
Büyüklüğü 5 milyar dolara ulaşan proje için Türkiye’nin elini çabuk tutması gerekiyor. Hem Kuzey Amerika, hem de Uzakdoğu bu projeyi yakından takip ediyor.