27 Aralık 2012 Perşembe

ABD Türkiye'ye 2 Fırkateyn Hibe Ediyor

Önemli Not: Konu meclis gündemine gelmediği için, projenin iptal olduğu gözükmektedir. Milgem için hayırlı olması dileğiyle. 04.01.2013

ABD Temsilciler Meclisi'nde Türkiye, Meksika ve Tayland'a ABD donanmasından füze güdümlü kapasiteye sahip fırkateynler hibe edilmesini öngören yasa tasarısı sunuldu.
Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi'ne sunulan 6649 numaralı tasarı, Türkiye'ye, ''Oliver Hazard Perry'' sınıfına ait, ''USS Halyburton'' ve ''USS Thach'' adlı iki fırkateynin hibe edilmesi için ABD Başkanı Barack Obama'ya yetki verilmesini içeriyor.
Komitenin Cumhuriyetçi başkanı Ileana Ros-Lehtinen ve kıdemli Demokrat üyesi Howard Berman tarafından hazırlanan tasarının, ''kuralların askıya alınması'' yöntemiyle sunulduğu ve dolayısıyla komiteden onay sürecini atlayarak, doğrudan Meclis Genel Kurulu'na getirileceği öğrenildi.
Tasarının, Kongre'deki yasama yılı sona ermeden önce önümüzdeki birkaç gün içinde oylamaya konulabileceği belirtilirken, gözlemciler, tasarının kabul edilme ihtimalinin yüksek olduğunu ifade ediyor.
Tasarının ilk sunulduğu versiyonunda, gemilerin hibe edileceği ülkeler arasında Türkiye'nin adı yer almazken, ABD yönetiminin girişimleri sonucu Türkiye'nin adının daha sonra listeye eklendiği belirtildi.
ABD'deki Rum lobisinin sert tepki gösterdiği tasarının, yürürlüğe girebilmesi için Senato'da da onaylanması gerekiyor.
117 Sidewinder Füzesi Satışı
Öte yandan, ABD Savunma Bakanlığı'na bağlı Savunma Güvenlik İşbirliği Ajansı'ndan (DSCA) yapılan açıklamada, DSCA'nın, Türkiye'nin talebi üzerine, 117 Sidewinder füzesi ve onunla bağlantılı teçhizat, parçalar, eğitim ve lojistik destek ekipmanının Türkiye'ye satışı için 21 Aralık'ta Kongre'ye bildirimde bulunduğu belirtildi.
Açıklamada, Raytheon firmasının ürettiği, kızılötesi güdümlü, kısa menzilli, havadan havaya atılan ve savaş uçaklarında kullanılan füzelerin ve bağlantılı ekipmanın toplam maliyetinin tahmini olarak 140 milyon dolar olduğu bildirildi.
Türkiye'nin bölgede barış ve istikrarın sağlanmasında ABD'nin bir ortağı olduğu vurgulanan açıklamada, özetle şunlar kaydedildi:
''ABD'nin ulusal çıkarları açısından, bölgede kabul edilebilir bir askeri dengenin oluşumuna katkı sağlayacak güçlü ve hazır bir savunma kapasitesini geliştirmesi ve sürdürmesi için NATO müttefikimize yardım etmek hayati önemdedir. Teklif edilen satış, bu hedeflerle uyumludur. Türk Hava Kuvvetleri, savunma ihtiyaçlarını daha iyi desteklemek için savaş uçaklarını modernize etmektedir. AIM-9X-2 Sidewinder füzelerinin teklif edilen satışı, Türkiye'nin kendini savunma kapasitesini, modernizasyonunu, bölgesel güvenliği, ABD ve diğer NATO üyeleriyle birlikte çalışabilirliği geliştirecek ve Türkiye'yi, dünyanın önemi giderek artan bir bölgesinde daha değerli bir ortak haline getirecektir''
Mevzuata göre, bir NATO müttefikine silah satışı konusunda Kongre'ye resmi bildirimde bulunulmasından sonraki 15 gün içerisinde, Kongre'nin satışın engellenmesi veya teklifin yeniden düzenlenmesine yönelik bir tasarı geçirmemesi halinde, bu satışlar otomatikman onaylanmış oluyor.

25 Aralık 2012 Salı

Türk Hava Kuvvetleri'ne yeni nesil füze


Türk Hava Kuvvetleri'ne yeni nesil füze

Türk Hava Kuvvetleri'nin F-16 ve önümüzdeki yıllarda envantere girecek F-35 uçaklarında kullanılacak AIM-9X füzelerine Amerikan Kongresi'nden onay çıktı. 140 milyon dolara toplam 117 adet füze Hava Kuvvetleri'ne teslim edilecek.

GÖKTÜRK-2


Rusya, Hindistan’a 3 milyar dolarlık savaş uçağı ve helikopter sattı

FARUK AKKAN MOSKOVA CİHAN
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Hindistan'a gerçekleştirdiği ziyarette, 3 milyar dolarlık savaş uçağı ve helikopter satışı ile ilgili anlaşma imzalandı.
Anlaşma çerçevesinde Rusya, Hindistan'a 1,3 milyar dolar değerinde 71 adet Mi17B-5 helikopter ve 1,6 milyar dolar değerinde 42 adet Su-30MKI Flanker tip savaş uçağı sattı. Putin ve Hindistan Başbakanı Manmohan Singh'in hazır bulunduğu törende, ileri teknoloji, savunma, tarım, kültür ve ticari alanlarda toplam 10 anlaşma imzalandı. Kremlin dış politika danışmanı Yuri Uşakov ise ziyaret çerçevesinde yaptığı açıklamada BM Güvenlik Konseyi'nin genişleyecek daimi üyelerle ilgili yapısında Hindistan'ın da yer almasını desteklediklerini söyledi.
Rusya ve Hindistan diplomatik ilişkilerin kurulmasının 65. yılını kutluyor. İki ülke arasında toplam ticaret hacmi bir önceki yıla göre yüzde 30 artarak 10 milyar dolar seviyesine ulaşmış durumda. İki ülke Birleşmiş Milletler'de G-20, BRICS, Şanghay İşbirliği Örgütü ve diğer farklı formatlarda yakın ilişki içinde bulunuyor. Özellikle dış politikada iki ülkenin yaklaşımları genellikle örtüşüyor. 2000-2010 döneminde Rusya'nın Hindistan'a sattığı toplam askeri malzemenin bedeli 30 milyar doları aştı.

14 Aralık 2012 Cuma

İsrail vermedi, görüntüleme sistemi Amerika’dan alınıyor


İsrail vermedi, görüntüleme sistemi Amerika’dan alınıyor
EMRE SONCAN, ANKARA   -   14 Aralık 2012  
 
İsrail, F-4 savaş uçaklarında kullanılacak dijital görüntüleme projesini iptal edince Amerikan Goodrich firmasıyla anlaşıldı. Artık F-4 uçaklar 150 kilometre menzilden fotoğraf çekebilecek. Uzmanlara göre haziranda düşürülen uçak bu sisteme sahip olsaydı Suriye’ye bu kadar yakın uçmayacaktı.
İsrail ve Türkiye arasında yaşanan Mavi Marmara krizinin ardından, İsrail Savunma Bakanlığı, İsrailli savunma sanayi firmaları IAI ile Elbit’in Türk Hava Kuvvetleri’ne istihbarat sistemi satışına dair ihracat lisansını iptal etti. İsrail firmaları, Türk F-4 savaş uçaklarına monte edilmek üzere keşif ve gözetleme sistemleri üretiyordu. İsrail firmalarıyla 2008 yılında 165 milyon dolarlık sözleşme imzalanmış ve 2009’da bu firmalara avans ödemesi yapılmıştı. Projenin iptal edilmesiyle harekete geçen Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) yetkilileri, ABD’ye giderek Goodrich isimli firmayla anlaşmaya vardı. SSM, firmaya yaklaşık 80 milyon dolar ödeyecek. Yeni sistemle F-4 uçaklarının 150 kilometre menzilden dijital fotoğraf çekebilmesi ve çektikleri görüntüleri yere inmeden üsse aktarması sağlanacak. Havadan, gerçek zamanlı elektrooptik ve yüksek çözünürlüklü radar keşif podu tedarikini ve görüntü kıymetlendirme merkezinin kurulmasını kapsayan proje, Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterindeki RF-4E uçaklarının keşif ve gözetleme kabiliyetlerini artıracak. Söz konusu sistemlerin birkaç ay içinde Türkiye’de olması bekleniyor. Daha sonra ise bu sistemlerin milli imkânlarla üretilmesi hedefleniyor.
 Haziran ayında Akdeniz’de keşif ve gözetleme görevi icra eden Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait F-4 savaş uçağı Suriye tarafından düşürülmüştü. Savunma kaynakları, yeni satın alınacak sistemlerin uçaklara entegre edilmesinin ardından, F-4’lerin hedeflerine yaklaşmadan çok daha uzaktan istihbarat toplayabileceğini dile getiriyor.
http://www.zaman.com.tr/anasayfa/israil-vermedi-goruntuleme-sistemi-amerikadan-aliniyor/2028523.html

Yerli tabanca için harekat


Yerli tabanca için harekat

Mert TEMİZKAN
Yerli tabanca için çok önemli hamle

MİLLİ Savunma Bakanlığı’nın asker ve polis için bir süredir çalışmalarını sürdürdüğü yerli tabanca üretiminde 5 şirket görevlendirildi. Şirketler önümüzdeki yıldan itibaren prototip modellerini bakanlığa sunacak. Seçilen modelin seri üretimine 2 yıl içinde başlanması bekleniyor.

GEÇTİĞİMİZ yıl hazırlıklarına başlanan ‘yerli tabanca’ projesi için 5 ‘babayiğit’ bulundu. Trabzon Silah Sanayi (TİSAŞ), GİRSAN Silah Sanayi, Canik, Sarsılmaz ve Asilsan, yerli tabanca üretimi için ortaklaşa çalışacak. Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, bu şirketlerin tabanca prototiplerini hazırlayarak kendilerine gönderdiklerini ve seçim aşamasında olduklarını belirterek, “Kocaman bir emniyet teşkilatımız ve ordumuz var. Glock gibi Baretta gibi dünyaca ünlü bir tabanca yapıyoruz. Üretim için ‘babayiğit’ arayışımız da yok, çünkü 5 tane ‘babayiğitimiz’ var” dedi.
KAHRAMANA İSİM VERİLİR
Yerli ürünün her ihtiyaca uygun olarak, tabanca ailesi şeklinde üretileceğini söyleyen Bayar şöyle konuştu: “Tabancayı eline alanlar aşık olacak. Elinde ne varsa atıp, bu tabancayı kullanacak. Görevlerine bununla çıkmak isteyecek. Uluslararası seviyede bir marka ortaya çıkacak. Tabanca ailesinin seri üretime geçmesi için 2 yıllık bir takvim belirledik. 2 yıl için seri üretime geçirilmesi planlanan yerli tabancanın henüz ismi belli değil. Yerli tabanca hem Türkiye’de hem de yurtdışında adından söz ettirecek. Eskiden Anadolu’da çocuklara hemen isim verilmezdi, önce bir kahramanlık yapması gerekirdi. Bizim tabanca ailemizin ismi de hemen belli olmayacak. Önce kendisi ispatlasın, ondan sonra değerlendireceğiz.”
FİNANSMAN PAKETİ
Milli Piyade Tüfeği ile ilgili de bilgi veren Murad Bayar, “Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) bununla ilgili tüm çalışmalarını tamamladı. Tasarım anlamında desteğe ihtiyacı oldu ve proje özel sektöre indi. Üretim kısmında da özel sektörden şirketler görev alacak. Bir kaç şirketin kapasitesine ihtiyacımız olacak. Yan sanayiye de büyük iş düşecek. 2013 yılında seri üretime başlamayı planlıyoruz” açıklamasını yaptı.
Kirpi’de iş uzasa Otokar’a kalırdı
ÇUKUROVA Grubu’na bağlı BMC tarafından ihalesi alınıp, üretimine başlanan Türkiye’nin ilk mayına dayanıklı aracı olan Kirpi ile ilgili son durum hakkında bilgi veren Murad Bayar, şunları söyledi: “BMC, finansal sorunlardan dolayı üretime ara vermişti. İhalede ikinci olan şirket Otokar’a verebilirdik ama bu bizi en az 1 yıl geriye atardı. Otokar’a geçsek süreci baştan yaşayacaktık. Anlaşma kapsamında teslimi aksayan 195 Kirpi’nin nisan ayına kadar tamamlanmasını umuyoruz.”
‘Savunma’ ihracatı 1 milyar doları geçti
SAVUNMA Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, Türkiye’nin ürettiği savunma ürünlerinin sayısının arttığını, ihracatının da 1 milyar doları geçtiğini belirterek şöyle konuştu: “Eğer ki savunma ürünleri ihraç edeceksiniz, diğer ülkeler sizden finansman paketi de istiyor. Bazı ülkelerde bununla ilgili sistem, devlet garantisi ile ödemelerin vadelendirilmesi şeklinde. Mevzuatta değişikliğe giderek bu sorunu çözeceğiz. Hazine, Ekonomi Bakanlığı, Eximbank ve Milli Savunma Bakanlığı bu işi çözecekler.”
Olmayacak duaya amin demeyelim
PATRIOT füzelerinin Türkiye’ye gelmesi ile tekrardan gündeme gelen ‘neden yerli füzemiz yok’ sorusuna Bayar, “Uzun menzilli füze işi zor” yanıtını verdi. Kısa ve orta menzilli füzeler için çalışmaların sürdüğünü, prototip üretimin yapıldığını ve testlerinin devam ettiğini söyleyen Bayar, “Testleri de çok başarılı gidiyor. Ancak bunun üstündeki, yani Patriot tarzındaki füzeler yetenek sınırlarımızın üzerine çıkıyor. Olmayacak duaya amin demeye gerek yok”diye konuştu.

11 Aralık 2012 Salı

Son F-16 da Artık TSK'nın Emrinde


Son F-16 da Artık TSK'nın Emrinde

TUSAŞ, son F-16 uçağını törenle Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim etti.


Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) ve Lockheed Martin firmaları, Peace Onyx IV Programı kapsamında Hava Kuvvetleri Komutanlığı için üretilen son F-16 uçağını TUSAŞ tesislerinde gerçekleştirilen törenle teslim etti.


TUSAŞ'tan yapılan açıklamaya göre, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Kaya'nın ev sahipliği yaptığı törene; aralarında Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı Serdar Demirel ve Lockheed Martin yetkilerinin de bulunduğu birçok üst düzey davetli katıldı.
Bu 308. F-16 Uçağı
TUSAŞ Uçak Grup Başkanı Özcan Ertem, törende yaptığı konuşmada, F-16'nın çok önemli ve özel bir ürün olduğunu, bugün 308'incisi teslim edilen F-16 uçağının takviminden önce büyük bir başarı ile tamamlandığını belirtti.
Lockheed Martin F-16/ F-22 Entegre Muharip Uçak Grup Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Jeff Babione ise Lockheed Martin'in TUSAŞ ile birlikte daha güçlü olduğunu belirterek, ''TUSAŞ ile 1984 yılında başlatmış olduğumuz güçlü işbirliğinin büyüyerek devam etmesi umuduyla projede emeği geçenlere teşekkür ederim'' dedi.
Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı Serdar Demirel ise Blok 50 tipi F-16 projesinin başarıyla tamamlanmasında emeği geçen Amerikan ve Türk hükümeti yetkilileri ile Lockheed Martin ve TUSAŞ çalışanlarına şükranlarını sundu.
Konuşmaların ardından, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Kaya, projede emeği geçenlere şükran plaketi takdim etti.
Öte yandan 25 ülkenin seçimi olan F-16 uçağından dünyadaki beş montaj hattından şimdiye kadar tüm dünyaya 4 bin 400 adetten fazla teslim edildi. Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine Mayıs 2011 ile Aralık 2012 arasında Gelişmiş Blok 50 Tipi 30 yeni F-16 eklendi. (AA)

6 Aralık 2012 Perşembe

Kirpi, kaldığı yerden devam


Kirpi, kaldığı yerden devam
EMRE SONCAN   -   6 Aralık 2012  
 
Zaman Gazetesinden Emre Soncan'ın bir haberi. Kirpi'lerde mutlu sona yaklaşılıyor, darısı Polis teşkilatımızın başına...
‘Yürüyen kale’ olarak bilinen ‘Kirpi’ ile ilgili kriz, BMC’nin aradığı krediyi bularak yeniden üretime başlamasıyla aşıldı. Güvenlik güçlerinin mayın tuzağından korunması amacıyla 2009’da 468 zırhlı araç için anlaşma imzalanmış, ancak firmanın yaşadığı maddî sıkıntı yüzünden araçların 278’i teslim edildikten sonra üretimi durmuştu. Kalan 190 Kirpi’nin 3-4 ay içinde tamamlanacağı belirtiliyor.
BMC, sonunda aradığı krediyi buldu, terörle mücadelenin kritik unsurlarından Kirpilerin üretimi yeniden başladı. Firma, maddî darboğaz sebebiyle, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) teslim etmesi gereken, mayına dayanıklı bu araçların üretimini durdurmuştu. Özel bir bankayla yapılan yaklaşık 150 milyon dolarlık kredi anlaşmasından sonra  BMC, üretimi yeniden başlattı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) tarafından açılan, mayına dayanıklı zırhlı araç ihalesi sonucunda, BMC ile 2009’un Mart ayında sözleşme imzalanmıştı. Araçların, Aralık 2011’e kadar teslim edilmesi gerekiyordu. Firma üretimi gerçekleştiremeyince süre 2012’nin Mayıs ayına kadar uzatılmış ve bu tarihe kadar 278 adet Kirpi, TSK envanterine girmişti. Zaman’a bilgi veren Savunma bürokratları, “Kalan 190 adet Kirpi’nin teslimatı önümüzdeki 3-4 ay içinde tamamlanacak.” dedi. Öte yandan gecikmeden dolayı SSM tarafından firmaya 7 milyon Euro ceza kesildi.
Kirpiler 13 personel taşıyabiliyor, her türlü arazi şartlarında rahatlıkla hareket edebiliyor. Mayın, el yapımı patlayıcı, balistik testlerinden geçen ve ‘yürüyen kale’ olarak bilinen Kirpiler, saatte 105 km hıza ulaşabiliyor, 120 cm derinlikteki sudan geçebiliyor.
NATO standartlarına göre üretilen Kirpilerde, aynı zamanda motor altının da koruması sağlanıyor. Böylece herhangi bir mayın tehdidine maruz kalan aracın kısa sürede onarılarak görevine devam etmesi mümkün oluyor. Koltuklar ise mayın patlaması anında basıncı emecek özel bir sistemle üretiliyor. Söz konusu zırhlı, şu anda Güneydoğu’da terörle mücadelenin yoğun olarak sürdüğü yerlerde kullanılıyor. Özellikle terörle mücadelede iç güvenlik harekât bölgesinde görev yapan Kirpiler, Mehmetçiğin elini kuvvetlendiriyor. PKK’nın sahip olduğu mayınlara karşı dayanıklı olan bu araçlar, askerin bir noktadan diğerine güvenli sevkiyat yapmasına da imkân veriyor. Ayrıca, teröristler tarafından yapılan taciz atışlarında da askerin, güvenli olduğu için Kirpi’den inmediği ve teröristlere aracın içinden karşılık verdiği kaydediliyor. Askerî yetkililer, “Teröristler Kirpilere diğer zırhlı araçlara saldırdıkları gibi kolay saldıramıyor. Kendi aralarındaki telsiz konuşmalarında, ‘bu araçları gördüğünüzde mühimmat harcamayın’ diyorlar.” ifadelerini kullanıyor. Öte yandan Kirpi’nin ilk üretilen zırhının, yapılan testlerin ardından terörle mücadeleye uygun olarak güçlendirildiği kaydediliyor.
    Emniyet Genel Müdürlüğü de uzun süredir bu araçlardan istiyor. Özellikle geçtiğimiz eylül ayında terör örgütü PKK’nın, Bingöl’ün Karlıova ilçesinde asayiş görevinden dönen polise kurduğu bomba tuzağında 8 polisin şehit olmasının ardından, Emniyet’in zırhlı araç ihtiyacı iyice gün yüzüne çıkmış oldu. Emniyet Teşkilatı’nın kullandığı shortland ve panzer gibi araçların zırhları çok hafif. Terörle mücadelede kullanılmaya elverişli değil. Daha güçlü zırhı olan kobralar ise personel sevkiyatında zaten kullanılmıyor. Savunma kaynakları, aynı araçlardan Emniyet’e de alınacağını kaydediyor. Ayrıca Silahlı Kuvvetler’deki ağır zırhlı personel taşıyıcıların sayısının da artırılması gerektiği ifade ediliyor.
http://www.zaman.com.tr/ekonomi/kirpi-kaldigi-yerden-devam/2025196.html

4 Aralık 2012 Salı

Mehmetçiğin kimyasal silah elbisesi 3 yıldır dikilemedi



EMRE SONCAN ANKARA   -   5 Aralık 2012  
 
Zaman gazetesinden Emre Bey , yine güzel bir haber yakalamış. NBC ihalesiyle  ilgili yıllardır bitirilemeyen ve teslim edilemeyen elbiselerin durumunu gündeme taşımış. Tebrikler. ........
Dünyanın en büyük dördüncü kimyasal silah stoku Suriye’de bulunuyor. Esed rejiminin kimyasal silah tehdidiyle ilgili tartışmalar devam ederken, Türkiye’nin, bu tür saldırılara karşı hazırlıklı olmadığı ortaya çıktı.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterine 3 yıl önce girmesi öngörülen kimyasal silahlara karşı korumalı elbiselerin teslimatına hâlâ başlanmadı. Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Mehmetçiği kimyasal ve biyolojik tehditlerden koruyacak elbiselerin üretilmesi için 2007 yılında üç firmadan oluşan bir konsorsiyumla sözleşme imzaladı. Buna göre 142 bin elbise üretilecek ve ilk teslimat 2009’da yapılacaktı. Ancak aradan 3 yıl geçmesine rağmen henüz bir elbise bile Genelkurmay Başkanlığı’na teslim edilmedi. Zaman’a konuşan müsteşarlık yetkilileri, “Gecikme olduğu doğru. Fakat yeni bir ihale açsak daha fazla zaman kaybı olacaktı. Teslimatı zamanında yapamayan firmaya 2 milyon Euro ceza kestik. Elbiseler ocak ayından itibaren TSK envanterine girmeye başlayacak.” açıklamasında bulundu. Elbiselerin test için Hollanda’ya gönderildiğini ve sonuçların başarılı çıktığını belirten yetkililer, sözleşmeye göre bütün teslimatın 10 yıla yayılacağını ifade etti.
Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ile Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın ihtiyacı olan nükleer-biyolojik-kimyasal koruyucu elbise takımının yurtiçinde üretilmesi için ‘ÇAN’ isimli konsorsiyumla 2007’de 48 milyon Euro’luk sözleşme imzalandı. Proje kapsamında zehirli ve zararlı gazlara karşı koruma tabakasını oluşturan küresel aktif karbon TÜBİTAK’ta geliştirildi. İhaleyi kazanan firma da seri üretime geçmek için TÜBİTAK’tan teknik bilgi paketini aldı. Fakat teknik sorunlar nedeniyle üretimi uzun bir zaman gerçekleştiremedi. Bu süreç zarfında yeni ihaleye çıkmanın daha büyük zaman kaybına yol açacağı gerekçesiyle firmanın üretimini tamamlaması beklendi. 3 yıl gecikmenin ardından küresel aktif karbon maddesinin üretimi gerçekleşti. Elbiselerin içine bu maddenin yerleştirilmesinin ardından ortaya çıkan ürünler test için Hollanda’ya gönderildi.
En büyük 4. kimyasal silah stoku Suriye’de
SSM yetkilileri, testlerin başarıyla sonuçlandığını ve ilk 200 elbisenin ocak ayı içinde TSK’ya teslim edileceğini belirtiyor. Sözleşmeye göre tüm elbiselerin teslimatı 10 seneye yayılacak. Çünkü bu tür özel elbiselerin belirli bir raf ömrü bulunuyor. Elbisenin ambalajının açılmasından itibaren yaklaşık 30 günlük bir kullanım süresi var. TSK’nın şu anda elinde, daha önce yurtdışından satın aldığı ve bir süre daha idare edebilecek nükleer-biyolojik-kimyasal koruyucu elbiselerden bulunduğu kaydediliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı verilerine göre, dünyanın en büyük dördüncü kimyasal silah stoku Suriye’de bulunuyor. Silahların önemli bir bölümünün Halep yakınlarındaki El Safir’de tutulduğu belirtiliyor. Suriye ordusunda halen hardal, sinir ve VX gazı stokları istihbarat raporlarına yansımış durumda.
 http://www.zaman.com.tr/son-dakika/mehmetcigin-kimyasal-silah-elbisesi-3-yildir-dikilemedi/2024647.html

1 Aralık 2012 Cumartesi

ABD ile THAAD pazarlığı



ABD ile THAAD pazarlığı



Tolga TANIŞ - WASHINGTON
ABD ile THAAD pazarlığı

Türkiye, Patriotlardan sonra ABD ile THAAD pazarlığı başlattı. Suriye’nin elindeki Scud türü balistik füzeleri atmosfer dışında vurma kapasitesine sahip füze sisteminden bir adet Türkiye’ye de konuşlandırılması isteniyor. Pentagon ise kararsız.

















TÜRKİYE’nin Suriye’den gelebilecek tehditlere karşı NATO’dan topraklarına konuşlandırılmasını
istediği Patriot füzeleri için saha araştırması sürerken, Türkiye başka bir füze savunma sistemi
pazarlığını ise ABD tarafı ile bire bir yürütüyor. Kıran kırana süren görüşmelerin konusu ise Patriot
füze savunma sisteminin bir üst seviyedeki tamamlayıcısı olma özelliği taşıyan, gelişmiş THAAD
füzeleri.
90’ların sonunda, halen Suriye’nin de elinde bulunan Scud füzelerine karşı üretilen ve yapılan
testlerin ardından zaman içinde daha da geliştirilip 2008’de Amerikan Ordusu’nun envanterine giren
THAAD’lar, balistik füzeleri yok etmek için tasarlanmış bir sistem. Patriot’lardan en önemli farkı,
Malatya Kürecik’e de yerleştirilen TPY-2 radarla uyumlu çalışarak hedefi çok önceden tespit edip
harekete geçmesi ve ateşlenen füzeyi, hedef aldığı bölgeye serpintisiyle dahi zarar veremeyecek
şekilde çok uzaktan imha edebilme kapasitesi.
ANKARA’DAN RESMİ TALEP GÖNDERİLDİ
Ankara, Suriye’nin elindeki kimyasal silahlar nedeniyle sistemin Türkiye’de de bulunmasının hayati
bir önem taşıdığına inanıyor. Bu nedenle de gelecek Patriot’ların tamamlayıcısı olacak füzelerden
mutlaka Türkiye’de de bulunmasını istiyor. Bunu için bulunan formül, ABD’nin elindeki bir adet gezer
THAAD siteminin bir süreliğine Türkiye’nin kullanımına verilmesi. Kaynaklar, Türkiye’nin bu konuda
ABD tarafına resmi talebini ilettiğini açıkladılar. ABD ise bu sistemi aynı şekilde geçici bir süre
kendilerinden Güney Kore’nin de istediğini belirterek, konuyu düşüneceğini açıkladı. Verilen cevabın
ardından Türk tarafı, NATO üyesi olan Türkiye’nin Güney Kore ile karşılaştırılmaması gerektiğini ABD
tarafına net bir şekilde ifade etti, bir adet THAAD sisteminin acil olarak Türkiye’ye gönderilmesini
istedi. Böylece Avrupa’daki Ordusu EUCOM bünyesinde bulunan Patriot taburundan Türkiye’ye destek
olması şimdilik mümkün gözükmeyen ABD’nin, Türkiye’nin füze tehdidine karşı oluşturduğu savunma
sistemine THAAD ile destek olması talep edildi.
UZMAN: İSTANBUL’A KONUŞLANDIRILIR
ABD’nin Türkiye’nin talebini olumlu karşılaması halinde, THAAD füze sisteminin nereye yerleştirileceği
 konusu gündeme gelecek. Amerikalı bir uzman, bu füzelerin hedefi çok önceden belirleyebildiğini
hatırlatıp, THAAD’ın Türkiye’ye gönderilmesi halinde bunun muhtemelen İstanbul’a konuşlandırılacağı
nı söyledi.
Özellikleri
Tam adı, Terminal Safhası Yüksek İrtifa Hava Savunması. 1987’de Scud türü kıtalararası balistik füze
lere karşı tasarlandı. Uzun yıllar süren testlerin ardından da 2008’de Amerikan Kara Kuvvetleri’nin
envanterine girdi.
Üretici Lockheed Martin. Bir THAAD bataryasında 24 füze, üç fırlatıcı, bir ateşleme merkezi bulunuyor 
Buna Kürecik’e yerleştirilen X bandı türü radar da dahil.
Her bir bataryanın toplam maliyeti 310 milyon dolar. 6.27 metre uzunluğundaki füzelerin 200 km
menzili var. Sadece 20 km menzili olan, NATO’nun Türkiye’ye konuşlandıracağı PAC-3’lerin füze
savunma sisteminde bir üst aşaması.
Ayrıca radar avantajıyla, hedefi çok önce saptayıp harekete geçebiliyor ve 150 km’lik irtifa özelliğiyle
saldırı füzesini atmosfer dışında imha edip serpinti riskini ortadan kaldırabiliyor.
Suriye’nin elindeki kimyasal silahlara karşı en son Körfez ülkeleri Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri
de ABD’den üç hafta önce THAAD sistemi talep etmişti. İki ülkenin ABD’den satın almak istediği, ABD
Kongresi’nin onayına bağlı olan sistemin toplam maliyetinin ise 7.6 milyar dolar olduğu açıklanmıştı.
DEVREDE
GELİŞMİŞ THAAD füzeleri pazarlığını Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da yakından takip ediyor.
Cenevre’de bir araya gelmek için ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’dan randevu isteyen Davutoğlu’nun
bu görüşmede THAAD meselesini gündeme getirmesi bekleniyor.
http://www.hurriyet.com.tr/planet/22051627.asp
Her türlü hakkı saklıdır.